Konu: Öğrenci Kısa Filmlerinin Kalitesizliği

mosaique Nickli Üyeden Alıntı

Katılmamak ne mümkün. Yalnız bu iki eleştiri türü de kişiden kişiye değişebilir. Mesala bir arkadaş Beypazarı 'nda çektiği bir HDR fotoğrafı yayınlasın. Bir kişi yapıcı eleştiri olarak "Evi keşke ortalamasaydın, çocuklar netsiz çıkmış" vs diyebilir. Bir diğeri için bu yapıcı değildir. "Dostum gel turist gibi dolaşıp her bulut ve eski ev gördüğünde HDR çekmekten vazgeç, fotoğraf böyle birşey değil" yapıcı bir eleştiri olabilir, hem de o arkadaşın gelecek fotoğrafçılık hayatına büyük bir yapıcı katkı olabilir. Diğer arkadaşa göre bu yerici ve yıkıcı gibi durur.

Konu kısa film gerçi. Şimdi size şuraya bir dolu filmin linkini yapıştırmamak için zor tutuyorum kendimi. Bunların bazılarına yapılacak bir eleştiri bile bulunamıyor. Ama arkadaşlar kırıcı olmamak adına şöyle de böyle de olsaymış diye takılıyorlar. Bence o adama yarardan çok zarar veriyorlar.

Ayrıca demin söyledim de biri bana da sorarsa diye korkumdan açıklama getireyim; ben çok kötü film ve fotoğraf çekiyorum. O zaman sen yap da görelim demeyin diye söylüyorum.

Doğru söylüyorsunuz ancak eleştiri şekliniz aynı zamanda karşı taraftaki şahısla olan ilişkinizle de alakalıdır. Atıyorum yakın bir arkadaşınıza "bu ne yaa böyle film mi olur" diye başlayıp ardından hatalarını dile getirdiğinizde ne kadar acımasız olunursa olunsun pozitif yönde bir katkısı olur. Ancak tanımadığını bir şahısa yönelik bir eleştiri yaparken kullanılan üslüba dikkat edilmesi ve eleştirinin yapıcılığını yitirmemesi gerekir. Eğer bunun tersi bir durum söz konusu olursa herkes ortada bir ürün bekleyecektir. Çünkü ortada bir yanlışı düzeltmeye çalışmanın çabası değil adeta bir isyan vardır böylelerini ortadan kaldırın artık gibisinden. Bu da bir düşüncedir saygı duyarım ancak bunun düşüncede kalınmaması için de düşünceyi ortaya atanın bir çaba göstermesi gerekir bu da yapıcı eleştiri ile yada doğrusunu kendi ürünü ile gösterme ile olur. Dikkat ettiyseniz ben orda Harun Bey'e çok biliyorsanız siz yapından ziyade orjinal bir fikri var ise ortaya bir ürün koymasını ve kendisinin alkış almasından bahsettim. Hem yol gösterici olmuş olur, hem de yeni başlayacak olanlara bir ilham kaynağı olur. Unutmayın sanatın her dalına yeni adım atan herkes önce beğendiği sanatçıların çalışmalarından yola çıkarak bir şeyler ortaya koyarlar sonra zamanla kendi tarzı oturur. Bu aynı fotoğrafa başlarken önce her çekim yöntemine, makroya, portreye, ornitoya, manzaraya, sokak fotoğrafçılığına, ıvıra zıvıra yönelip, hepsinin az çok tadına bakıp içlerinden bir veya birkaçını seçip kendini o yönde ilerletmesidir. Profesyonel ortamda bile beğenilen bir dizi çıktığında ona benzer bir ton dizi çıkarken, yeni başlayanların bunu yapması gayet normaldir bence.

mosaique Nickli Üyeden Alıntı

Birinin sıkılıp yarıda bıraktığı film bir diğerinin hayatının filmi olabilir. Ülkemizde Nuri Bilge Ceylan filmleri için çokca görülen bir durumdur. Bahsi geçen kısa filmlerde ise film çekenler dışında nadiren beğeni görür. Bizler kısa film festivallerinde gösterilen veya ödül alan bir filmin, film ekibi dışında kimse tarafından alkışlanmadığını da gördük. O arkadaşların hevesi kırılmıyor daha da hırslanıyorlar nedense.

Kendiniz söylüyorsunuz kısa film festivalinde gösterilen diye. Youtube'da veya başka bir yerde kullanıcının kendisinin paylaştığı ile bir olur mu hiç. Sadece bu tarz sitelerden izlenebileceği. Kısacası henüz gerçek anlamda görücüye çıkmamış bir filmi paylaşan biri/birileri ile A festivalinde gösterilmiş ancak beğeni almamış bir filmin ekibi arasında dağlar kadar fark vardır. Dediğiniz gibi festivaldeki hırslanırken işine daha çok sarılırken diğerinin hevesi kırılabilir.

.....

Messi'ye istediğinizi diyebilirsiniz adam zaten profesyonel hevesi kırılcak hali yok. Dediğim dedik ben doğrusunu yapıyorum hiç bir hata yok diyip bir ton hatası olanlara kısacası cin olmadan adam çarpmaya çalışanlara zaten diyebileceğim birşey yok ki aynı fikirdeyiz burada. Benim savunduğum kısım diğer bölüm. Neyse uzatmanın anlamı yok. Sürçü lisan ettiysem affola. İyi akşamlar.

Ayni seyi fotograflar konusunda diyenlerede ayni seyi diyorum.Bole insanlar olmasi guzel birsey siz daha iyi yaparsaniz zaten insanlar size gelirler.Ben bu foruma girdiimdr hicbirsey bilmiyordum o zamanda grubum vardi suan para kazaniyorum gene grubum var.İnsanlarin arasindan siyrilin siyrilamiyorsaniz yapacak birsey yok.Polemik olsun diye yazmiyorum yazilarida okumadim ilk mesaji okudum ve fikrimi soyledim.

mosaique Nickli Üyeden Alıntı

"Size gelirler" 'den kastınız iş anlamında mı? Yani siz bu işten para kazanıyorsunuz, iyi yaparsanız müsteri anlamında size gelirler mi diyorsunuz? Bir de siz kendinizi insanların arasından sıyrılmış iyi bir fotoğrafçı olarak mı görüyorsunuz?

Evet aynen onu soyluyorum.Asla kedimi cok iyi bir fotografci olarak gormuyorum.Ama bazi kesimden siyrildigimi dusunuyorum.En azindan 4 senelik surecte fotograflarima baktigimda ve insanlar baktiginda bunu soylebiliyor.Buda benim icin mutluluk verici.

Herkes istediği kadar film de fotoğraf da çekebilir. Ben izlemedikten sonra benim için sıkıntısı yok. İzlemeyin

Sen yap da görelim gerçekten çocukça bir tavır. Siz gerçekten ödül almadığı halde [ÖDÜLLÜ] yazan, hiç itina gösterilmemiş bir filmi izleyip kendinizce kötü eleştirilerde bulunmayıp "kötü olsa bile heves etmiş, yine de emek var felon filon" diyor musunuz? Buna da evet derseniz söyleyecek hiçbir sözüm yok. Daha ne diyeyim

Ha ayrıca ben de kısa film çekmeyi planlıyorum, evet. Aylardır üzerinde düşünüyorum. Bütçe çıkarabilirsem ekim ayında başlayacağım, çıkaramazsam hiç girişmeyeceğim. Olmuşken iyisi olsun diye düşünürüm hep.

Bu gün genç, yaşlı, amatör, profesyonel ben yönetmenim ben, görüntü yönetmeniyim , prodüktörüm diyen insan her türlü eleştiriye açık olmalıdır. Eleştirilere sen daha iyisini yap diyen arkadaşlar için ufak bir uyarı. Dünyanın en önemli film eleştirmenleri hayatları boyunca tek bir film bile çekmemişlerdir. DÜnyada sinema seyircisinin %99'nu hiç film çekmemiş insanlar oluşturur. Sadece yönetmenler için film çekiyorum diyebilirsiniz ama filmlerimi sadece yönetmenler eleştirsin diyemezsiniz.

Uzun zamandır görsel sanatlarda eğitim gören öğrencilerle beraber çalışıyorum. Öğrencilere hem eğitim hem de ekipman sağlıyorum. Çeşitli şehirlerden profesyonelleri davet edip yönetmen buluşmaları yapıyorum. Çektikleri filmleri eleştiriyorum.
Öğrenci filmlerinin kötü olmasında pek çok etken var. Bunların başında ekip organizasyonlarının kötü olması yatıyor. Ekip çalışmasını ve ekip içerisindeki hiyerarşiyi bilmiyorlar. Ayrıca üşengeç , ciddiyetsiz ve özensizler. Ne kendilerini ne yaptıkları işi ciddiye alıyorlar. Bu saydıklarımın tamamını tecrübe başlığı altında toplayabilirsiniz.

Ben yukarıda yazılanların çoğuna katılmıyorum ister ilk filmi olsun ister 10 yaşında çocuk olsun bireyi körü körüne övmek ve pohpohlamak eleştirmekten daha çok zarar verir. Çekerken emek veriliyorsa izlemek yorumlamak eleştirmek içinde emek veriliyor. Emeğe saygı konusunda hemfikiriz.

Herkes istediği gibi kısa film çekebilir. Kötü çekene sen çekme demek çok yanlış bir davranış bence. Kimse süper değil ve zamanla öğrenilen bir şey bu. Deneyim tecrübe ileride ki kısa filmler için daha iyi olması demektir. Kötü ise eleştiriyi ona göre iyi ise yine eleştiri dozunu ayarlamalı ve yapıcı olmasını sağlamalıyız. Bu çok kötü olmuş demek yerine şurası şöyle olabilirdi vb demek daha mantıklı olabilir.

Genelde ekipman eksikliği ve Çağın beyin dediği gibi ciddiyetsiz ve üşengeç olmalarından kaynaklı çoğu filmin kötü olması.

Benim de projem vardı ama yakın arkadaşlarımdan 4-5 ini bir araya toplayamıyorum. Çekelim diyorum tamam biz varız diyorlar sonra zaman veriyorsun ben gelemiyorum demeleri, yorgunum demeleri vb. para da vermediğin için tabi oyuncu sorunu oluyor. Ben daha kısa filmimi çekemedim. 7D makinemi de sattım. Elimde s2 telefonum var. Bununla çekebileceğimi düşünüyorum. Çekimde titreme vb olmaması içinde bir takım ufak aletler yada parçalar yapmayı planlıyorum aklımda olanlar bunlar.

Not: bahsedilen ses kalitesizliği vb bir telefondan yada makinenin kendi ses kaydı elbette prof ses kayıtları gibi olmayacak. Benimde bu aşamada filmi sessiz çekmek aklıma geldiydi. Alt yazı yada konuşma baloncuğu şeklinde.

mosaique Nickli Üyeden Alıntı

Sizin adınıza mutluluk verici. Fotoğraflarınıza baktım ve kendiniz hakkında söylediklerinize katılıyorum. Yalnız fotoğraf dediğimizde aklımıza ilk gelen şey muhtemelen ak ve kara kadar farklı. Siz işin para kazanma tarafındasınız, bu bakımdan yaptığınızı iş olarak takdir ediyorum. Ancak fotoğraf sanatı adına, dediğim gibi farklı düşüncelere sahip olmalıyız.



Tamam isteyen istediği kadar çeksin, istediği kadar yayınlasın. İyi olan yolunu bulur, gelir bir şekilde karşımıza çıkar, takdir edilir. Hayır öyle değil işte. Bunca dijital fotoğraf ve video yığınının arasında ben iyi olana ulaşmak için çaba sarfetmek zorundayım, hem de eskisinden daha çok. Görmek istemediğim fotoğraflar heryerdeler ve gözümün içine giriyorlar. Ben ararken sürekli onlar karşıma çıkıyorlar. Evvelden bulduğum iyi adamı takip ederim ama yeni adamlara ulaşmakta sıkıntı çekiyorum. Kum tanelerinden oluşan bir çölde ele gelecek bir taş arıyorum. Siz de diyorsunuz ki bırak çöle biraz daha kum katılsa ne yazar, zaten çöl. Diyorum ya kaçamıyorum, nice insan fotoğrafa küstü. Küsersen küs biz iyiyiz mi diyorsunuz? Doğru diyorsunuz. Hayırlı işler bol kazançlar, iyi hobiler.

Çağrı Bey şu yönden bakın olaya, her sene 50 tane Türk filmi vizyona giriyor. Neredeyse hiç birisine gitmiyorum. Amacım Türk Sineması kazanmasın falan da değil. İnsanları enayi yerine koyuyorlar. Basit bir hikayeden tek vuruşla parayı kaldırayım derdindeler. Bu tip olaylar Abd sinemasında da var kabul ediyorum. Ama ben seçici davranıp gitmiyorum. Ama şöyle düşünün şuan dünyanın takdir ettiği çoğu yönetmen kısa film çekmekle bu işe başladı. Ama ben kısa filmden çok feyz almıyorum açıkcası. O sebeple izlemiyorum. Hoş ben Nuri Bilge Ceylan filmlerinden de hiç keyif almıyorum onları da seyretmiyorum ben bu işten anlamıyor da olabilirim.

Şu site tarihine geçmesi gereken en talihsiz konulardan biri olmuş...
"Çekmeyin" diyorsunuz da bende beğenmiyorsanız "İzlemeyin" derim..

Siz şimdi çekeceksiniz burada eleştiriler gelecek altına yazacağınız ya da
filmizi sunarken yazacağınız ilk cümleyi ben bu buradan yazayım..
"İlk filmim sonuçta.."

Sizin youtube'a girip izlediğiniz bir çok film radyo sinema öğrencilerinin dönem ödevlerinden ötesi değil.
Bir çoğunun ilk adımı bile değil tabiri caizse "emeklemeleri" ... Bunlara yapıcı eleştiriler getirmek başka..
Ya da youtube yorumcumlarının genel karakteristliğiyle aynı mantıkta (!) bir zihniyeti bu foruma taşımak
başka..

Çekeceğiniz filmi sabırsızlıkla bekleyenlerden biri de benim..

İlk mesajı okudum sadece aradaki yorumları okuyup daha fazla canım sıkılsın istemedim.. Hoş değil Hiç hoş değil..

yahu burda hevesli gençlere sataşma olmamış ki... algıyı kanalize etmişsiniz...

Burada tüm laf tırt bi film çekim "IşınKılıcıProdüksiyonHizmetleri" diye kanal açıp kendine de Yönetmen Ersin Özbükey diyenlere...

Bakalım dünyaya, el kamerası ile neler neler çekiyorlar... 405 filmini yaşı nispeten büyük olanlar (30+) hatırlayacaklardır.. Buna benzer milyonlarca örnek var, hele de 550D ile çekilmiş bi transformers klonu var ki akıllara zarar.. gerçekten müthiş...

Benim sinema konusundaki hevesimi tanıyan herkes bilir... Hatta sadece küçük bir kısmını bilir. Şu an elimde üstatlara okutup beğendirdiğim 2 kısa 1 uzun metraj senaryom var, yeni bir uzun metraj için ise hazırlık ve araştırma aşamasındayım. Bunları istersem 5DII veya III ile, en kaliteli ses ve ışık ekipmanı ile çekebilirdim. Ama anlatmak istediğim hikayelere saygımdan dolayı çekmedim. Çünkü sinematografinin hakkını verebileceğimden kuşkuluyum. Halen kendimi geliştirme aşamasındayım ve gidip setlerde kablo toplamaktan, çay getirip götürmekten zerre utanmıyorum.

Hayatında bir kere bile set tozu yutmamış, sahne tozu yutmamış insanın eline kamera alıp ben yönetmenim demeye hakkı yok...

Bekleyin. Ben filmimi çekip burada paylaştığım zaman, "sen daha önce bunları demiştin, bak şimdi aynı hataya sen düştün" diyebilirsiniz. Yaptığım eleştiriden daha kötüsünü de yapabilirsiniz. Zerre kafama takmak. Film ya da fotoğraf, bir görüntü oluşturup bunu internet ortamında paylaştığınız zaman yüzlerce, binlerce, hatta milyonlarca insan bunu görecek. Ve bunu her kesimden, her yaştan, beğeni yapısı farklı olan her insan görecek. Ve bir şeyi upload ettiğiniz zaman risk alıyor olmalısınız. Ben şimdi çekmeyin dedim diye kimse projesini iptal etmez merak etmeyin, ya da mevcut görüntüyü paylaştığı ortamlardan kaldırmaz. Diyeceğim şu ki emek var diyorsunuz, her insan bunu görmez. Kimisi bu ne lan der, kimisi yine de böyle bir şeye heves etmiş yapmış eline sağlık der. Zaten benim dediğim şekildeki filmleri gençler yapıyor ve bunların "öğrenci filmi" diye adı çıkmış. Youtube'a yükledin, bin kişi seyretti, çoğu kötü yorum yaptı, ağır eleştiride bulundu. Bunu kaldıramayacaksan zaten bu işe girişme. Kaldırabilecek kapasiteye sahip insan sonraki çalışmalarına özen gösterir. Ben bütçe yok diye bu insanları aşağılamıyorum. Hiç mi araştırmıyorlar? Ses hariç bir sürü çekim tekniği için ucuz çözümler var. Ya da bu işe kalkışan insan Premiere kullanmayı öğrenmeyecekse yine diyorum hiç yapmasın zaten.

Canon EOS 600D - Video Test - YouTube

Ben bu videoyu çekerken bazı kısımlar hareketliydi. Gidip sabitleyici almadım ne gerek var o kadar para vermeye diye, sorunu yazılım yoluyla çözdüm. Fark ediyorum ki bazı kısımlarda yaptığım netlemeler çok kötü. Şu temizlikçinin çocukları suladığı yer. Bu benim paylaştığım ilk video. Biri çıkıp yazsa netlemelerde hata var diye ben henüz ilk çalışmam diye kendimi savunmam. Evet ben de fark ettim bir dahaki çalışmalarda daha dikkatli olurum derim. Ve bu videoyu çektim, daha sonra da kısa filmler çekeceğim diye "copilot_yapım" diye bir hesap açıp oraya upload etmedim. Demek istediklerim bunlardı açıkçası

Ben size katılmıyorum kesinlikle!.. Evet ortaya kötü videolar veya kötü fotoğraflar çıkabilir ama insanların şevkini kırmamalısınız bence. Sonuçta onlarda videoyu izledikten sonra olmadığının farkında olabilirler ve her geçen gün dahada geliştirirler kendilerini. Kötü video olsa ne olabilir ki sanki? İzlemek zorunda değilsiniz sonuçta.. Bırakın insanlar eğlenmesine baksınlar. Eminim o tarz insanlar zevke yapıyordur, kalkıpta size ustalık taslayacaklarını sanmam. O yüzden bu tarz insanların şevkini kırmama taraftarıyım..

Harun arkadaşımızın söyledikleri ne saçma, ne sert, ne talihsiz ne de yersiz. İyi ya da kötü film ekseninde konuyu değerlendirmek biraz zorlama olmuş.
İlk mesajın ilk paragrafı somut örnekten hareketle son cümle için bir giriş. Sorun, ÖZENSİZLİK!
Çağın arkadaşım da deneyimleriyle diyor ki, sorun; ÜŞENGEÇLİK, CİDDİYETSİZLİK, ÖZENSİZLİK..
Harun arkadaşımız, konuyu kendisine dert edinmiş, topik açmış ve bu yola baş koymaya çalışanlar için oldukça önemli bir uyarıda bulunmuş.
Her şeyiyle doğru kotarılmış, naif çalışmaların güme gitme olasılığının azalmasına yönelik olarak görüntü kirliliği riskine dikkat çekmiş.
Söz söyleme hakkı elbet çalışmaktan gelir. Eğer kameranın on-off düğmesiyle sınırlı çalışmaya emek diyorsanız forum denen kavram konusunda anlaşamamışız demektir.
Ben forumların daha iyiye sevk işlevlerinin olması, kalite arayışına hizmet etmesi gerektiği kanısındayım. Ego tatmini için adı geçen kişiler zaten bloglarla, yutupla gereğini yapıyorlar.

Adama sen yaşama öl geber demişler gitmiş facebooku kurmuş milyarder olmuş İlk mesaj yapıcı gibi görünmese de hırslı gençleri ve bu işe gerçekten gönül verenleri fişekleyip iyi işler çıkartabilecek dereceye gelmeye vesile olabilir. Diğer yandan fotoğrafçı olayına gelecek olursak çoğumuz fotoğrafına photographer imzasını koymuşuzdur bende koydum evet ama sonra gerçek photographerların fotoğraflarını incelediğimde yanlış yaptığım kanısına vardım, kaç senedir fotoğraf çekiyorum, binlerce fotoğrafım var ama içinden toplasan 100 tane işe yara ya çıkar ya çıkmaz ama ben seviyorum fotoğraf çekmeyi ve yok arkadaş olmuyor diye bırakmıyorum sadece artık photographer imzasını koymuyorum.

maliozi Nickli Üyeden Alıntı

Adama sen yaşama öl geber demişler gitmiş facebooku kurmuş milyarder olmuş İlk mesaj yapıcı gibi görünmese de hırslı gençleri ve bu işe gerçekten gönül verenleri fişekleyip iyi işler çıkartabilecek dereceye gelmeye vesile olabilir. Diğer yandan fotoğrafçı olayına gelecek olursak çoğumuz fotoğrafına photographer imzasını koymuşuzdur bende koydum evet ama sonra gerçek photographerların fotoğraflarını incelediğimde yanlış yaptığım kanısına vardım, kaç senedir fotoğraf çekiyorum, binlerce fotoğrafım var ama içinden toplasan 100 tane işe yara ya çıkar ya çıkmaz ama ben seviyorum fotoğraf çekmeyi ve yok arkadaş olmuyor diye bırakmıyorum sadece artık photographer imzasını koymuyorum.

Sizin yine 100 tane var yaklaşık 6 senedir ciddi derecede hobi olarak ilgileniyorum beğenipte evime astığım bir tek fotografım var.Onu da ben mi çektim eşim mi çekti belirsiz siz düşünün gerisini.Ama hiç bir zaman bir patavatsız gelip de sen bu işi bilmiyorsun beceremiyorsun demedi.Dese ne olacak ki adama aga sen nesin derler.Sanki para karşılığı hizmet veriyoruz.

copilot Nickli Üyeden Alıntı

Sabitleyici olarak el, mikrofon olarak kameranın dahili mikrofonu, kurgu programı olarak Movie Maker kullanan arkadaşlar kısa film çekmesinler. Ve bunu hobi olarak yapın, Youtube hesap adını "copilot_yapım/prodüksiyon" yapacak kadar kendinizi kaptırmayın. Hele bazı filmler var, Youtube'da editör olsa yüklenen videoları izlese gerçekten yayınlamaz.

Birazcık özen, başka bir şey değil.

Böyle bir konuyu açmanızın saçmalığının umarım farkındasınızdır. Bir öğrenci olarak sizi kınıyorum bende Plato'da Sinema Televizyon öğrencisiyim Sabitleyici olarak elimi mikrofon olarak kameranın dahili mikrofonunu kurgu programı olarakta premiere kullanıyorum. Sırf siz böyle dediniz diye biz hayallerimizdenmi vazgeçelim ? Rica ediyorum biraz sinema hakkında bir kaç kitap okuyup film izleyiniz ufkunuzun açılması konusunda yardımcı olacaktır. Bu şekilde çekimler yapmama rağmen okulda derecelerim mevcut.Beraber çekimlerine katıldığım arkadaşlarımın ise ödülleri mevcut Hiçbir zaman steadycam kullanmadım fakat hocalarımdan Türkiyenin en iyi görüntü yönetmeni olan Hayk Kirakasyon tarafından eleştirilmedim aksine daha çok film çekmeye teşvik edildim. Bukadar cesur bir şekilde film çekmeyin diyebiliyorsunuz aynı ekipmanlarla sizde bir film çekinde bizde izleyelim ne dersiniz ? Canontürk gibi bir forumda böyle bir yazı okuduğum için inanın hayal kırıklığına uğradım...

Saygı ve Sevgilerimle

teo Nickli Üyeden Alıntı

Böyle bir konuyu açmanızın saçmalığının umarım farkındasınızdır. Bir öğrenci olarak sizi kınıyorum bende Plato'da Sinema Televizyon öğrencisiyim Sabitleyici olarak elimi mikrofon olarak kameranın dahili mikrofonunu kurgu programı olarakta premiere kullanıyorum. Sırf siz böyle dediniz diye biz hayallerimizdenmi vazgeçelim ? Rica ediyorum biraz sinema hakkında bir kaç kitap okuyup film izleyiniz ufkunuzun açılması konusunda yardımcı olacaktır. Bu şekilde çekimler yapmama rağmen okulda derecelerim mevcut.Beraber çekimlerine katıldığım arkadaşlarımın ise ödülleri mevcut Hiçbir zaman steadycam kullanmadım fakat hocalarımdan Türkiyenin en iyi görüntü yönetmeni olan Hayk Kirakasyon tarafından eleştirilmedim aksine daha çok film çekmeye teşvik edildim. Bukadar cesur bir şekilde film çekmeyin diyebiliyorsunuz aynı ekipmanlarla sizde bir film çekinde bizde izleyelim ne dersiniz ? Canontürk gibi bir forumda böyle bir yazı okuduğum için inanın hayal kırıklığına uğradım...

Saygı ve Sevgilerimle

Sevgili Orçun, azıcık sükunetle yaklaşmakta fayda var. "Öğrenci videoları" tanımlaması haklı olarak konuyu üstüne almana neden olmuş. Verilen örneklerin özensizlik sayılmayacağını açıklamaya çalışmışsın diye düşünüyorum. Referans olarak ta eleştirilmemiş olmanı, kimi arkadaşlarının aldığı ödülleri göstermişsin.
Konuya iki türlü yaklaşmak mümkün. Biri, bilimsel; diğer tüm parametreleri eşitleyerek, elle ve steadycam le çektiklerini, tabii bunun istisna olmadığını kanıtlayacak sayıda örnekler verebilirsin.
Ya da (senin örneğininde ki gibi) subjektif argümanlar gösterebilirsin; O zaman bunun sonu gelmez. Bak, ekşi sözlükte referans verdiğin okul için yorumlardan birisi: az önce verilen linklerdeki filmleri izledim de hani cep telefonu kamerasıyla film çekmek bilmeyene .....(argo)........ para merkezi.cibuti'den, sinemanın "s" sesini bilmeyen biri gelse kamerayı eline alsa, daha da ileri gidersek o nat geo daki yerliler gelse film çekse daha iyi iş çıkartırlar.

Yerinde olsam birinci seçeneği, sükunetle denerdim. Biz de derdik, aramızdan eli öpülesi bir başarı öyküsü çıkıyor..