mustafanazif Nickli Üyeden Alıntı
arkadaşlar bu konuda kavga çözüm getirmez...
durumu şöyle açıklayayım:
88-89 yılında meslek hayatıma başladım.
pişme dönemlerini geçersek eğer aşağı yukarı bi 20 yıldır profesyonel olarak basın yayın sektöründeyim.
ve bu zaman zarfında sağcısından solcusuna, nihilistinden, ateistine; müslümanından yahudisine, hristiyanından deistine kadar herkesle çalışma imkanım oldu...
ve sizi temin ederim ki:
arızalı insan arızalı insandır ve bu arızalı insanlar her kesimde muhakkak vardır.
hem nalına hem mıhına vuracak şekilde yazacak olursam topa tutacağım çok kesim muhakkak olacaktır.
sırf adım "mustafa nazif" (gördüğünüz gibi çok sağcı bir isim), chp'li belediye bana sergi açtırmamıştı mesela...
ne yapayım yani bütün chp'liler böyledir mantığını mı güdeyim?
bu çok yanlış bir mantık olur ve olacak...
basın yayın sektörü bildiğiniz en yalama sektördür... tripod değil two pod üzerinde durur
çok dengesizdir... elinizle milim milim dengeye oturtmaya çalıştığınız bu twopod'u gelir birisi nefesiyle yıkar...
o birisi de muhakkak ama muhakkak işi bilmeyn birisidir.
zaten işi bilen birisiyle bir işiniz olmaz...
sektörü tanıyarak konuşmak gerekiyor...
eleştirilen afişler fotoğrafik olarak değil, tasarım ve retouch olarak eleştirilmeli...
ha, ben daha iyi tasarım yaparım diyorsanız o zaman haydi atölyeye arkadaşlar...
artık kişileri ve kesimleri bir kenara bırakıp,
yapılan işler üzerinde konuşmak lazım...
ben size 500 tane atv billboard tasarımı gösteririm ve hepsi de bu örneklerden aşağı kalır yanı yoktur...
sizin A dediğiniz şey, o camiada A olmayabilir...
bunun başka söyleniş tarzları olabilir...
çok basit bir örnek vereceğim:
4 sene uluslararası ilişkiler dergisi çıkarttım... derginin belli bir tasarım konsepti vardı...
kullaılan renkler, tasarımdaki sadelik vesair....
dergiye alınan reklamlar da bu şekilde olmalıydı ki, derginin genel bütünlüğünü bozmasın...
Ajanslardan hazır gelen reklamları çoğu zaman geri gönderdiğim olurdu,
ya da kendi içimizde yeniden tasarlayıp, derginin genel konseptine uydurduğumuz zamanlar...
sizin tasarım ve fotoğraf anlayışınız ile,
bir yayın kuruluşunun tasarım ve konsept anlayışı - çizgisi çok farklı olabilir...
yoksa, sizin yapacağınız herhhangi bir tasarımı adamlar direk geri çevirir, "bizim çizgimize uymuyor" diyebilirler.
ben yeni bir müşteriden iş alırken,
öncelikle daha önceden yapılmış olan işleri, beğenilerini alan işleri örnek olarak alıyorum ve firmanın çizgisini bozmamaya çalışıyorum.
baktım, çizgi baştan sona bozuk mu, o zaman yeni bir konsept belirliyorum
bunun adı da "kurumsal kimlik çalışması"dır...
ve bu eleştirdiğiniz her kurum, kendi kurumsal kimlik çalışmasını muhakkak yapar.
bu kurumsal kimlik çalışmalarının içerisine,
afişlerde kullanmış oldukları karakterler,
renk seçimi,
afişin tasarımı (örneğin zaman gazetesinin tasarımı gibi) (tekrar parantez açıyorum: bu eleştirdiğiniz kitlenin gazetesi örneğin tasarım ödülü almıştı)
gibi unsurlar girer...
sizinyapacağınız aykırı bir tasarım da kurumsal kimlik çalışmasına ters düştüğü için baştan yüzde elli kayıpla işe başlarsınız...
buraya daha çok şey yazabilirim ama şimdilik bu kadar
umarım bazı şeyler açıklığa kavuşur...