Ama Mahmut bey,
Ben bir kesimi değil son 200 yıllık her kesimi irdeliyorum...
Sizinle birçok noktada aynı fikirdeyim...
Sadece şunu kabul etmek lazım maalesef Mustafa Kemal'in rahatsızlanmasından sonra başımıza gelmiş 10 numara adam yada ekip neredeyse yok.. Olanlar da zaten maalesef terki mekan eylediler...
Bu hükümet yada öncesi yada öncesi.... Hiç fark etmez...
Hiç birini beğenmiyorum...
Ama evet haklısınız sorularım çikolata kaplı siyanür tabletleri gibi....
Bunları yıllardır çevremdeki insanlar ile konuşuyor ve tartışıyorum...
İnsan merkezli sistemler hiçbir zaman optimum sonuç vermezler... Toplu tatmin yoktur.. Her dönem kimde ise hakimiyet o biraz daha mutludur.. Her zaman herkes eşittir ama yine herzaman bazıları daha eşittir...
Yani sözün özü bir problemde insan var ise mutlak çözüm boş kümedir...

O sebeple mutlak serbestlik ve de özgürlük de yoktur.. O sebeple demokrasi ve özgürlükleri savunan tüm sistemler bu özgürlükleri korumak adına bazı başka özgürlükleri kısıtlarlar....

Öpüşmek özel birşeydir.. Ama öpüşmek her toplumda ayrı bir "anlam" taşır... Bazı toplumlarda sadece bir sevgi eylemi iken bazı toplumlarda ise "ön sevişme" gibidir.... Erotiktir hatta pornografiktir..

Ama yine de yasaklara ben de hayır diyorum.. Neden bu seferde kayıtsız bir şekilde yasaklayan kişinin arzuları kabul edilmiş / ettirilmiş oluyor...

Tarih ve sosyoloji çok enteresan konular... Bu konularda ortam (her açıdan) müsait olduğunda sonu bir yere varamayacak dahi olsa konuşmak ve tartışmak çok hoşuma gider.. Hatta bazan inanmadığım bir fikri dahi savunmaya çalışmak.. Çünkü inanmadığımız herşey de inandıklarımız gibi dinamiktir/değişkendir.. Yarın onu savunmayacağımız ne malum..?
Rahmetli babamın bazı üniversite arkadaşları geliyor aklıma.. Eskinin babayiğit koministleri fakat şimdinin zengin kapitalistleri.. Yada imamhatip mezunu barmen arkadaşım....

Hani derler ya değişmeyen tek şey değişimdir...

Gerçekten de öyle mi acaba.....