Uygurlarla ilk binamsı yapılara kavuştuğumuz sıralarda adamlar mimarlıkta master yapıyordu
Bu tür yapı, alan konularını gördüğümde hep Koca(!) Sinan'ın Ayasofyadan yüzyıllar sonra Ayasofya'nın benzeri kubbe yapma girişimi gelir aklıma. Bkz (Selimiye). Yada dolmabahçenin versay sarayının küçültülmüş kopyası olduğu.
İnsan neyi ne kadar yaptığını dürüstçe söylemez ise gerçek potansiyelini keşfedemez. Ele geçirmeseydik muhtemelen şehir açısından daha iyi olacaktı
ama İstanbul'u da sadece bir şehir olarak düşünmemek lazım.
Amerika ve avrupadaki metro hatları, parklar ve saraylara bakınca aslında sorun yeteneksizlik veya beceriksizlik değil de, doğu kültürünün rasyonel bakış açısı ile öngörü yapamaması gibi duruyor. Biraz duygusal(!) milletiz. Hele son zamanlarda TAMAMEN DUYGUSAL(!).
Zaten koca bir çelişki var 18 milyon bir şehre gidiyor ve yüzde 90'ı şehir içinde park istiyor. Central park olan vilayette bir metrekare daire fiyatına bakmak lazım
Kabul görürse İstanbul'a da park kurulur.
Edit: Cümle düşüklüğü ve imla.