Konu: Neden Fotoğrafla alakalı yerli bi markamız yok? (Manifestom)

Bu saatten sonra ileri teknolojik ürünlerde parçaların %50sini yapmamız çok zor, çünkü dünyada da yapan pek yok. Açıkçası ne alman malı, ne de amerikan malı diye birşey var. Kalmadı o devir kapandı artık Büyük firmalarda milliyetçilik izleri görmek çok zor.

Türkiye 'de ne yapılıyor ? Cam çok iyi yapılıyor aslında, ahşap işçiliğide fena değil ama herkes çok yapayım çok satayım derdinde.

Türkiye de markanın sonradan çok para getireceğini farkedenler şimdi farklı noktadalar zaten. Çok ortaklı firmaların artması lazım vs vs.

aklıma geldi geçen izlediğim belgeselde mercedes jantını amerikada,motoru almanyanın bi ucu,gövde avusturya,farlar hırvatistandı. kısaca yer sıkıntısından dolayı üretimi yayıyorlar buna toyota modeli diyorlar yanlış bilmiyorsam.

Ben ondan ziyade yukarıda başka bi arkadaşın da belirttiği gibi teknoloji öğreniminden çekinildiği için böyle yaptıklarını düşünüyorum. Malum hepsi bir yerde olursa o ülke o teknolojiyi inceleyip rahatça öğrenme imkanı olur..

Sadece fotoğrafla ilgili değil , hiç bir konuda uluslararası markamız yok... 80 li yılların sonunda dışa açılmaya başladık, cebinde dolar bulunduran kodesi boyluyodu bu memlekette, bu gençlik ümit vaat ediyor başarabiliriz sanırım...

türkiye ne almanya gibi arac üretir nede japonlar gibi fotoğraf makinesi , tabi onlarda bizim gibi kumaş üretemezler .. bırakalım herkes bildiği işi yapsın . he bide öncelik sırası acaba fotoğraf makinesindemi bunuda düşünmek gerekir .. ?

ürettiğimiz kumaşlarını makinalarını yine onlar üretiyor. uluslararası sermaye bize neyi hak görüyorsa o, ötesi yok.

memleket üreteni sevmez, desteklemez. herkes oğluna köşeyi dönmenin püf noktalarını anlatır. kimi defineci olur, kimi kalpazan, kimi kumarbaz. en akıllısı okur devlete memur olur ki o da işini bilir. kimisi de vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışıp kalır ki onlar kimin içeri gireceğine kimin salınacağına karar verir.

sen şimdi kalk fotoğraf makinası markası de. annen baban seni bunun için mi okutuyor. anarşist mi kesilecen sen başımıza? ! hadi bakayım al diplomanı doğru kpss ye...

greeneye Nickli Üyeden Alıntı

ürettiğimiz kumaşlarını makinalarını yine onlar üretiyor. uluslararası sermaye bize neyi hak görüyorsa o, ötesi yok.

memleket üreteni sevmez, desteklemez. herkes oğluna köşeyi dönmenin püf noktalarını anlatır. kimi defineci olur, kimi kalpazan, kimi kumarbaz. en akıllısı okur devlete memur olur ki o da işini bilir. kimisi de vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışıp kalır ki onlar kimin içeri gireceğine kimin salınacağına karar verir.

sen şimdi kalk fotoğraf makinası markası de. annen baban seni bunun için mi okutuyor. anarşist mi kesilecen sen başımıza? ! hadi bakayım al diplomanı doğru kpss ye...

onuralp Nickli Üyeden Alıntı

türkiye ne almanya gibi arac üretir nede japonlar gibi fotoğraf makinesi , tabi onlarda bizim gibi kumaş üretemezler .. bırakalım herkes bildiği işi yapsın . he bide öncelik sırası acaba fotoğraf makinesindemi bunuda düşünmek gerekir .. ?

1960 yılında birkaç mühendisin elleri ile dökerek döverek üç buçuk ayda yaptıkları toplam 10 motor 7 şanzuman ve 2 araba şasisini hatırlatırım, o arabalardan bir tanesi geçit töreninde boy gösterirken ikincisinde ufak bir şamandıra arızası veya unutkanlık neticesi yürümemesi benzin yetiştirilip yürütülmesi, "batılı kafası ile araba yaptınız ama doğulu kafası ile yürütemediniz" gibi bir cümle ve ismini zikretmek istemediğim bir işadamınıın biz falanca markayı getirelim daha yararlı olur diyerek o markayı getirtmesi ve DEVRİMi baltalaması...

lütfen türkiyede çok güzel mühendisler ustalar var ama fırsat yok ya da gerçekten de cesur insanlar yok. cesaretli olanı ezmeye çalışan çok çünkü. yatarak kazanmaya alışmışız çünkü.....

ama son bir söz "emek olmadan ekmek olmaz"
ve hatırladığım kadarı ile yazıyorum, bir hadis "rızkın onda dokuzu ticarettedir, ticaretin onda dokuzu da cesarettir"

Devrim Arabaları filminde de dediği gibi,

"Bu ülkede hiç bir başarı cezasız kalmaz!"

dirtycop Nickli Üyeden Alıntı

1960 yılında birkaç mühendisin elleri ile dökerek döverek üç buçuk ayda yaptıkları toplam 10 motor 7 şanzuman ve 2 araba şasisini hatırlatırım, o arabalardan bir tanesi geçit töreninde boy gösterirken ikincisinde ufak bir şamandıra arızası veya unutkanlık neticesi yürümemesi benzin yetiştirilip yürütülmesi, "batılı kafası ile araba yaptınız ama doğulu kafası ile yürütemediniz" gibi bir cümle ve ismini zikretmek istemediğim bir işadamınıın biz falanca markayı getirelim daha yararlı olur diyerek o markayı getirtmesi ve DEVRİMi baltalaması...

lütfen türkiyede çok güzel mühendisler ustalar var ama fırsat yok ya da gerçekten de cesur insanlar yok. cesaretli olanı ezmeye çalışan çok çünkü. yatarak kazanmaya alışmışız çünkü.....

ama son bir söz "emek olmadan ekmek olmaz"
ve hatırladığım kadarı ile yazıyorum, bir hadis "rızkın onda dokuzu ticarettedir, ticaretin onda dokuzu da cesarettir"

dirtycop Nickli Üyeden Alıntı

1960 yılında birkaç mühendisin elleri ile dökerek döverek üç buçuk ayda yaptıkları toplam 10 motor 7 şanzuman ve 2 araba şasisini hatırlatırım, o arabalardan bir tanesi geçit töreninde boy gösterirken ikincisinde ufak bir şamandıra arızası veya unutkanlık neticesi yürümemesi benzin yetiştirilip yürütülmesi, "batılı kafası ile araba yaptınız ama doğulu kafası ile yürütemediniz" gibi bir cümle ve ismini zikretmek istemediğim bir işadamınıın biz falanca markayı getirelim daha yararlı olur diyerek o markayı getirtmesi ve DEVRİMi baltalaması...

lütfen türkiyede çok güzel mühendisler ustalar var ama fırsat yok ya da gerçekten de cesur insanlar yok. cesaretli olanı ezmeye çalışan çok çünkü. yatarak kazanmaya alışmışız çünkü.....

ama son bir söz "emek olmadan ekmek olmaz"
ve hatırladığım kadarı ile yazıyorum, bir hadis "rızkın onda dokuzu ticarettedir, ticaretin onda dokuzu da cesarettir"

Bırakalım onlar işini yapsın biz de kpss'ye girmeye devam edelim

Güzel cevabınız için teşekkürler..

ilbey666 Nickli Üyeden Alıntı

Bırakalım onlar işini yapsın biz de kpss'ye girmeye devam edelim

Güzel cevabınız için teşekkürler..

ne demek

ben fotoğraf makinalarının daha spesifik bir ürün olduğunu yani çok fazla talebin (iç piyasada) olmayacağı için üretilmediğini düşünüyorum.kaldı ki biz kendi arabamızı halen üretememiş bir ülke konumunda iken fotoğraf makinası üretmek pek mantıklı gelmedi.durumumuzu özetleyen güzel bir laf var ;
"TÜRKİYEDE HİÇBİR BAŞARI CEZASIZ KALMAZ..."

İnternette yaygın biçimde dolaşan aşağıdaki metin Japonya deprem deneyimine ilişkin dikkate değer noktaları dile getirdiği için, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun önerisiyle İngilizceden çevrilmiştir.

Neden bizim markamız yok,


JAPONYA'DAN ÖĞRENİLMESİ GEREKEN 10 ŞEY
Çeviren: Erkan Altinsoy (Afette Rehber Çevirmenlik)


1. AĞIRBAŞLILIK
Hiçbir dövünme ya da aşırı hareketlerle ızdırap ifade etme görüntüsü yok. Üzüntünün kendisi yüceltildi.

2. ONUR
Su ve yiyecek kuyruklarındaki disiplin. Hiçbir kaba söz ya da sert el kol hareketi yok. Sakinlikleri takdire ve övgüye değer.

3. YETENEK
Örneğin, inanılmaz mimarlar. Binalar sallandı ama yıkılmadı.

4. ERDEM (Bencil olmama)
İnsanlar sadece o anda ihtiyaçları olan şeyleri satın aldılar, herkes bir şeyler alabilsin diye.

5. DÜZEN
Hiçbir dükkan yağmalama yok. Yollarda korna çalmak, sollamak yok. Sadece anlayışlı tavırlar.

6. FEDAKARLIK
Elli çalışan deniz suyu pompalamak için nükleer reaktörlerin içinde kaldı. Bunların yaptıklarının karşılığı nasıl ödenebilir?

7. DUYARLILIK
Lokantalar fiyatlarında indirim yaptı. Korunmayan bir bankamatiğe hiç kimse saldırmadı. Güçlüler zayıflara baktı.

8. EĞİTİM
Yaşlılar ve çocuklar dahil herkes ne yapacağını tam olarak biliyordu. Aynen de yaptılar.

9. MEDYA
Bültenlerde kendilerini mükemmel bir şekilde dizginlediler. Aptalca konuşan muhabirler/spikerler yoktu. Sadece sakin bir şekilde yapılan habercilik. En önemlisi de, DURUMDAN FAYDALANARAK KOLAY YOLDAN KENDİNE PAY ÇIKARMAYA ÇALIŞAN POLİTİKACILAR YOKTU.

10. VİCDAN
Bir mağazada elektrikler kesildiğinde, insanlar aldıkları şeyleri tekrar raflarına koydular ve sessiz bir şekilde çıktılar.
Ülkeleri dev bir afete uğramış durumdaki Japon vatandaşlarından dünyanın alacağı çok dersler var.

Türk malı fotoğraf makinesi olsa kullanacak mıydık?
Telefonlarımız Aselsan mı?
Ya da ayakkabı üretemediğimiz için mi giyiyoruz Nike'ı, tekstilimiz olmadığı için mi altımızda levi's üzerimizde lacoste?

Biz başkasının malını sevdiğimiz için kendi malımızı üretmiyoruz. Böyle olsaydık emin olun fotoğraf makinesi de üretecek heyecanımız olurdu helikopter de.

ahmetgm Nickli Üyeden Alıntı

Türk malı fotoğraf makinesi olsa kullanacak mıydık?
Telefonlarımız Aselsan mı?
Ya da ayakkabı üretemediğimiz için mi giyiyoruz Nike'ı, tekstilimiz olmadığı için mi altımızda levi's üzerimizde lacoste?

Biz başkasının malını sevdiğimiz için kendi malımızı üretmiyoruz. Böyle olsaydık emin olun fotoğraf makinesi de üretecek heyecanımız olurdu helikopter de.

haklı eleştiri katılıyorum,

Foto Faruk

tartışma için değil, bilgi için, ben 15 senedir biliyorum bu markayı, kullanmadım ama firma ile ekipman alışverişim olmuştur, sirkecide çok ta göz önünde olmalarına rağmen bilinmezler pek, ana cadde üzerinde dükkanları vardır.

Türkiyenin en büyük markası savunma sanayisi. Dünyada adımızı temsil eden tesektör. Diğer alanlarda iş yapamazmıyız alasını yaparız ama şuanlık zor. (Aselsan da çalışan 3 mühendisin f16 sinyalizasyon sistemini kodlamış olmaları ve sonunda ölmeleri!!)

kendi neyimizi üretiyoruz da fotoğraf makinesini üreteceğiz. Türkiye'deki üreten beyinler hep avurapada amerikada. Türkiye'de olanların sonu da aselsan mühendisleri gibi ya da ısparta'da düşürülen uçaktakiler gibi.

Amerikada ulkesinden kacirilan okadar cok beyin ile tanistimki.

Nasa'da uzay projelerinde calisan eski bir tubitak uyesinden tutun, IUPUI universite hastanesinde arastirmaci olacak calisana
Hepsinin bir hikayesi, bir sebebi var.


Firsatlarimiz cok kisitli neyazikki.
Soyle dusunun, emeginizin bilginizin karsiliginda BMW'ye binip lguzel bir villada yasayarak cocuklariniza en iyi imkanlari saglayarakmi bir hayat kurmak isterdiniz? Yada

Kredi kartlarini odemek icin bankadan kredi ceken, BMW'ye degilde fiat'a binmeyimi.

Insanlar kisisel ozgurluklerini en huzurlu rahat sekilde yasayabilecekleri yerlere goc ediyorlar.

Benim icin Vatan karnizin doydugu, inandiklarinizi ozgur yasadigniz yerdir.

Aselsan , Asker kokenli bir firma oldugundan sivil urunler uretmeye yanasmiyor diye biliyorum, yanlis olabilirim. Cep telefonu uretmislikleri vardi diye hatirliyor.