Öncelikle geçmiş olsun diyorum.

Benzer fakat bu kadar aksiyonlu olmayan bir olay da benim başıma geldi. Haydarpaşa'dan rıhtıma doğru yürüyoruz 4 kişiyiz. Makinede 50mm takılı binbir hevesle şenşakrak yürürken mendil satan bir amca dikkatimi çekmişti, yorgunluktan yerde oturuyor sırtınıysa duvara dayamıştı, yanındaysa baston diye kullandığı şemsiyesi... hayatın yorgunluğu; bakışlarından durgunluğundan düşünceli halinden belliydi.... O an izin istemeyi düşündüm fakat bunu yaparsam tüm doğallığın gideceğinin farkındaydım. Bende 50mm ile kadrajı ayarlamaya kalkıştım ayarladım (dayıya ne kadar yaklaştığımı farketmemiştim) ve şıkırtt! Fotoğrafa bakana kadar herşey süperdi.
Fotoğrafa bakarken birde farkettim ki tüm masumluk şemsiyede kalmış şemsiyeyse dayının elinde havada bana doğru fırlatılmak üzre... Dayı bağırdı çağırdı sen kimsin ne çekersin fotoğrafımı diye... Başıma ilk gelen olay birden donakaldım... Sonra başladık kovalamacaya pes etti herhal bizde gözden kaybolduk.... O gün bugündür sokakta tele ile dolaşıyorum...


Sebebini sormadın mı diyenler olabilir. Sormaya gerek yoktu tek problem sokak satıcısı olmasıydı... Zabıta polis vs ile başının belaya girmesini istememesi...