Ahmet Yeşil Nickli Üyeden Alıntı
Ülkede olan biten her şeyden siyaset sorumludur sevgili dostlar.
İşçinin can güvenliği için belirli yasalar çıkmıyor ya da çıkan yasaların uygulanırlığı denetlenmiyorsa bu da siyaset ve kurumlarının eksikliğidir.
Tabi bu vahim olay sonucu AKP'yi aklamak kadar aynı şekilde AKP'yi alaşağı etmek için de bahane olarak kullanmak üzücüdür. Çünkü hiç bir ideoloji yüzlerce insanın canından önemli değildir.
Sorunu da yine AKP'ye atarak tek başına çözmek mümkün değil.
AKP öncesinde de insanlar yine siyasilerin emekçinin hayatından yana tavır almaması sebebiyle iş kazalarında ölüyordu.
Demek ki sorun Türkiye'nin genel siyasi aymazlığının, beceriksizliğinin ve emekçi düşmanlığının bir birikimi.
Üretimi ve karı artırmanın yegane ve en kolay yolu emekçinin güvenliğine harcanacak yartırımda kısıtlamaya gitmektir.
Üç gündür hepimiz bir şeyler öğrendik.
Meğerse prefabrik odalar olabiliyormuş; 40 işçinin sığınabileceği ve 30 gün gıda ve su ihtiyacını giderebileceği bu odaların maliyeti 250 bin tl.
Yanlış hatırlamıyorsam Şili'deki maden faciasında bu odalara sığınan onlarca işçi 16. günün sonunda o odalara sondajlamayla yapılan girişlerle 67 gün boyunca beslenebilmiş ve sonuçta kurtarılabilmiş. Bu gün radyoda dinledim...
Eğer böylesi madene bu odalardan bir kaç tane yapılsaydı bu gün yüzlerce işçi için umutlanabilirdik.
Demek ki her şey maliyette bitiyor.
Sorun sistem sorunu; yer altında üç kuruşa ölümüne çalıştırdığın işçilerin nafakasıyla trilyonluk gökdelenler yapıp satıyorsan bu büyük bir ahlaki çöküntüdür.
Sistem ahlaksızdır!
Bu vesileyle tüm ölen emekçi kardeşlerimin ışığı bol olsun diyorum. Ailelerine ve kederli tüm dostlara sabırlar diliyorum.
Bu ahlaksız sistemin rantını yiyen tüm şerefsizlerin de bir gün adalet karşısında cezalandırılmasını diliyorum.