denişik bi milletimiz var. elinde ''gastecilerin kullandığı arkası buğulu fotoğraf çeken siyah-büyük makine''lerden varsa ve bunu 3 ayakla destekliyorsan illaki etrafında bir kalabalık oluyor. adliyenin önünde otobüsten inip kızılay'a doğru seğirtecektim. halı saha maçı var. çok da oynarım ya, neyse. benimki arkadaşlarla kaynak, muhabbet. yanıma fotoğraf makinemi ve tripodu da aldım. otobüsten indim işte, dedim saat erken. panorama yapmayı da yeni öğrenmişim. adliye binasının panoramik fotoğrafını çekeyim. gerçi mimari olarak mükemmel, müthiş, muazzam bir bina ya hani ankara adalet sarayı. ''mahkeme suratlı'' lafı bu binadan türetilmediyse ben de ne olayım. neyse tripodu kurduuum, 2. kareye geçtim; 4 tane bebe: ''abii, aabii fotoğrafımızı çeksene.'' o an aklıma girdi şeytan çoktan beri kızılay'da şu kadir çöpdemir'in yaptığı tarzda sokak röportajı yapma fikri vardı aklımda. dedim ''bu ilk adım olsun'' ve bebeleri karşıma aldım. onlar benden daha istekliydi. ''abi türkü söylim mi'' diye sordu biri. dedim ''hadi bakalım söyle.'' ama sevdim çocukları, pısırık değiller. arkamda baya bi kalabalık birikti.
''hangi ganel?''
''ne oluyo bu?''
''sen şimdi niye çekiyon bunu?''
''hobi'' cevabından tatmin olmayacaklarını bildiğim için ''ohuldan proce verdiler, bunu çekmezsem mezun olamıyom'' diye bi şeyler geveledim. hava da mübarek, götüm dondu afedersiniz. çocuklar ''abi niye zangırdıyon?'' diye soruyorlar. velhasıl, ankara'nın göbeğinde spontane de olsa pop star elemeleri yaptık arabesk star ya da damar star daha bi cuk oturur sanki.
benim oyum 003 - uğur erkaya'ya.