CanonTURK Foruma Hoş Geldiniz.
Toplam 8 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 8 arasi kadar sonuc gösteriliyor
Like Tree9Likes
  • 2 Post By hasbisahin
  • 1 Post By MuesTie
  • 2 Post By kutaykosem
  • 1 Post By ffsahin
  • 1 Post By uniquee
  • 1 Post By avmbk
  • 1 Post By mosaique

Konu: Edelkrone Hikayesi ve Kadir Köymen

  1. #1
    hasbisahin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CanonTURK Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Hasbi Şahin
    Makina:
    600D
    Üyelik tarihi
    05.August.2014
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    36
    Mesajlar
    198

    Standart Edelkrone Hikayesi ve Kadir Köymen

    "Edelkrone" firmasını çoğunuz duymuştur. Kadir Köymen'in kurduğu DSLR-sinema ekipmanaları üretimi yapan innovatif bir firma. Daha önce ismini duymuştum ama firma hakkında çok detaylı bilgim yoktu. Geçenlerde konuyla ilgili iki tane yazıya rastladım. Makine mühendisi olmam hasebiyle de Kadir beyin yaptıkları ufkumu açtı diyebilirim. En dikkatimi çeken şey ise: firmanın üreteceği ürünün, piyasada olan muadillerinden farklı olarak ön plana çıkan bir özelliği yoksa onu piyasaya sürmüyorlar. Bu yazıları ufuk açması açısından burada sizlerle paylaşmak istedim. Alıntı yaptığım sevgili Koray Tekin ve Emre Çetin'e de ayrı teşekkür ederiz.

    Koray Tekin'in yazısı:

    Edelkrone” Hikayesi ve Kadir Köymen

    Yotoube’da “Başka Bir Şey” adında bi video serisine denk geldim, bitakım değişik adamlar değişik bişeyler peşindeydi. Yaptıkları çok hoşuma gitti. Biraz araştırınca altından Edelkrone adında bi firma çıktı. Kadir Köymen, eskiden kısa filmler çekip Youtube’da videolarla video prodüksiyon öğretirdi, şimdi Türkiye’nin en inovatif şirketlerinden biri olan Edelkrone ile kendi patentli tasarımlarını üretiyor.
    Hemen aşağıdan videoları izleyebilir, paylaşabilir, daha fazla insanın ilham almasını sağlayabilirsiniz.

    Ofisleri ve yarattıkları “Kuluçka Merkezi” konsepti çok hoşuma gitti. Bikaç hafta sonra başka bi iş için Ankara’ya gittiğimde tanışmak ve Edelkrone hikayesini dinlemek üzere Kadir Bey’le irtibata geçtim, randevulaştık. Cumartesi günü öğle saatlerinde ailesiyle birlikte Tomorrow ofisindeydi, bizi çok güzel karşıladı. 1 saat için konuşmuştuk ama muhabbet o kadar doğal ilerledi ki farkında olmadan 2 buçuk saat geçmiş. Bu yazıda size Edelkrone ve Kadir Köymen’in “farklı” hikayesinden bahsedeceğim.
    Kısaca bahsetmek gerekirse Edelkrone 2009 yılında kurulan, ödüllü tasarımlarıyla kamera aksesuarları üreten bir şirket. İnovasyonu ve yeniliği her zaman ön planda tutan vizyoner bir marka olarak Türkiye’de en çok patenti olan şirketlerden biri.
    Kadir Köymen ise University of Nottingham’da aldığı makine mühendisliği ve işletme eğitiminin yanında sürekli kısa filmler çeken, sinemaya gönülden bağlı biri.


    “Tomorrow” Ofisi

    Şirketin bugünleriyle alakalı olan bölümünü başka bi merkezde yürütmeye devam edip, yarınlarıyla alakalı bölümünü Tomorrow Ofisi dedikleri Ar-Ge merkezi tadındaki ofislerinde yürütüyorlar. Ziyarete bi arkadaşımla birlikte gittim, ofis standartların dışında eğlenceli ve ilham verici. Burda çalışan kimsenin kendine ait masası yok, belli bi iş tanımları olmadığı gibi proje odaklı çalıştıkları için sürekli yerleri değişiyor. Kullanıma göre tasarlanmış farklı odalar var, mesela odaklanmak üzere yapılmış ve kapısının panjurla kapatıldığı kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği çalışma odası. Özellikle panjur seçilmiş ki yavaş açılıp kapansın, girdiğinizde uzun saatler giriş-çıkış yapmadan çalışmaya devam edin. Burda çalışma saatleri yok ve çok farklı bi yönetim anlayışı var, yazının devamında bundan bahsedeceğim. Kahvelerimizi alıp köşedeki koltuklarda sohbete başladık.Önce biz kendimizden bahsettik, daha sonra sohbet organik olarak devam etti.

    “Kimse Yeni Bişey Peşinde Değil”


    Karşımdaki adam gerçekten “değişik” bi adamdı. Yani bunu sadece bu kelimeyle anlatabiliyorum. Girişimcilikle ilgili biçok konuşma ve sunum dinledim, birsürü yazı okudum ama beni bu kadar düşünmeye iten, farklı açılardan bakmamı sağlayan nadir insanlardan. Sohbetin doğal olarak ilerlemesi için hiç soru hazırlamadan geldim ki zaten her cevabı benim için yeni sorular doğuruyor, yeni şeyleri sorgulatıyordu. “Türkiye’de Girişimcilik” hakkında konuşmaya başladığımızda kimsenin yeni şeyler peşinde olmadığından bahsetti. Edelkrone olarak ellerindeki ürünü satışa sunmak ticari olarak mantıklı olsa dahi, piyasadakilerden farklı olarak bi yenilik getirmedikleri sürece onları satışa çıkarmıyorlar.

    Fikir Değil ‘Problem’

    İnsanlar problem çözme peşinde değil. Probleme saplantı derecesinde odaklanmalıyız. Önemli olan ürün değil, fikir değil, ‘Problem’.Bazen iyi geçen bi etkinlikten sonra ya da güzel geçen bi haftanın sonunda motive olmuş ve çalışmaya hazır bi şekilde buluyorum kendimi. Ama ortada eksik bir şey var, peşinden gidebileceğim, inandığım bi fikrim yok. Bi süredir bu “fikir” meselesine çok takılmıştım. Projelerde nasıl ilerlediklerini ve beyin fırtınası meselesinin nasıl ilerlediğini sorduğumda bana kilit noktanın probleme odaklanmak olduğundan bahsetti.

    Disiplin=İstirahat

    Günümüzde en önemli yetkinliklerden zaman yönetimi konusunda neler yaptığını, bu konuyu nasıl aştığını sordum. Zaman meselesinin çok kritik olduğunu ve zamanını iyi yönetenlerin aslında her şeyi başarabileceklerini söyledi. “Yeterince zaman verdiğinizde herkes her şeyi düşünebilir.” Ben dış etkenlerden çok etkilenen biri olarak motivasyonumun dışa bağlı olduğunu söyledim. “O noktada disiplin devreye girer. Kendini motive etmenin bi yolunu bulmalısın. Aslında disiplin demek istirahat demek. Disiplinli insanlar hiç yorulmazlar.”

    1+1+1≠3

    Doğru insanları biraraya getirdiğinde değerleri toplanarak değil, çarpılarak artar. Birbirini tamamlayarak harika işler ortaya çıkarabilirler.Eğer yaptığınız işi zaten yapmışlarsa artık ona kasmayın, yeni bi sektör bulun, tutkunuzun peşinden koşun.Sinema sektörünü çok ayrı tutuyorum. Bu sektöre tutkuyla bağlıyım. Toplum olarak hikayelere, uyuşturuculara ihtiyacımız var ve sinema burda çok önemli bi rol oynuyor.Marka olmak demek insanları iyi hissettirmek demek. İnsanlara memnun kalacakları güvenini vermişsen marka olmuşsundur.

    Bu sırada sehpadaki bademlerden atıştıyorduk ve atıştırmanın önemli olduğundan konu açıldı. “Aslında çok basit ve ilkel varlıklarız. Gün içinde atıştırmak beynimize çevrede yiyecek olduğuna ve kıtlık olmadığına ikna etmemize yarar.” Gerçekten bu konuya nereden geldik bilmiyorum ama sohbet çok keyifli ilerliyordu. Bu sırada saatin nasıl geçtiğini anlamamışız, Kadir Bey’in bi e-posta atması gerekiyormuş biz de o sırada biraz daha ofisi inceledik. Ofisin her yerindeki değişik teknolojik oyuncaklar çok ilgimi çekti, kitaplığının fotoğrafını almayı da ihmal etmedim tabi. İçecek birşeyler aldık ve kaldığımız yerden devam ettik.

    Çocukken Tam Bi Maker’dım

    Çocukken bulduğum her şeyden yeni bişeyler üretme peşindeydim. Ben 8 yaşındayken eve bi kamera alındı, sokaklarda, tatillerde hep o kamerayla filmler çeker daha sonra onları analog olarak montajlardım. O zamanlar için çok teknolojik ve pahalı bi alet olmasına rağmen ailem o kamerayla oynamamı hiç bi zaman engellemedi. Bilinçli anne-baba’lar çocuklar için çok önemli. Bırakın çocuklar hata yapsın ve hatalarından öğrensin. Eğer sonucunda ölmeyecekse her konuda hata yapsınlar. Onları korkutmaktan ve korumaktan vazgeçin.

    Bana kalırsa bu büyükler için de geçerli. Başarısızlıklarımızdan her zaman daha çok şey öğreniyoruz. Yetişkinleri de korumaktan ve korkutmaktan vazgeçin ki risk alabilsinler.Okullar girişimci değil, girişimciye çalışan yetiştirir. Bazı insanlar liderlik konumunu alır ve peşine takipçileri takar. Bi lider bi takipçiyi anlayamaz, aynı şekilde takipçi de lideri.

    Çok Farklı Bi Yönetim Anlayışı


    Şimdi size benim çok hoşuma giden bir sistemden bahsedeceğim. Edelkrone’da 60 kişi çalışıyor, bu çalışanlar maaşlarına, tatillerine, mesai saatlerine, işe alım kararlarına, projelerin onaylanmasına kendileri karar veriyor. Nasıl mı?Üzerinde çok dikkatle çalışılmış bi yazılım geliştirmişler. Yazılım için önce yetki planları belirleniyor. Şirketteki tüm çalışanlar ellerindeki 100 puanlık yetki puanını diğer çalışanlar için dağıtıyor. Verilen yetki puanlarını kimse bilmiyor sadece yazılımda saklanıyor. Daha sonra bi karar verileceği zaman oylama yapılıyor ve yazılım puanların oranına göre herkesin oyunu değerlendiriyor. İşte bu kadar.Yani şirketteki her çalışanın, en vasıfsızına kadar hepsinin yönetimde söz hakkı oluyor. Şirkete yeni biri alınacağında onun maaşı herkesin maaşından kesilerek, ortak havuzdan ödeniyor ve işe alım kararlarını çalışanlar veriyor. Haftada iki kere fikirler ve projeler değerlendiriliyor ve hodri-meydan yapılıyor. Projenin devamı veya reddi yine oylamayla belirleniyor. Bana kalırsa bu sistem ortaya çok kolektif bir oluşum ve harika takım çalışmaları çıkarmış. Ben yakın zamanda bu sistemin başarısının kanıtlanacağına inanıyorum.

    Artık Patent Almayacağız


    Edelkrone’un Türkiye’de en çok patent alan şirketlerinden biri olduğunu söylemiştim, Kadir Bey bana artık patent almayacaklarını söylüyor. Nedenini sorduğumda ise halkın patentini almanın daha önemli olduğunu, biri ürünlerini taklit etse bile halkın onlardan yana olup onların ürününü tercih edeceğini söylüyor. Umarım öyle olur ama bana kalırsa Edelkrone *bu lig için fazla şerefli*.

    İdoller İdollere Bakarak İdol Olmazlar


    Daha sonra kendisine idol olarak gördüğü insanları soruyorum. Hepimiz gibi bazı insanlardan bişeyler öğrendiğini ancak bunların çok üstünde durmadığını söylüyor. İdoller yerine halka odaklanmamız gerektiğini, cevabın orda olduğunu düşünüyor. Yine beklemediğim yerden vuruyor.

    Günde 5 Dakikanı Ver

    Eğer kafanda yeni bişeyler varsa, bi işte iyi olmak istiyosan onun için sadece günde 5 dakikanı ayır. Yarım saat fazla gelebilir, 15 dk için bahane bulabilirsin ama 5dk sana hiçbişey kaybettirmez. Bunu her gün yap. Onu veremiceğin zaman aynaya bakama/yüzüne tükür. Yapamadığında utan kendinden ve kararlı bi şekilde devam et.

    Einstein İzafiyeti Deadline İle Yetiştirdi

    Kendine bi deadline koy ve kendini o işi yetiştirmek zorunda bırak. İnsan ne kadar güçlü olduğunu, ancak güçlü olmaktan başka çaresi kalmadığında görebiliyor. Einstein izafiyeti deadline’a bikaç ay kala yetiştirebildi. Yapmak zorunda olduğumuzda yapıyoruz.

    Spor Da Biraz İşlerimiz Gibi

    Beynin patladıktan sonra bile daha da üstüne git. Bu şekilde geliştirebilirsin, bu şekilde sınırını görebilirsin. Spor yapmak gibi, zorlarsan geliştirirsin. Vücudunu bunu yapabileceğine ikna et.

    Küresel Düşünmeliyiz

    Bugün ülkemizde hayata geçirilen fikirler genelde işe yerel pazardan başlıyor. Özellikle yazılımsal işlerde artık küresel olmak çok kolay. İngilizce bilmiyosan bile tut bi çevirmen, websitene bir de ingilizce seçenek ekle, reklamları dışarıya yönelt. İhracat yapmadığımız sürece girişimcilik bizi anca gelişmiş ülkelerin ivmesine çıkarabilir, onlardan iyi yapamaz.

    Edelkrone bugün satışının neredeyse tamamını yurtdışından alıyor. Ben bu düşünceye kesinlikle katılıyorum. Türkiye ne kadar büyük bi pazar olsa da daha büyük düşünmeliyiz.
    Kadir Bey’e bu ziyaretin benim için terapi gibi geçtiğini, kendisini daha çok sahnelerde görmek istediğimizi söyledim. Hepimizin ilham alması için de bu yazıyı yazdım. Her türlü yorum ve önerileriniz için lütfen bana ulaşmaktan çekinmeyin.


    Alıntı linki: https://medium.com/@koraytekin/edelk...032#.xt08qr686


    Bu da Emre Çetin'in blogunda yer alan yazı:

    TÜRKİYE’NİN STEVE JOBS’LARI : BAŞKA BİR ŞEY – EDELKRONE


    Türkiye’de beni heycanlandıran tek şirket, tek topluluğu buldum… Youtube kanallarını ve bilgilerini sonda vereceğim.
    Seneler önce Google’ı incelemeye başlamıştım, sonra Apple derken Steve Jobs…. Steve Jobs’u çok derinden inceleyerek tasarım, zen, minimalizm ve hepsinden önemlisi “imkansızın sadece kelime olduğu”, büyük hayallerin olması gerektiği gibi bir çok kavramı ve olayı öğrendim.
    Bütün bunlar hayatıma şekil verirken; Türkiye’de bunları içinde taşıyan ve 2. izletiden sonra “içlerindeki Steve Jobs’u gördüğüm” insanları buldum. Gerçekten Türkiye için heyecan verici.
    Bu blogta belkide ilk defa bir şeyin olumsuz yanlarını değil, olumlu yanlarını yazacağım. Tabi ki bir konuda eleştirim var… Ona da geleceğim.
    BAŞKA BİR ŞEY

    Youtube Kanalının adı bu. Şirketin adı Edelkrone imiş. İzletilerine denk geldim ve izledim.

    O kadar ilginç ve Türkiye ötesi ki… Başta viral reklam mı dedim, çözemedim olayı. Fakat izledikçe ve internette araştırdıkça inanılmaz gibi görünen bu oluşumun gerçekliğini görüyorsunuz.
    Başarılı fikirler, güzel çekimler ancak hepsinden önemlisi BÜYÜK HAYALLERE ve imkansıza olan bakış açıları…
    Parti kursam, bu insanlarla çalışırdım. Reklam ve pazarlama, yenilikçi fikirler için. Şirketim olsa, bu insanlarla çalışırdım. Görünürde mekanik ve yazılımla ilgileniyorlar ancak bu insanların fikirleri ve karakterleri ile çoklu düşünebilecek zekaya sahip oldukları ortada.
    Her işi yaratıcı bir şekilde tamamlayabilecek kapasitedeler.
    STEVE JOBS’U GÖRDÜM

    Türkiye’de Apple kalitesini gördüğüm; yaratıcı, minimalist, özgün ve hepsinden önemlisi hayatım boyunca gördüğüm ilaç firmaları, müzisyenler, farklı konularda uzman akademisyenler, yada sürekli hizmet ve ürün aldığım diğer her şeyden farklılar. Bu farklılığı barındırıyorlar.
    Zen’deki gibi “görünüşün aynı zamanda işlevsellik” olduğunu biliyorlar. Sadeliğe, gereksiz her şeyden odaklanarak ürünü en iyi kullanıma kafayı takmış ve başarmışlar!
    KENDİNİZE GÜVENİN KENDİ İŞİNİZİ KURUN

    Hayatım boyunca etrafımdaki insanların hayallerini paradan daha büyük bir şeylere odaklamalarını istedim. Dünyaya iz bırakmak gibi…
    Çeşitli konularımda bunları sürekli vurguladım: Farklı Düşün, Hayatıma Gölge Etme Başka İhsan İstemem, Benim Gözümden Dünya ve İnsanlık, Minimalizm Nedir ve Hayatın Her An’ında Minimalist Olmak….
    Bunları niye anlatıyordum? Bizim millete göre olan bir iş var: esnaflık. 3 liraya alır 5 liraya satar. Hiçbir katma değer yok, yaratıcılık yok, uğraşı yok. Bu mantık 21. yüzyılda çalışmaz! Eğer amacınız para kazanmaksa, okulu bitirince böyle yerlerde işe girip mutsuz olacaksınız.
    Oysa kendinizi serbest bıraksanız…
    İşte size örnek, Edelkrone ekibi… Türklerde yapabiliyor!
    KOSGEB var, bin bir çeşit devlet desteği var. Kendi firmanızı açın, en kötü batırırsınız ve tecrübe olur. Devlet bu kadar para ve destek veriyorken; hayaliniz varsa peşinden gitmemek, hayaliniz yoksa güzel bir hayal kurmamak hata olur.
    Bir soruna çözüm bulmak, yapılanı daha iyi yapmak gibi bir amacınız olsun. Bunun üzerine gidin. Kendinize inanın, başaracaksınız.
    ELEŞTİRİ YOK MU?

    Bu blogta eleştirinin olmadığı gün, blogu kapatırım.
    Her şey güzel. Renk seçimler, materyaller, minimalizm, yaratıcılık, düşünceler, yapılanlar, insanları güzel bir amaca teşvik etme…
    AMA (hayır amadan önceside önemli), Türkçe’nin Diriliş Hareketi destekçisi olarak o konuşmalar nedir diye sormam gerek… Hepimiz dilimizdeki Arapça, İngilizce, Farsça ve Fransızca kelimelerden kurtulmalıyız.
    respect
    reject
    follow
    notification
    global
    accept-decline
    ve nicesi… Saygı, takip, bildirim, kürsel, kabul… Denilebilir değil mi? Neden Türkçe değil? Hayır bu işin teknoloji şirketi olmasıyla ilgisi yok. Bir çok terimin Türkçe karşılığı var, sadece kullanılmıyor. Dil, bir milletin ortak ve en önemli değerlerinden birisidir. O halde sahip çıkalım.
    **
    Bu ufak eleştirime (veyerine ulaştığı için sevmeme) rağmen Türkiye’de beni heyecanlandırabilecek tek oluşumu buldum. Sahip çıkalım, destekleyelim, paylaşalım…
    Böyle gruplara, insanlara, şirketlere ihtiyacımız var. Telefondan pantolona, içtiğimiz içecekten kullandığımız yazılımlara kadar ekonomik sömürge olmuşsak; işte size cari açığı kapatacak, Türkiye’yi çağdaş seviyeye ulaştıracak oluşum. Okullardan böyle çocuklar yetişmeli; sorgulayan, yaratıcı düşünen, yılmayan, yenilikçi…
    Alıntı linki: Türkiye’nin Steve Jobs’ları : Başka Bir Şey – Edelkrone | Emre Çetin


    Ekibin "Başka Bir Şey" diye de bir Youtube kanalı var, ilgilenenler için linki: https://www.youtube.com/channel/UC2l...QnO5p5wY2pPHJg

    Edelkorne un kariyer politikası da hoşuma gitti, onun linki de şuracıkta: edelkrone Kariyer

    Biraz uzun oldu ama ufuk açma açısından iyi oldu. Faydalanmanız dileğiyle.










    MuesTie and afsincelik like this.
    "Birçok fotoğrafçı daha iyi kamera aldıklarında daha iyi fotoğraflar çekeceklerini düşünürler.
    Daha iyi kamera, kalbinde ya da kafanda bir şey yoksa, senin için bir şey yapamaz." - Arnold Newman


    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.

  • #2
    CanonTURK Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Mustafa
    Makina:
    Canon 70D
    Üyelik tarihi
    08.April.2013
    Nereden
    Samsun
    Yaş
    35
    Mesajlar
    151

    Standart

    Konuyu okuyunca hemen youtube dan izlemeye basladìm. Ve gercekten o ofise gitmeyi cok istedim. Agzìm açìk izledim 😒

    LG-D802 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi










    hasbisahin likes this.

  • #3
    Canonturk Yazarı

    Status
    Offline
    İsim
    Kutay Kösem
    Makina:
    var
    Üyelik tarihi
    10.August.2009
    Nereden
    oradan
    Mesajlar
    796

    Standart

    Cidden iyi yol aldılar son 3 senede, sinema ekipmanlarından, genel tüketiciye doğru yöneldiler ki eğer bu da başarılı olursa iyice yürürler gibime geliyor.
    Kadir'i edelkrone öncesinden tanıyan ve uzun süredir arkadaşı olan biri olarak büyüme ve uzun dönem planları gerçekten Türkiye şartları düşünüldüğünde çok etkileyici geliyor bana da.

    Kadirle röportajım için:


    Bir de yeni olayları başka bir şey portalında da ufak bir yerim oldu
    https://www.baskabirsey.online/kutay...curumdan-atti/










    avmbk and hasbisahin like this.

  • #4
    ffsahin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CanonTURK Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Faik Fatih Şahin
    Makina:
    6d
    Üyelik tarihi
    04.October.2013
    Nereden
    kayseri
    Yaş
    30
    Mesajlar
    860

    Standart

    Çok severim kendilerini, güzel işler yapıyorlar. Birde şu slider fiyatları uygun olsada alsak










    hasbisahin likes this.

  • #5
    CanonTURK Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Sezgin
    Makina:
    Canon 100D + 50mm 1.4 + 17-50 Tamron
    Üyelik tarihi
    18.February.2015
    Nereden
    Balıkesir - Bursa -Konya
    Mesajlar
    135

    Standart

    baskabirseyi 3. bölümden beri takip ediyorum sürekli yeni video gelmişmi diye çok faydalı buluyorum.










    hasbisahin likes this.

  • #6
    avmbk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co-Admin

    Status
    Offline
    İsim
    Metin Burak Kınacılar
    Makina:
    5D Mark IV
    Üyelik tarihi
    25.October.2010
    Nereden
    Gaziantep
    Yaş
    39
    Mesajlar
    3,640

    Standart

    Gurur duymamak elde değil. Umarım zorlanmadan yoluna devam eder.. Ancak marka değeri açısından etkinlik yaptığını hiç görmedim. Ha bir de şu slider lar ucuzlasa çok tuzlu geldi bana yabancı markalar ile bir cazibesi olmalı ki......










    hasbisahin likes this.
    Satılık Sigma 180mm F2.8 DG EX Macro

  • #7
    mosaique - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CanonTURK Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Çağrı
    Makina:
    5D MKIII + 28mm
    Üyelik tarihi
    16.May.2013
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    40
    Mesajlar
    633

    Standart

    Ofisleri ve çalışma ortamları gerçekten çok hoş ve buraların standartlarının üzerinde. Handy35 'i yaptığı zamanı hatırlıyorum, HandySLR 'yi deneme fırsatım olmuştu ve forumdan bir arkadaştan da ikinci el Modula 5 ile FocusOne almıştım. Bu ürünleri beğeniyorum ve kullanmaya çok fırsatım olamasa da başarılı buluyorum. Fotoğraf-video dışındaki fikirleri ve ürünleri ise beni pek heyecanlandırmadı. Teknolojiyi dışlayan ya da nostaljik bir insan değilim ama videolarda tanıtılan ürünler benim ihtiyaç ve sorunlarıma, ya da ilgi alanlarıma hitap etmedi sanırım.

    Tripod benzeri yeni fikirleri ise oldukça hoşuma gitti. Zaten dediğim gibi fotoğraf-video alanında iyiler ve çok özgün ve başarılı ürünleri var. Dolayısıyla bu alanda başarılı oldukları için bu videolarda bu ürünler ve başarı hikayelerini izlemek keyifli. Öte yandan bu alanlar dışındaki fikir ve ürünlerinde henüz kabul görmüş ya da bilinen anlamda başarılı bir ürünlerini göremediğim için, sanki böyle bir ürünleri varmış gibi bir algı oluşması da aktarımın ve anlatımın başarısı olsa gerek. Yani, fikirlerin ortaya çıkışı, pişmesi, üretilmesi, çalışma ortama ve diğer herşeyi izliyoruz evet, ancak ortaya çıkan sonuçlar tatmin edici olmayınca, videolarda verilen "bu iş böyle yapılır" ya da "bunu yapmak isteyenlere tavsiyeler" anlatımı biraz havada kalıyor. Fakat bunun dışında fotoğraf-video alanında güzel ürünlerinin devamını ve diğer alanlarda da aynı güzellikte ürünler diliyorum.










    hasbisahin likes this.

  • #8
    hasbisahin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CanonTURK Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Hasbi Şahin
    Makina:
    600D
    Üyelik tarihi
    05.August.2014
    Nereden
    Bursa
    Yaş
    36
    Mesajlar
    198

    Standart

    Alıntı uniquee Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    baskabirseyi 3. bölümden beri takip ediyorum sürekli yeni video gelmişmi diye çok faydalı buluyorum.
    Video olayları bitmiş, artık video çekmiyorlar. #başkabirşey – Portal adresinden devam ettirdikleri projelerin detaylarını paylaşıyorlar.










    "Birçok fotoğrafçı daha iyi kamera aldıklarında daha iyi fotoğraflar çekeceklerini düşünürler.
    Daha iyi kamera, kalbinde ya da kafanda bir şey yoksa, senin için bir şey yapamaz." - Arnold Newman


    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.

  • Bu Konu için Etiketler

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •