bohemiantirad Nickli Üyeden Alıntı
Sevgili dostum, hayatıma anlam katan, öğreten, okyanuslar ötesinden sözleri ve varlığıyla her daim "iyi ki var olan" Aydın Tuna;
Ben Sezar'ı değil ama Chavez'i övmeye geldim. Sezar gibi ilk çağ imparatorlarından biri değil toprağa verilen. Nihat Genç'in "modern çağın canileri" kitabında tasvir ettiği bir yangında toplumunu, hatta bütün 3. dünyayı daha farklı bir yeryüzü için umutlandırabilmiş bir lider..
Tekalifi Milliye, Tevhid-i Tedrisat, alfabeye ve kılığa ilişkin çok çarpıcı yaptırımlar içeren Cumhuriyet Devrim Kanunları irdelense, Atatürkümüz'ün yerine göre "sopa göstermekten" imtina etmeyen, bir kısım liboş yahut bademin zorbalıkla/diktatörlükle ithamlarına delil teşkil edebilecek sert, kazuistik tedbirlerine dair pek çok done bulunur.
Chavez de elbette güllük gülistanlık bir memleketi, basit bir kaç yasa yahut öneriyle yapısal bir değişikliğe büründürmedi. Her devrim yahut her radikal değişim bedelleriyle birlikte gelir.
Öncelikle kendi toplumuna ve tüm Güney Amerika'ya fakat aslen tüm mazlum dünyaya onur, baş eğmeyen bir teslimiyetsizlik için çırpındı Chavez. Bir zincirin direnme gücü en zayıf halkasının mukavemet yetisi kadar ancak. Chavez'in toplumunda ve siyasi yetisinde ideal direncin uzağında aksak halkalar elbette mevcut olabilir. Fakat bu adamın tüm söylemlerini, mülakatlarını aklının, zamanın yettiğince takip etmiş bir dostun olarak söyleyebilirim ki Chavez her daim ezilenden, açtan, çocuktan, yoksulda ve sömürülenden yana idi. Şahsi edinimlere, zevklere değil toplumunun ve dünyanın kanayan yaralarına benliğini adamıştı.
Amerikan kültürü, sanatı, toplumu; ilk insandan bugüne her gelişmenin insanlığın ortak kalıtı olduğuna inananların değeridir. Hemingway, London, Orson Welles hattâ Sinatra, Presley,hattâ Holywood neden vazgeçilir yahut hasım olsun insani düzeyde bana sunduğu oranda? Blues, rock and roll, soul beni mutlu eden üretilerle dolu. Irak'a bomba yağdıran, Afrika'daki aç kabileleri birbirine kışkırtıp silah satan, onların ilacını/hammaddesini yağmalayan Amerikan hükümetleri ile Miles Davis'i, Nina Simone'u neden bağdaştırayım?
Amerikan'ın koleralı battaniyelerle Kızılderililer'i kitlesel imhalara tabi tuttuğu siyasi geçmişlerine ne denli uzaksam, 2. Dünya Savaşı'nda atom bombası vahşetini saymaz isek Avrupa faşizmine karşı aksiyonunu da o kadar bir dünyalı kadar alkışlarım. Teknolojide, sanatta takip etmek Amerikan'ı salak bir adam değilsem insan evladı olarak yükümlülüğüm. 5 sene önce avuç avuç para verilen çip setlere, elektronik edavata öldüm fiyatına sahip olmak Çin üretimine biraz düşünenin memnuniyeti vesilesidir. Oysa ki Çin'de insanlık dışı koşullarda hiçbir sosyal güvencesi olmadan çalıştırılan çocuklar, esirler elbette ki malumumuz.
Sözün özü;
Amerikan emperyalizmi, Amerikan insanı ya da kültürü demek değil. İşi, aşırı duygusallığa vardırarak topyekün Amerika düşmanlığına getirse de Chavez yiğit bir adam. O'nu batılı bir takım normlarla yargılamak için silahların eşitliği prensibinin cari olması gerek. Chavez ise bir mucizeye imza attı, tarihe geçti. 3 kalem ekonomisiyle, Amerikan emperyalizminin her türlü abanmalarına rağmen doğrultu tutarlılığını yitirmedi.
Artık Galiyev'in, Ömer Muhtar'ın, Zapata'nın, Spartacus'ün, Che'nin, Mustafa Kemal'in yanında. Güçlüye, dünya imparatorlarına kafa tutup ölenlerin ve kitleleri kendi aksiyonuna sürükleyenlerin arasında. O'nu sonsuzluğa teslim etti mazlum ama umut eden insanlar.
Günümüzde eleştirilebilecek, menfi özellikleri ön plana çıkarılabilecek yüzlerce, binlerce, milyonlarca kişi yahut olgu var iken Chavez güzellemelerine, övgülerine bozulmaya ya da tepki göstermeye gerek yok bence.
Sevgiler, selamlar...