Konu: yurtdışından alışveriş kotası yardım

Birkaç yıl önce yurt dışına çıkarken Havaalanı gümrüğüne çalışan bir arkadaşımdan aldığım bilgiye göre, kişisel olarak ve ticari olmaksızın getirilen malzemede problem yok, ancak takdir edersiniz ki aynı fotoğraf çantasından 3 tane aynı objektif çıkarsa, onların biri çanta sahibinin olsa diğer 2'si satılmak üzere getirilmiş demektir, o zaman prosedür işler diyor.

Yani Türkçesi aynı olmadıktan sonra bence objektif sayısında sınır yok. Hatta bence kullanılmış (ambalajında olmadıkça) olmak kaydıyla 2 aynı body de olabilir, tabii riske girilmemeli.

Zaten yurt dışından gelişte durdurup çantaya bakmıyorlar, çok dikkat çekecek bir durumunuz yoksa tabii.

oooo süper teşekkürler arkadaşlar

Ortada iki ayrı donanım pazarı var. Eren kardeşimiz ister kullanır, ister satar sonuç değişmiyor; Bir yandan verdiği hizmetler için övgüler düzdüğümüz, malına yasal garanti veren, dükkan kirası, elemanlarına maaş, sigorta, kdv, gelir vergisi ödeyen ticari kuruluşlar için haksız rekabet oluşturan bu, alternatif ve illegal pazarı ulu orta konuşmak etik midir, bilemiyorum.

promete Nickli Üyeden Alıntı

Ortada iki ayrı donanım pazarı var. Eren kardeşimiz ister kullanır, ister satar sonuç değişmiyor; Bir yandan verdiği hizmetler için övgüler düzdüğümüz, malına yasal garanti veren, dükkan kirası, elemanlarına maaş, sigorta, kdv, gelir vergisi ödeyen ticari kuruluşlar için haksız rekabet oluşturan bu, alternatif ve illegal pazarı ulu orta konuşmak etik midir, bilemiyorum.

çok şey yazılırdı buraya ama biraz siyasi kaçacağından yazma taraftarı değilim , kendi görüşünüzdür , saygı duyarım.

Gary Nickli Üyeden Alıntı

çok şey yazılırdı buraya ama biraz siyasi kaçacağından yazma taraftarı değilim , kendi görüşünüzdür , saygı duyarım.

Siyasi aktörleri direk hedef alan, subjektif değerlendirmeler olmaksızın politikaları eleştirebiliriz. Örneğin, "vergiler, fiyatlar arttıkça kaçak miktarı artar" deyişinin yaşanmakta olduğu bir süreci eleştirebiliriz. Tam olarak ne kadar bilmiyorum ama bir yerde okumuştum, sanırım fotoğraf donanımlarında bir ürüne toplamda %38 vergi ödüyoruz. Ancak unutmamak gerekiyor ki ticari işletmeler bunun dışında da yükümlülükler altındalar.
İsmini de vereyim, Hayyam Teknik Servis bizler için olmaza olmaz durumda değil mi? Peki, nasıl yaşayacak bu işletme?

promete Nickli Üyeden Alıntı

Siyasi aktörleri direk hedef alan, subjektif değerlendirmeler olmaksızın politikaları eleştirebiliriz. Örneğin, "vergiler, fiyatlar arttıkça kaçak miktarı artar" deyişinin yaşanmakta olduğu bir süreci eleştirebiliriz. Tam olarak ne kadar bilmiyorum ama bir yerde okumuştum, sanırım fotoğraf donanımlarında bir ürüne toplamda %38 vergi ödüyoruz. Ancak unutmamak gerekiyor ki ticari işletmeler bunun dışında da yükümlülükler altındalar.
İsmini de vereyim, Hayyam Teknik Servis bizler için olmaza olmaz durumda değil mi? Peki, nasıl yaşayacak bu işletme?

Birde şuradan bakın.. zaten alım gücü yüksek olanlar spot, kaçak, vs.. şeklinde almıyor, siz işletmeleri savunuyorsunuz anlıyorum ve bende bir işletmeciyim fakat alım gücüne saygı duyarım.Bu olay silsile şeklinde gider devleti,ekonomi,vergi,maaş,giderler,geçim derdi vs. vs. yani bu konuda kimseyi yargılayamayız.. hayyam foto tekniği kötülemiyorum çok iyi insanlar fakat kimse kimseye hayrına iş yapmaz, imkanı olan varsa getirtir kullanır, siz aynı hizmeti aynı kaliteyi başka bir serviste görseniz ve bu servis daha normal bir semtte daha düşük bir kira vs.veriyor olsa size %50 daha ucuza yapsa, yaşamasını istediğiniz hayyam foto tekniğe değişmezmisiniz ? orada kalkıp bu servis daha fazla kira veriyor diye düşünmezsiniz cebinizi düşünürsünüz.. bu konu uzar gider... siz türkiyeden elektronik alıp giden ülke kaçtane gördünüz ? parmak ile sayılır... o yüzden alım gücü farklı birşey esnafı yaşatmak farklı birey. bu devirde kimse kimseye daha çok iş yapsın diye cebinden üç kuruş daha fazla vermez.

Saygılar..

promete Nickli Üyeden Alıntı

Siyasi aktörleri direk hedef alan, subjektif değerlendirmeler olmaksızın politikaları eleştirebiliriz. Örneğin, "vergiler, fiyatlar arttıkça kaçak miktarı artar" deyişinin yaşanmakta olduğu bir süreci eleştirebiliriz. Tam olarak ne kadar bilmiyorum ama bir yerde okumuştum, sanırım fotoğraf donanımlarında bir ürüne toplamda 8 vergi ödüyoruz. Ancak unutmamak gerekiyor ki ticari işletmeler bunun dışında da yükümlülükler altındalar.
İsmini de vereyim, Hayyam Teknik Servis bizler için olmaza olmaz durumda değil mi? Peki, nasıl yaşayacak bu işletme?

atalay bey benim anlatmak istediğimi özletlersek eğer şudur ;
bir malın fabrikadan çıkışının bir fiyatı vardır diyelimki canon 50d
50d nin çıkış fiyatına a diyelim
devletin koyduğu vergiye b diyelim
satıcının da kar etmek için üstüne koyduğu tutara c diyelim
eğer b+c ; a fiyatına denk geliyorsa bunun için müşteriyi sorumlu tutmamak gerekiyor
diyelimki yurtdışına çıktınız , tamda almayı düşündüğünüz bir telefon bulunduğunuz ülkeden %30 ucuz satılıyor şimdi kimse bu noktada telefonu almam demez

doğru söylüyosunuz ancak ucuza alabilme imkanı varken pahalıya neden alsınki insanlar

Teknomarks Nickli Üyeden Alıntı

doğru söylüyosunuz ancak ucuza alabilme imkanı varken pahalıya neden alsınki insanlar

"Ucuz" kavramını burada yanlış kullanmışsınız diye düşünüyorum. Biri vergili, diğeri vergisiz; biri yasal, diğeri illegal desek daha doğru olur.
Sorunuzun asıl muhatabı biliyorsunuz, ben değilim. Bakın, maliye bakanlığı 2012 için "yeniden değerlendirme oranı 10,2 dir" diye bir açıklama yaptı. Hiç böyle birşey duymuş muydunuz? Yani hükümet, devletin alacaklı olduğu tüm kalemlerde, pasaport harcından, mtv ye, trafik cezasından borçların faizlerine kadar otomatik olarak %10.2 artış yaptı. Diğer tüm zamlardan ayrı olarak, gerek ticari ürünlerde gerek hizmet sektöründe işletmeler bu artışları karlarından düşerek ayakta kalmaya çalışıyorlar.
Bizler, bireysel olarak -sonuçlarına katlanarak- illegal çözümler üretebiliriz. Kaçak mazot kullanır, bandrolsüz sigara içer, elektiriği hatlara kanca atarak tedarik edebiliriz. Ama bunları dillendirebilir miyiz?
Canonturk gibi sponsörlükleri olan tüzel bir kimlik altında, söz konusu yöntemlerin dile getirilmesi ahlaki midir?
Evet, ben kendi adıma, mensubu olduğum bu ortamda bu konuların konuşulmasından hoşnut değilim. Hayyam Teknik Servise yolum düşerse adamların yüzüne nasıl bakarım diye düşünürüm.
Öte yandan, yasal yollardan fiyatların -özelde vergilerin- düşürülmesi konusunda çalışmaları dile getirmek, desteklemek, bizlere ürün tedarik eden, servis ve garanti hizmeti veren işletmelerin yanında olmak tüzel kuruluşların yüklenmesi gereken bir görev, ahlaki bir duruş değil midir?

promete Nickli Üyeden Alıntı

"Ucuz" kavramını burada yanlış kullanmışsınız diye düşünüyorum. Biri vergili, diğeri vergisiz; biri yasal, diğeri illegal desek daha doğru olur.

Burdan yola çıkarak şunu söylemek isterim,
Alış verişi 3'e ayırmamız gerekiyor,

1 - Yurtdışından alış veriş
2 - Yurtiçi ''vergileri ödenmiş alışveriş''
3 - Yurtiçi Kaçak alış veriş.

Başlığı açan arkadaşın sorusu 1nci konuya giriyor ve 1nci konuda yurtşından alış-veriş yaptığımızda vergisini ödüyoruz (ilgili ülkenin vergilerine göre)ve bazı urunlerde uluslar arası garanti kapsamında alıyoruz ve bizim vergi sistemimize göre daha ucuz olduğu için daha uygun fiyatlara alıyoruz ve yasal urun alıyoruz.

Yukarıda bahsedilenler 3ncü başlıktır, x şahsın gizli yollardan ülkeye ürün sokması ve vergi ödemeden satış yapması. Bunun yapılması ürünü ucuz tutup satış yapılması anlamına geliyor, alıcıda haliyle uygun urune kaçıyor.

Yine siyasete girmeden şunu söylemek lazım, gelir seviyesi yuksek ulkelerde vergilerin düşük olması alım gücünü arttırıyor,
Örnek olarak X bir ülkede garson 500 alırken vergi %10 ama diğer ülkede garson 1000 alırken vergi %2 bu durumda alım gücü yüksek ve herşeye ulaşabilir, tüketebilir bir toplum oluyor.

Peki maaşların bukadar az, gelirin bu kadar düşük ve vergilerin bu kadar yuksek olan ülkelerde diğer ülkedeki insanlar gibi yaşama hakkı yokmudur? Daha çok çalışarak daha az para kazanmak ve kazandığının daha cogunu devlete odemek vatandaşın hakkımıdır?

Yıllardır gördüğümüz gibi bazı ülkelerde vergiler, yol-su-elektrik olarak geri donmekte ve ardından bunlar yapıldı diye yine zam ve yine vergiler yukseltilmekte.

Böyle bir toplum içerisinde yaşayan insanların 1nci veya 3ncü maddeye kayması dogaldır.
Ve eminimki 2nci maddedeki dükkanda çalışan ve belki de sahibi bile 1nci ve 3ncü maddeden yararlanır.

hocam bende ticaretle uğraşıyorum.haklı olduğunuz yönler çok elbetteki esnafın kalkınabilmesi ve daha iyi hizmet verebilmesi için destek verilmesi gerekmektedir.ancak devir şuan büyük balık küçük balığı yutar durumunda olduğundan küçük esnafın kar marjları düşmektedir.şimdi size en basit bir örnek vermem gerekirse bayisi olduğum bir şirket hem bana mal satıyor hemde benim satamicam fiyattan aşağıda perakende ürün satıyor.bana mal satarken bi yandanda baltalıyor.durum böyle olunca insanlarda haliyle en uygun nerde ordan alıyor.

Teknomarks Nickli Üyeden Alıntı

hocam bende ticaretle uğraşıyorum.haklı olduğunuz yönler çok elbetteki esnafın kalkınabilmesi ve daha iyi hizmet verebilmesi için destek verilmesi gerekmektedir.ancak devir şuan büyük balık küçük balığı yutar durumunda olduğundan küçük esnafın kar marjları düşmektedir.şimdi size en basit bir örnek vermem gerekirse bayisi olduğum bir şirket hem bana mal satıyor hemde benim satamicam fiyattan aşağıda perakende ürün satıyor.bana mal satarken bi yandanda baltalıyor.durum böyle olunca insanlarda haliyle en uygun nerde ordan alıyor.

Sevgili Hikmet, işte tam da bu örnekte olduğu gibi, bağlı olduğun ticari oda siyasi nedenlerle senin hakkını korumuyorsa senin uğradığın haksızlığa çare, Canontürk gibi bir araya gelebildiğimiz kurumlar oluyor. Demokrasilere o nedenle azınlıklar rejimi deniyor.

Hocam yanlış anlamayın ama devletin bu açığı olması onu kullanamayacağımız anlamına gelmezki . Sonuçta burda bu şekilde alışveriş yapanların çoğunluğu ürünü kullanmak için getirtiyor. Bavul ticareti spot ürünlerle aynı mantıkta olduğuna göre imkanımız varsa kendimizin getirmesi ne gibi bir problem yaratabilirki. Bizki petrol kaçakçılığına alalade izin veren bir ülkede yaşıyoruz ki insanların tek geçim kaynağı bu diyip olayın boyutunun aslında önemsiz oldugunu söylüyoruz.Rezaletin daniskasıdır doğrudur. Ama insan ihtiyacı olması durumunda ucuza aynı ürünü alabiliyorsa ve bunun başka bir altarnatif maliyeti yoksa buna yönelmesi bence en normalidir.

Saygin Nickli Üyeden Alıntı

Hocam yanlış anlamayın ama devletin bu açığı olması onu kullanamayacağımız anlamına gelmezki . Sonuçta burda bu şekilde alışveriş yapanların çoğunluğu ürünü kullanmak için getirtiyor. Bavul ticareti spot ürünlerle aynı mantıkta olduğuna göre imkanımız varsa kendimizin getirmesi ne gibi bir problem yaratabilirki. Bizki petrol kaçakçılığına alalade izin veren bir ülkede yaşıyoruz ki insanların tek geçim kaynağı bu diyip olayın boyutunun aslında önemsiz oldugunu söylüyoruz.Rezaletin daniskasıdır doğrudur. Ama insan ihtiyacı olması durumunda ucuza aynı ürünü alabiliyorsa ve bunun başka bir altarnatif maliyeti yoksa buna yönelmesi bence en normalidir.

Sevgili Saygın, bireysel olarak -sonuçlarına katlanarak- kim ne yaparsa yapsın, hiç umurumda değil. Devletin bu konularla, özellikle de açıklarıyla ilgili ilgilenen kurumları var.
Benim rahatsız olduğum konu, bunların burada konuşuluyor olmasının hem Canontürk'e hem de bizlere verdiği hizmet için neredeyse minnetar olduğumuz esnafa zarar veriyor olması.
Bak, bu konu daha nerelere kadar gidiyor; biraz önce şöyle bir satılık ürünlere baktım. Bir arkadaşımız 70-200 lensi için bir fiyat istemiş. İstediği fiyatı belirler, orası onun kararı. Ama bir takım arkadaşlarım fiyat konusunda yorum yapmışlar. Peki, neye göre yapılıyor bu yorumlar? Çok iyi fiyat diyen arkadaşım satılan o lensi hiç görmediği halde nasıl karar veriyor fiyatın uygun olup olmadığına? Samimi mi? Yoksa bavul ticaretinin "fiyat kotasını" mı yükseltiyor? Nasıl bileceğiz?

promete Nickli Üyeden Alıntı

Sevgili Saygın, bireysel olarak -sonuçlarına katlanarak- kim ne yaparsa yapsın, hiç umurumda değil. Devletin bu konularla, özellikle de açıklarıyla ilgili ilgilenen kurumları var.
Benim rahatsız olduğum konu, bunların burada konuşuluyor olmasının hem Canontürk'e hem de bizlere verdiği hizmet için neredeyse minnetar olduğumuz esnafa zarar veriyor olması.
Bak, bu konu daha nerelere kadar gidiyor; biraz önce şöyle bir satılık ürünlere baktım. Bir arkadaşımız 70-200 lensi için bir fiyat istemiş. İstediği fiyatı belirler, orası onun kararı. Ama bir takım arkadaşlarım fiyat konusunda yorum yapmışlar. Peki, neye göre yapılıyor bu yorumlar? Çok iyi fiyat diyen arkadaşım satılan o lensi hiç görmediği halde nasıl karar veriyor fiyatın uygun olup olmadığına? Samimi mi? Yoksa bavul ticaretinin "fiyat kotasını" mı yükseltiyor? Nasıl bileceğiz?

bu konuda haklısınız hocam işin bu kısmı dikkatimden kaçmış

Bende bir ara düşündüm yurt dışından cihaz getirtme olayını ama benim için önemli olan alırken değil kullanırken güven hissetmemdir.

Takip ettiğim kadarıyla yurtdışından getiren arkadaşlar ve Hayyam arasında 100 dolar gibi bir rakam oynuyor.

İşin açıkcası 100 dolar iyi bir rakam ama ben de buradaki esnafın ve arkadaşların kazanması taraftarıyım.

Yurt dışında tanıdıklar var ama ne zaman sorsam hayyam ve forumdaki fiyatlar sürekli oradan daha uygun oluyor.

Bugün gazetede BTK'nın yurt dışından gelen elektronik ürünler ile ilgili bi haberi vardı.

Dışarıdan elektronik olarak en çok fotoğraf makinesi geliyormuş. Bu durumda denetimlerin artacağı ve işlerin biraz daha zorlaşacağı aşikar oluyor.

Ama asıl kafama takılan iç pazarı öldürmemek için gümrük vergilerinin yüksek tutulması da, neticede bizde yerli fot. mak. diye bi olay da yok ki

Enteyesan geldi bana

hilmiakdag Nickli Üyeden Alıntı

Bende bir ara düşündüm yurt dışından cihaz getirtme olayını ama benim için önemli olan alırken değil kullanırken güven hissetmemdir.

Takip ettiğim kadarıyla yurtdışından getiren arkadaşlar ve Hayyam arasında 100 dolar gibi bir rakam oynuyor.

İşin açıkcası 100 dolar iyi bir rakam ama ben de buradaki esnafın ve arkadaşların kazanması taraftarıyım.



Yurt dışında tanıdıklar var ama ne zaman sorsam hayyam ve forumdaki fiyatlar sürekli oradan daha uygun oluyor.

Bugün gazetede BTK'nın yurt dışından gelen elektronik ürünler ile ilgili bi haberi vardı.

Dışarıdan elektronik olarak en çok fotoğraf makinesi geliyormuş. Bu durumda denetimlerin artacağı ve işlerin biraz daha zorlaşacağı aşikar oluyor.

Ama asıl kafama takılan iç pazarı öldürmemek için gümrük vergilerinin yüksek tutulması da, neticede bizde yerli fot. mak. diye bi olay da yok ki

Enteyesan geldi bana

Şu anda işletmelerin %50 oranında ortağı, Maliye. Dünyanın en yüksek oranlı vergilerini ödüyoruz. Gene de ben buna razıyım, yeter ki ödenecek bedel para olsun.
Zira para dışında da da bedel ödemek söz konusu. Kendi alanımla ilgili bir hatırlatma yapmak isterim. Sağlıkta dönüşüm projesi, a dan z ye bir Dünya Bankası projesidir. Borçlarımızı ödiyebilmemiz için dayatılmış bir protokoldür. Amaç, sağlık hizmetlerindeki giderleri azaltarak borçlarımızın ödenmesini sağlamaktır. Tüm dünyada, olumlu sonuçlarından çok daha fazla olumsuz sonuçlar görülmesi nedeniyle terk edilmeye çalışılan bir protokoldür. Vatandaş şu anda sağlık hizmetlerine erişme konusunda sıkıntı yaşamadığı hatta biraz da doktorların burnu sürtüldüğü için mutlu. Ancak, hastaneye ciddi nedenlerle başvurduklarında sistemin acımasızlığı ile karşı karşıya kalıyorlar. Keşke her şey parayla hallolsa.

Atalay bey çok haklısınız verdiğiniz sağlık örneğinde, bir örnekte ben vereyim Son yıllarda Devlet hastanelerinde bedava sayılabilecek bir rakama yapılan ağız içi protezleri önümüzdeki 5-10 yıl içinde ağızdan başlayıp kalın bağırsağa kadar giden yoldaki tüm organlarda kanser patlaması yapacak fakat bunun kimse farkında değil.Zira bu protezlerde kullanılan materyallerin %80 ni %100 kansorejen, gelişmiş ülkelerin bırakın kullanmayı, sınırlarından bile sokmadıkları hammaddeler amabalajlanıp türkiyeye ithal ediliyor ve bu hammaddelerden protezler yapılıyor ülkemizde ve insanlarımızda bunları 24 saat ağızlarında kullanmaktadırlar.

ersb Nickli Üyeden Alıntı

Atalay bey çok haklısınız verdiğiniz sağlık örneğinde, bir örnekte ben vereyim Son yıllarda Devlet hastanelerinde bedava sayılabilecek bir rakama yapılan ağız içi protezleri önümüzdeki 5-10 yıl içinde ağızdan başlayıp kalın bağırsağa kadar giden yoldaki tüm organlarda kanser patlaması yapacak fakat bunun kimse farkında değil.Zira bu protezlerde kullanılan materyallerin %80 ni %100 kansorejen, gelişmiş ülkelerin bırakın kullanmayı, sınırlarından bile sokmadıkları hammaddeler amabalajlanıp türkiyeye ithal ediliyor ve bu hammaddelerden protezler yapılıyor ülkemizde ve insanlarımızda bunları 24 saat ağızlarında kullanmaktadırlar.

Bunlar gelecekte sonuçlar doğuracak sorunlar oldukları için toplumsal reflekslerimizi oynatmaz Ersin beycim. Arkadaşlarımız şunu bilsinler ki, bir yakınlarını acil servise götürdüklerinde eğer yoğun bakım ihtiyacı varsa hasta İstanbul'dan Afyon'a ya da Batman'a götürülebilir. Geçen ay Urfa dan getirilen bir bebeği ameliyat ettim. Aradaki mesafede 5 Üniversite hastanesi, yirmiden fazla özel hastane olduğu halde!
Demem o ki, kurumlara işletmelere sahip çıkalım. Bir yandan sonuna kadar hak ettiği için Hayyam a övgüler düzüp öte yandan altını oymak üzere dayanışma halinde olmak bana çok etik gelmiyor.