Gren Cafe bu ay "Kahvehane Halleri" fotoğraf proje çalışmasıyla Hakan Çınar'ı konuk ediyor.
28 Kasım 2010 Pazar günü, Bursa'nın ilk fotoğraf cafesi Gren'de sergilenmeye başlayacak olan serginin açılış saati 18:30.
Sanatçı Sergi açılışından sonra söyleşi ve gösterileri ilede bizimle olacak. Sanatçı ile tanışıp sohbet etmek isteyen tüm fotoğraf severleri Pazar Günü Saat: 18:30 da Gren Cafe'ye bekliyoruz.
KAHVEHANE HALLERİ
- Hanım, ben gidiyom,
- Nereye?
- Adil'in gavesine,
- Aşama geç galma.
- İki gol oyun oynayıp gelcem...
Şeyh Şazeli'nin ilk kahveyi yapmasından bugüne Anadolu'da bu sıcak anekdotlar şive ve dil farklılıklarına rağmen hayatlarımızın bir kenarında mutlaka var olmuşlardır.
1500’lü yıllarda Halepli Hakem ve Şamlı Şems’in Tahtakale’de açtıkları ilk Kahvehaneden bu güne, kahvehaneler yapısal olarak şekil değiştirse de, hayatlarımızda ki sosyal önemini asla kaybetmemiştir.
Sait Faik üstad şöyle anlatır kahvehaneleri “ Severim Kıraathaneleri. Bir ihtiyar gözlüğünü takmıştır. Ötekisi elinden bir türlü gazeteyi bırakmayana içerlemektedir. İki yaşlı-başlı adam, çocuklar gibi olmuş, domino oynamaktadır. Üç kişi hiç aklınıza bile gelmeyen bir siyasal düşüncededir. Bir küçücük, sizin dikkatinizi bile çekmeyen bir haberden neler de neler çıkarılabilir Yarabbi! Sonra birdenbire hiç ummadığınız birinin karaborsayı nasıl ortadan kaldıracağını anlatışına dalarsınız. Düşünceleri önce size gülünç gelir. Sonra: Hani hiç de yanlış değil, dersiniz.”
Bu çalışmaya başlarken, çocukluğumdan arta kalan anıları karıştırdım ilk önce. Çevremdeki tüm erkeklerin günün büyük bir bölümünü geçirdikleri Kahvehanelerde benim bile heybeler dolusu hatıram vardı. Babamı yemeğe çağırmalar, sıcak oraletler, sigara dumanında kalınan vakitler, ilk okey denemeleri ve bir sürü kahkaha… Tüm bunları harmanladığımda Kahvehanenin kapısından içeri girmek benim için hiç zor olmadı.
Zamansız yitirdiğimiz, kahvehaneleri ülkemizde en olağan haliyle görüntülemeyi başaran Fethi Sabunsoy’a ise “Kahvehane Halleri” çalışmasını ithaf etmek benim için en önemli görevdi. Yıldızların arasında benimle birlikte tüm kahvehaneleri dolaştığına inanıyorum.
Bir kahveci ağabeyimin söylediği gibi, “Zarınız hep yek, bahtınız düşeş olsun”
Kendi anlatımıyla Hakan Çınar;
Bartın’da dünyaya geldim. Eğitim, askerlik ve memuriyet vesilesiyle bir çok yeri görüp, bir çok yerde yaşama şansı yakaladım. Elbette bunların en güzeli şimdilerde yaşamımı soluk almaktan büyük bir haz duyduğum, doğduğum şehirde sürdürüyor olmam. 1997 yılında güzel bir tesadüf eseri tanıştığım fotoğraf makinesini, yaşadığım an’lara tanıklık ederek elimden hiç bırakmadım. Bu güne kadar “Avrasya Sirki” ve “Çoban” adlı iki seri hazırladım. Karma fotoğraf sergilerine katıldım. Evliyim, Mahir ve Zeynep adında iki çocuğum var.
burası bana hiç yabancı geklmedi