Soner Bey merhaba. 4982 Sayılı Yasa kapsamındaki "bilgi edinme hakkı"nın söz konusu olduğu "kamu kurum ve kuruluşları", kamunun (devletin) çoğunluk hisselerine sahip olduğu bankaları kapsamaz kanaatimce.
Zira "yargı denetimi içindeki idari işlemler" denerek idari yargıya konu olabilecek muamelelere atıf var yasada. Devlet bankaları ise, Bankacılık Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu uyarınca faaliyette bulunan sermaye şirketleridir. Tüm bankaların belirli konularda bağlı olduğu BDDK ve Merkez Bankası gibi yapılar ise "muhatabınız bankaya başvurun" diyecektir bu yasaya dayanılırsa. Yanıtlamayacaktır doğrudan taraf olmadıkları için.
Uygulamada şube müdürüne yahut şube yetkilisine iki nüsha dilekçe ile başvurup sizde kalacak sureti kayıt/paraf ettirip (başvurmadın demesinler diye) "ücret karşılığı bu bilginin verilebileceğine dair yazı" yahut "borcun olup olmadığının yanıtını" yazılı olarak isteyin. Dilekçede hukuki, cezai müracaat haklarınızı saklı tuttuğunuzu, bilginin zamanında ücretsiz olarak verilmemesi nedeniyle oluşabilecek gecikmeden doğabilecek zarar ve ziyanınızı dava edebileceğinizi belirtin.
Dilekçenize olumsuz yanıt verirlerse yahut yanıt vermezlerse şubede yanınızda iki arkadaşınızla tutanak tutup, dilekçe örneğiniz ile tüketici hakem heyetine başvurun. Kuzu kuzu bilgiyi ücretsiz verirler muhtemelen. Vermezlerse ve Tüketici Hakem Heyeti'nden olumlu sonuç alamazsanız zaman ayırıp bazı harç ve masraflardan muaf olarak Tüketici mahkemesinde dava açın.
Dayanağınız yasal olmayan şekilde, mudisi bulunduğunuz tacirin tüketiciye bir hizmeti (şahsi ilgilisinin hususi olarak kullanacağı kendi kayıtlarına dair açıklama) satmak istediği ve ayıplı hizmet/ürün pazarlamaya çalıştığı. Zira MK2 ve MK3 anlamında burada muhatabın bariz kötü niyeti mevcut. Aranızdaki ticari ilişkiye dair bir evraka ihtiyaç duyduğunuz halde bunu belgelemekten kaçınarak haksız kazanç elde etmeye çalışıyor.
Not: Bu memlekette hukukun her konuda güvenilir olduğunu ise düşünmeyin derim..