Konu: Fotoğrafçıyı döverek öldürdüler!...

Diyecek söz bulamadım

fotoğrafçı olması tamamen tesadüf
böyle bir olay herkesin başına gelebilir
bu olayı fotoğrafçılıktan sebepliymiş gibi başlık yazmak yanlış olmuş

dirtycop Nickli Üyeden Alıntı

fotoğrafçı olması tamamen tesadüf
böyle bir olay herkesin başına gelebilir
bu olayı fotoğrafçılıktan sebepliymiş gibi başlık yazmak yanlış olmuş

+1
siradan bir 3. sayfa haberi.

bencede fotoğrafçı olması tesadüf, sıfatını kullanarak belli kitlelerin tepkisini çekmeye çalışmışlar bence.
sonuç olarak fotoğraflarını çektiği için tartışmamış, dalaşmamış bu sebeple olay gerçekleşmiş olsaydı bu konu başlığı mantıklı olabilirdi,
yinede emeğine sağlık, aynı ilgi alanlarına sahip olan herkes için üzücü bir olay, allah sevdiklerine sabır versin demekten başka elden bişey gelmez.

Saygılar.

Fotograf cekerken öldurduler sandim ben de, ne yazik ki ulkemizde her zaman olan olaylardan biri daha...

dirtycop Nickli Üyeden Alıntı

fotoğrafçı olması tamamen tesadüf
böyle bir olay herkesin başına gelebilir
bu olayı fotoğrafçılıktan sebepliymiş gibi başlık yazmak yanlış olmuş

++,bu tip olaylara alıştık,kavga sebebi laf atışması imiş zaten her insanın başına gelebilir,fakat üzücü bir durum.

Bende öyle sandım.. Ama öyle olmaması üzüntümüzü azaltmadı.. Memleketimizden manzaralar işte.. Hani bu ara birbirimizi kırdık, dışarıda kavga, gürültü, ailemizi üzmeler vs.. Yarının garantisi yokken değmiyor be...

bu habere ilişkin iki nokta var dikkat çeken... birincisi izmirde ve konak meydanına iki adım mesafede olması... ikincisi de haberin girişinde 3 yıl önce boşanmasına rağmen birlkte yaşadığı.... şeklinde haberin sunulmuş olmaslı... fotoğrafçı oluşu tesadüf. ama özel hayatının bu olayla alakası ne ? nasıl bir sunum şekli... bu haberi okuduktan sonra ilk fırsatta gidip kaleme alan arkadaş ile iki kelime konuşacağım.... haber yazmayı bilmiyorsa olay bildirsin sadece...

hem izmirdeyim,hem de bucada ikamet ediyorum,amatör fotoğrafçıyım:S
gerçekten üzücü bir durum ama ne alaka dedim fotoğrafçı olmasıyla şimdi...
dikkatli olmak lazım her durum için...

selametle..

son olarak diyorum ki

sarhoşun mektubu okunmaz, sarohş ise laf atsa bile yürüyün gidin

profesyonel tavsiye size benden

yoldju Nickli Üyeden Alıntı

bu habere ilişkin iki nokta var dikkat çeken... birincisi izmirde ve konak meydanına iki adım mesafede olması... ikincisi de haberin girişinde 3 yıl önce boşanmasına rağmen birlkte yaşadığı.... şeklinde haberin sunulmuş olmaslı... fotoğrafçı oluşu tesadüf. ama özel hayatının bu olayla alakası ne ? nasıl bir sunum şekli... bu haberi okuduktan sonra ilk fırsatta gidip kaleme alan arkadaş ile iki kelime konuşacağım.... haber yazmayı bilmiyorsa olay bildirsin sadece...

Takıldığımız noktalar kesinlikle aynı. Öncelikle yanıtım size değil, yanlış anlamayın. Ancak suçu haberi yazan kişiye attığınız için bir-iki şey söyleme ihtiyacı hissettim.

Gazetecilik okuduğumu ve az-çok deneyimim olduğunu var sayarak yazıyorum, bu haber bir 'tüketim' haberi. Olması gerekiyor.
'Sıradan' bir insanın ölümü kimseyi alakadar etmez. Ya da, bir köpeğin insanı ısırması değil; bir insanın köpeği ısırması haberdir. Haberin birilerini ilgilendirmesi, ilgilendirmiyorsa bile ona birtakım kılıflar uydurulması gerekiyor ki keza, bu haber fotoğrafla ilgili bir sitede yayınlanıyorsa haber kendi görevini yerine getirmiş demektir.
Başlıktaki 'boktan' haberi yazan kimse, muhtemelen asgari ücretle 'boktan' bir haber ajansında çalışan(ne kadar ünlü olduğu önemli değil), haber olsun diye yalan söylemesini emreden bir patrona/yöneticiye/basın ortamına sahip olan bir ajans çalışanı.
İsterse senelerce gazetecilik okusun, etikten haberi olsun; fark etmez. Buna benzer haberleri yazan bir gazeteci olmak istemediğim için gazetecilik mesleğinden nefret etmek zorunda kalmış ve bu ortamlara girmiş-çıkmış biri olarak söylüyorum, yukarıdaki haberi yazan kişiyi suçlamak gereksiz. Bu haberi yazan kişi bir arkadaşım bile olabilir.
Ne yazık ki durum, haberi yazan kişiyi suçlamakla yetinilecek kadar dar değil. Mümkünse haberi kaleme alan arkadaşla değil, patronuyla da değil; hiçbiriyle konuşmayın. Çünkü patronlar 'kötü haber' yazın diye emirler verirken, şikayet ettiğiniz genç arkadaşın işten çıkarılması ve yerine yeni birinin getirilmesi birkaç saatlik iş bile değil.

Neyse ki, fotoğrafçılık -konudan bahisle foto muhabirliği- henüz çok kirletilmemiş ve kirletilmesi de daha zor olan bir alan gazetecilik içinde.

Olayı yaşayan kişiye Allah rahmet eylesin, haberin sunumu doğru olmasa da yaşanan şeyin acımasızlığını azaltmıyor.

Delban Nickli Üyeden Alıntı

Takıldığımız noktalar kesinlikle aynı. Öncelikle yanıtım size değil, yanlış anlamayın. Ancak suçu haberi yazan kişiye attığınız için bir-iki şey söyleme ihtiyacı hissettim.

Gazetecilik okuduğumu ve az-çok deneyimim olduğunu var sayarak yazıyorum, bu haber bir 'tüketim' haberi. Olması gerekiyor.
'Sıradan' bir insanın ölümü kimseyi alakadar etmez. Ya da, bir köpeğin insanı ısırması değil; bir insanın köpeği ısırması haberdir. Haberin birilerini ilgilendirmesi, ilgilendirmiyorsa bile ona birtakım kılıflar uydurulması gerekiyor ki keza, bu haber fotoğrafla ilgili bir sitede yayınlanıyorsa haber kendi görevini yerine getirmiş demektir.
Başlıktaki 'boktan' haberi yazan kimse, muhtemelen asgari ücretle 'boktan' bir haber ajansında çalışan(ne kadar ünlü olduğu önemli değil), haber olsun diye yalan söylemesini emreden bir patrona/yöneticiye/basın ortamına sahip olan bir ajans çalışanı.
İsterse senelerce gazetecilik okusun, etikten haberi olsun; fark etmez. Buna benzer haberleri yazan bir gazeteci olmak istemediğim için gazetecilik mesleğinden nefret etmek zorunda kalmış ve bu ortamlara girmiş-çıkmış biri olarak söylüyorum, yukarıdaki haberi yazan kişiyi suçlamak gereksiz. Bu haberi yazan kişi bir arkadaşım bile olabilir.
Ne yazık ki durum, haberi yazan kişiyi suçlamakla yetinilecek kadar dar değil. Mümkünse haberi kaleme alan arkadaşla değil, patronuyla da değil; hiçbiriyle konuşmayın. Çünkü patronlar 'kötü haber' yazın diye emirler verirken, şikayet ettiğiniz genç arkadaşın işten çıkarılması ve yerine yeni birinin getirilmesi birkaç saatlik iş bile değil.

Neyse ki, fotoğrafçılık -konudan bahisle foto muhabirliği- henüz çok kirletilmemiş ve kirletilmesi de daha zor olan bir alan gazetecilik içinde.

Olayı yaşayan kişiye Allah rahmet eylesin, haberin sunumu doğru olmasa da yaşanan şeyin acımasızlığını azaltmıyor.

bu yazıyı sadece yazan değil editör de mi bir şey demiyor
yuh diyorum
burada bir adam köpeği ısırmıyor ki
köpeği adam gibi gösterme var, aşikar

Ben olayları açık bir biçimde ve çoğunlukla yaşanan/yaşamış olduğum şeyi yazdım.
Elbette, hiçbir sihirbaz yaptığı gösterilerin arka planlarını önceden göstermez.

Delban Nickli Üyeden Alıntı

Takıldığımız noktalar kesinlikle aynı. Öncelikle yanıtım size değil, yanlış anlamayın. Ancak suçu haberi yazan kişiye attığınız için bir-iki şey söyleme ihtiyacı hissettim.

Gazetecilik okuduğumu ve az-çok deneyimim olduğunu var sayarak yazıyorum, bu haber bir 'tüketim' haberi. Olması gerekiyor.
'Sıradan' bir insanın ölümü kimseyi alakadar etmez. Ya da, bir köpeğin insanı ısırması değil; bir insanın köpeği ısırması haberdir. Haberin birilerini ilgilendirmesi, ilgilendirmiyorsa bile ona birtakım kılıflar uydurulması gerekiyor ki keza, bu haber fotoğrafla ilgili bir sitede yayınlanıyorsa haber kendi görevini yerine getirmiş demektir.
Başlıktaki 'boktan' haberi yazan kimse, muhtemelen asgari ücretle 'boktan' bir haber ajansında çalışan(ne kadar ünlü olduğu önemli değil), haber olsun diye yalan söylemesini emreden bir patrona/yöneticiye/basın ortamına sahip olan bir ajans çalışanı.
İsterse senelerce gazetecilik okusun, etikten haberi olsun; fark etmez. Buna benzer haberleri yazan bir gazeteci olmak istemediğim için gazetecilik mesleğinden nefret etmek zorunda kalmış ve bu ortamlara girmiş-çıkmış biri olarak söylüyorum, yukarıdaki haberi yazan kişiyi suçlamak gereksiz. Bu haberi yazan kişi bir arkadaşım bile olabilir.
Ne yazık ki durum, haberi yazan kişiyi suçlamakla yetinilecek kadar dar değil. Mümkünse haberi kaleme alan arkadaşla değil, patronuyla da değil; hiçbiriyle konuşmayın. Çünkü patronlar 'kötü haber' yazın diye emirler verirken, şikayet ettiğiniz genç arkadaşın işten çıkarılması ve yerine yeni birinin getirilmesi birkaç saatlik iş bile değil.

Neyse ki, fotoğrafçılık -konudan bahisle foto muhabirliği- henüz çok kirletilmemiş ve kirletilmesi de daha zor olan bir alan gazetecilik içinde.

Olayı yaşayan kişiye Allah rahmet eylesin, haberin sunumu doğru olmasa da yaşanan şeyin acımasızlığını azaltmıyor.

Hay ağzına sağlık!

memlektte asayiş kalmadı ki, polisin eli kolu bağlı, neredeyse kimlik soramayacak hale getirdiler. Adamın her tarafından pislik akıyor ama iki sallasan, soluğu savcılıkta alıyor, sonrasında soruşturmaydı insan haklarıydı. Hiç kimsenin insan saymadığı organizmayı (kendisi bile kendini insandan saymıyor) devlet insan sayıyor, korumaya alıyor. Bazen düşünüyorumda kanunlar, mahkemeler falan suçluyu korumaya alıyorlar sanki. Komplo mu yoksa diyorum.

Babam emekli polis, haberlerde falan görüyoruz arada, heeey gidi diyor, eskiden böylemiydi, sokağın başında görüktükmü kaçacak yer ararlardı diye başlar. Çoğu zaman eski uygulamaları desteklemesem de... Bu kadarda olmaz.

3 sefer karakolluk oldum, birinde kavga öncesi şikayete gittim. Biri maç kavgası biri sarhoş kavgası. Maç kavgası 12 yıl olmuş şimdi hesapladım, polis haklıydı ve oradaki herkes iyi bir sopayı haketmişti (ben dahil, hiç bir şey yapmadılar, oradaki hiç kimsenin son kavgası olmamıştır o, ama karakolda iyi bir sopa yeseydik, kesinlikle en az yarısının son maç kavgası o olurdu)

Diğeri sarhoş kavgasıydı, 2-3 dk sonrası kaçan muhtemelen bir üst sokağa 2 yarı sarhoş ve kolu bıçakla çizilen ben. Hastaneye gittim ifade vs. (olay trabzon çömlekçide gece 11 bucuk civarı oluyor. Hikaye nispeten uzun polisin ilk soru o saatte ne arıyodun? Arkadaşımdan geliyorum vs vs vs her şeyi doğru anlattım falan. Polisin yorumu ya yiğenim şikayetçiysen gidip baktırıyım ama bişi çıkmaz, bizimiler şarhoş filan almazlar, hem bu saate orda herkes sarhoş, bide zaten dövmüşün falan...

Bir diğeri kiracıyla aramızdaki sıkıntı diyeyim anlayın, adam süper bela, biraderle döve döve terbiye edeceğiz elemanı, annem, teyzem komşular falan, memleketin polisi var gerekçesiyle karakola gittik, yarım saatlik dersi genç bir koiser bağladı : sakın evinde saldırmayın, haneye tecavüz olur suçlu olursunuz, hatta saldırmayın, suçlu olursunuz... Ne yapalım? Senet almaya bakın, senedi alıncada avukata verin para filan istemeyin avukat senedin karşılığı halletsin.

Valla kanunlar, suçluyu mu koruyor, masumumu koruyor, bazen belli olmuyor.
Diyeceğim. Şimdi buradaki at sineklerini devlet insandan sayacak, bir sürü hafifiletici şey araya girecek, 2-3 yıla bilemedin 5 yıla aynı yerde yıl dönümü kutlaması yapacaklar.

Delban ın yazdıklarına ek olarak şunu sölemek isterim..okuyucu kitlesi böle haberleri dikkate aldığı sürece Delban ın söledikleri hiç bi zaman değişmeyecektir....

burusli Nickli Üyeden Alıntı

memlektte asayiş kalmadı ki, polisin eli kolu bağlı, neredeyse kimlik soramayacak hale getirdiler. Adamın her tarafından pislik akıyor ama iki sallasan, soluğu savcılıkta alıyor, sonrasında soruşturmaydı insan haklarıydı. Hiç kimsenin insan saymadığı organizmayı (kendisi bile kendini insandan saymıyor) devlet insan sayıyor, korumaya alıyor. Bazen düşünüyorumda kanunlar, mahkemeler falan suçluyu korumaya alıyorlar sanki. Komplo mu yoksa diyorum.

Babam emekli polis, haberlerde falan görüyoruz arada, heeey gidi diyor, eskiden böylemiydi, sokağın başında görüktükmü kaçacak yer ararlardı diye başlar. Çoğu zaman eski uygulamaları desteklemesem de... Bu kadarda olmaz.

3 sefer karakolluk oldum, birinde kavga öncesi şikayete gittim. Biri maç kavgası biri sarhoş kavgası. Maç kavgası 12 yıl olmuş şimdi hesapladım, polis haklıydı ve oradaki herkes iyi bir sopayı haketmişti (ben dahil, hiç bir şey yapmadılar, oradaki hiç kimsenin son kavgası olmamıştır o, ama karakolda iyi bir sopa yeseydik, kesinlikle en az yarısının son maç kavgası o olurdu)

Diğeri sarhoş kavgasıydı, 2-3 dk sonrası kaçan muhtemelen bir üst sokağa 2 yarı sarhoş ve kolu bıçakla çizilen ben. Hastaneye gittim ifade vs. (olay trabzon çömlekçide gece 11 bucuk civarı oluyor. Hikaye nispeten uzun polisin ilk soru o saatte ne arıyodun? Arkadaşımdan geliyorum vs vs vs her şeyi doğru anlattım falan. Polisin yorumu ya yiğenim şikayetçiysen gidip baktırıyım ama bişi çıkmaz, bizimiler şarhoş filan almazlar, hem bu saate orda herkes sarhoş, bide zaten dövmüşün falan...

Bir diğeri kiracıyla aramızdaki sıkıntı diyeyim anlayın, adam süper bela, biraderle döve döve terbiye edeceğiz elemanı, annem, teyzem komşular falan, memleketin polisi var gerekçesiyle karakola gittik, yarım saatlik dersi genç bir koiser bağladı : sakın evinde saldırmayın, haneye tecavüz olur suçlu olursunuz, hatta saldırmayın, suçlu olursunuz... Ne yapalım? Senet almaya bakın, senedi alıncada avukata verin para filan istemeyin avukat senedin karşılığı halletsin.

Valla kanunlar, suçluyu mu koruyor, masumumu koruyor, bazen belli olmuyor.
Diyeceğim. Şimdi buradaki at sineklerini devlet insandan sayacak, bir sürü hafifiletici şey araya girecek, 2-3 yıla bilemedin 5 yıla aynı yerde yıl dönümü kutlaması yapacaklar.

polis kim haklı kim haksız bilemez o yüzden hüküm vermesi yanlıştır, ayrıca amacı halka hizmet olan bir kurum ne diye zorbalık yapıp insanları dövsün? polisin böyle bir misyonu da yok hizmeti de yok,
ben çok hırsız biliyorum bir iki kere hırsızlık yapıp tövbekar olan, bu adam sırf hırsızlıktan gbt kaydı var diye zulüm görmek zorunda mı? yapmayın böyle,
ikincisi komiser yasal olarak yapmanız gerekeni anlatmış tereyağından kıl çeker gibi olaydan çıkın diye, bunda birşey yok, dünyanın hiçbiryerinde işlenmeyen bir suça ceza verilmez, her suçlu da cezaevine girmez, çeşitli cezalar var, unutmayın ki hapis aynı zamanda devlete de cezadır, o suçlunun günlük bir maliyeti olur
sonuç olarak ufak bir yanlış anlaşılmadan ya da biri sırf size iftira attı diye polis gelip sille tokat dövse zorunuza gitmez mi o polise ana avrat galiz küfür etmez misiniz?
son olarak polisin yetkilerinin olmadığını kim söylemiş, yok öyle birşey, kanunlar eskiden de aynıydı şimdi de aynı, bütün yetkiler duruyor, sadece eskiden hakları olmayan bir biçimde adam dövüyorlardı şimdi o yok,
yanlış anlamayın benim babam da emekli başkomiser onların zamanında hep adam döverlerdi, ben kendim başkomiserim son sekiz on senedir böyle bir muamele yok, unutmayın kalemle dövmek daha fazla iz bırakır

gazete haberi konusunda da olayı olduğundan çok farklı gösterecek şekilde yazmaya gerek yok dediğim gibi adamı ısıran köpek ise durum budur, sanki adam köpeği ısırmış gibi sunmaya gerek yok

hocam haklısın haklısın da ...

birde şöyle bir şey var. Hitler başa geçtikten sonra Almanyada malum gestapo diye bir örgüt kurmuş. O zamanlarda bir yerde bir aksama, bela biri, bir rahatsızlık vs. varsa şikayetçi gestapoya gidermiş, oda şikayeti dinlermiş, sonra gizlice bu durumu araştırırmış, atıyorum belediyede bir memur millete zorluk çıkarıyor vb. Gestapo gidermiş, şikayet haklı mı haklı. Adamı orada cezalandırırmış suçuna göre. Sonrada üstüne gestapo yazılı bir kağıt bırakır gidermiş. Almanya böyle dünyaya kafa tutmuş (bunu desteklemiyorum tabi), bu yaklaşımınında payı olduğu bir disiplin sonucunda savaştan sonra hızlıca toparlanmış.

İlle böyle olsun demiyorum ama tv'de gazetede olsun, hatta çoğu zaman trafikte, sokakta, çok oluyor bizede bir gestapo lazım diye düşündüğüm.

Zor meslek sizinki İstanbula tayini çıkan bir genç polis tanıdığa babamın yorumu "hah orda tam polis olursun işte". Allah kolaylık versin. Selamlar

burusli Nickli Üyeden Alıntı

hocam haklısın haklısın da ...

birde şöyle bir şey var. Hitler başa geçtikten sonra Almanyada malum gestapo diye bir örgüt kurmuş. O zamanlarda bir yerde bir aksama, bela biri, bir rahatsızlık vs. varsa şikayetçi gestapoya gidermiş, oda şikayeti dinlermiş, sonra gizlice bu durumu araştırırmış, atıyorum belediyede bir memur millete zorluk çıkarıyor vb. Gestapo gidermiş, şikayet haklı mı haklı. Adamı orada cezalandırırmış suçuna göre. Sonrada üstüne gestapo yazılı bir kağıt bırakır gidermiş. Almanya böyle dünyaya kafa tutmuş (bunu desteklemiyorum tabi), bu yaklaşımınında payı olduğu bir disiplin sonucunda savaştan sonra hızlıca toparlanmış.

İlle böyle olsun demiyorum ama tv'de gazetede olsun, hatta çoğu zaman trafikte, sokakta, çok oluyor bizede bir gestapo lazım diye düşündüğüm.

Zor meslek sizinki İstanbula tayini çıkan bir genç polis tanıdığa babamın yorumu "hah orda tam polis olursun işte". Allah kolaylık versin. Selamlar

sekiz senelik komiserim yeni başkomiser oldum zorbalığın birşey çözdüğünü daha görmedim,
ünlü bir söz yazayım
"rıza olmadan yapılan iş zulümdür, zulmü allah da kulu da sevmez, muhakkak ki adalet mülkün temelidir"
ve şüphesiz ki adalet lazımdır, eşitlik değil, hak ve hukuk lazımdır ve bu hak herkese lazımdır, savaş esirine de lazımdır hırsıza da mağdura da; sadece herkesin hak ettiği başkadır,
ben diyorum ki hak dağıtacak kurum vardır hakkı o dağıtır benim veya başka birinin haddi değildir haddini bildirme işi
burada hak ve özgürlükten bahsetmek lazımdır, özgürlük kelime içeriği olarak sınırsızlık gibi gelse de temelde başka birisinin özgürülüğünün başladığı yerde biten bir durumdur, kanun koruyucu da değişik kanunlarla bu hakları korur, ihlali halinde de mahkemelerce cezası verilir; kamu hizmetlerinden tutun da para cezasına, yurt dışına çıkış cezasına (ki iş adamlarına en büyük cezalardan biri), ağır ve hafif hapislere kadar cezalar veriliyor
burada şöyle bir yanlış anlaşılma var, biz yakalıyoruz savcılar bırakıyor, aslında kimse kimseyi bırakmıyor, her suçun karşılığı tutukluluk değildir, daha önce dediğim gibi tutuklama devlete de ceza olur aynı zamanda, tutuksuz yargılanma diye bir durum da var, bu ceza almayacak demek değil dava sonunda mutlaka suç ölçüsünde cezasını alır