-
Her yerde fotograf cekilir ama bu ne cekmek istedigine baglı :) her yerine kendine göre sıkıntıları vardır fotograf konusunda .
Gece cekim yaparken Ankaradada İstanbuldada tamamen güvende hissedemeyiz kendimizi.
Mesela ben Alanyada iskele kenarında uzun pozlama yaparken insanlar özellikle kadrajıma giriyorlardı bunları yapanlar arasında Türkde vardı Almanda vardı Rusda vardı :)
Fotografın yeride olmaz , Ülkeside :) Elimizdeki koşullarla ne yapabiliriz ona bakmak lazım sonucuda kimi begenir kimi begenmez.Sadece fotograf konusunda çok daha rahat olabilecegimiz daha çok malzeme bulabilecegimiz yerler olabilir haliyle :) başlıgı açan arkadaş Ankarada fotograf çekmekten zevk almıyor diye ankara 5 para etmez bir şehir olamaz ama herkes İstanbulda fotograf çekerken daha istekli , mutlu olur diye düşünüyorum
-
Konu fotoğraf çekmek ise çekeceğimiz konuya bağlı olarak en ücra köşede bile güzel çekimler yapılabilir bence.
Ankara farklı dalları olan fotoğraf konusunda hem zayıf hem zengin bana göre.
Bana göre mimari açıdan tam bir göz zevki yoksunluğu.
Ama insan açısından tam zıttı çok zengin.
Apaçisinden tut, yaşlı amcalar teyzeler, çocuklar vs. bazen ne çekeyim diye başım dönüyor, birini çekerken öteki kaçtı diye üzülüyorum.
İnsanı ilk başta yabani ama sana güvendimi çocuğuna sana poz vermesi için şamar bile atar :D Ağlatayım mı ağlatayım mı abi diye sorar. Böyle garip bir yer :D
Evet sıkıntılı bir şehirdir, cahili çoktur, bön bön bakarlar ama fotoğraf çekmeyi seven kişi alınma huyundan da vazgeçmeli.Zira çok güzel bir günün ortasında yaşlı bir amca terslerse ve moralin bozulursa kimseye değil aynı gün çekebileceğin 100lerce 1000lerce fotoğrafına yazık etmiş olursun.
Özetle,
Mimari açıdan zayıf olduğunu ama konunuz insan ise en zengin ve renkli şehirlerden biri olduğunu düşünüyorum.
Bir de Keçiörenin berbat bir ilçe olduğunu düşünüyorum :)
-
sanırım Ankara da fotograf cekılmez olayının altında başka etkenler var.bu şehir soguk bır yapıda, bınalar cafe ler parklar insanlar bence ınsanı cok etkılıyor.ıstanbula gittigim zaman yedek bataryam bile biterken ankara da elim boş geliyorum eve.bu benım sahsı gorusum bu sehır de tat almak bence bıraz zor kı bırde denızın tadını almıssan yandınız...tüm yokusların arkasında deniz ararsınız ..deniz olmayıncada foto olmuyor sanki gibime geliyor :)
-
8 yıl Ankara'da yaşamış (2 yıl şimdiki gibi olmasa da amatör gözle fotoğrafçı olarak geçirmiş) 3 yıldır da İstanbul'da (1,buçuk yıldır profesyonelliğe giriş yolunda fotoğrafçı olarak geçiren) bir gözle size şunu diyebilirim, Arkadaşların söylediklerine katılıyorum, mimari açıdan baktığınız da tarihi mimari eksik gelebilir sizlere ama, modern mimariye bakacak olursanız yadsınamayacak bir zenginlik var, sokak fotoğrafçılığı için bence çok orjinal sokakları var ışık yönünden renk yönünden obje yönünden sizleri tatmin edecektir. İnsan ve yaşam üzerinden çok başarılı olabilecek fotoğraflar çıkacaktır. Ama neresi olursa olsun ne görebildiğiniz önemli. Olay biz fotoğrafçının bakışlarında bitiyor bence.
-
Yahu Ankara'da dogdum buyudum, ilk fotograf makinemi elime orada aldim. Cekecek cok sey var ve halada var. Gecen sene geldigimde iki gun disarda surttum bir suru fotograf cektim. Yok eger illa tarihi bina diyorsaniz belki az ama kalkin gidin kurtulus parkina, buz pistine, Golbasindan mi sikildiniz gidin Camkoru'ya, Kragole, Kizilcahamam'a. Cikin Dİkmene veya sirinevlere sehir manzarasi cekin, Eski tren garlarini kesfedin. Eski hipodromun oradaki ahirdan bozma yerlere bakin, Yenimahalle Girisindeki tarihi koptuyu inceleyin. Kolej'in arkasindaki dik yokuslari ve eski apartmanlara bakin, Kar altinda, yagmurda cikin disari.
Insanin oldugu her yerde fotograf vardir. Yeterki disaridan biri gibi bakmayi basarin. Ankara'da bir Turist, yabanci olun. Her gun yurudugunuz yola farkli gozle bakin. Kaldirim tasindan bile fotograf cikar yeterki ona farkli bakmayi becerin.
Bunlar sadece Ankara'li dostlara yonelik soylenen sozler degil, bunlar yasadigi yerin bir parcasi olup ona farkli gozle bakamayan her gun gordugu yerleri sikici bulup artik cekecek bir sey kalmadigini dusunen tum dostlar icin.
Saygilarla
-
Betonarmenin şehire dönüştüğü bir yerden zaten fotoğraf alamazsınız. (iPhone ve instagram çağında büyük bir söz ettim) Ankaralılar kendi aralarında şehircilik oynuyorlar. Türkiye'deki şehir anlayışı insanların konaklayıp, hayatta kalabilecek gereksinimlerinin barındırılması üzerine. Fakat şehir dediğin insanı kültürüyle, coğrafyasıyla, birikimiyle geliştirmeli ve yetiştirmeli. Çok şey öğretmeli. Ben en son Ankara film festivaline filmim yarıştığı için gittim (festivalden ziyade Anıtkabir'i bir kez daha görmek için), Ankara'nın nasıl zorla toplu binalaştığını bir kez daha gördüm. Elimde Leica olmasına rağmen, Ankara'nın güneşli havadaki bile kasveti bana yetti, fotoğraf çekmeden döndüm.
-
@Eray nezdinde tum arkadaslar
Oncelikle elinizde Leica yada Zenith olmasi farketmez. Yani Zenith varda cekecek bir sey yok ama Leica varken cekecek sey cok gibi bir mantik dogru bir mantik degildir.
Fotograf sadece guzeli veya dogruyu belgelemek degildir. Kotu, yanlis sehircilik anlayisida belgelenebilir. Kasvet de belgelenebilir. Abstract da calisilabilir. Bir veya bir kac kisinin ilgi alanina girmiyor dusuncesi ile insanin oldugu bir mekanda (Ankara olmasi sart degil) cekecek bir sey yok demek dogru degildir. Tarihi, Kulturel doku bile cekmek isteseniz Ankarada bunun uzerine, bunun nasil bozuldugu uzerine calisabilirsiniz.
Oncelikle kameranin ardina olun onunde degil ayni hayatin bir parcasi olmaktan cikin, bulundugunuz mekana yabancilasin, gozlemci durumuna alin kendinizi.
-
Öğütleriniz için teşekkürler.
-
şu istanbulda yaşayıp da anadoludaki diger şehirlere tepeden bakan tipler varya bu sitede sözüm onlara :) bütün dünya istanbul etrafında dönmüyor, o kadar abarttıgınız ve yere göge sıgdıramadıgınız karmasa dolu sehrinizi cok kez gittim gördüm ve kacarcasına zor döndüm. nereye mi? Ankaraya ... istanbulda yasayanların her zaman hor gördügü Ankaraya :) 1-trafiginiz igrenç bi yere fotograf çekmeye gidip gelmeniz (eger basınıza bir iş gelmesse şayet) 1 haftayı bulabilir... köprüleriniz de müsaitse tabi. :) 2- arabanızı parkettiginiz yerde bulamama ihtimaliniz ankaraya ve diger şehirlere nazaran %70 daha fazladır. bir de şunu belirteyim; Ankarada belki fotograf cekerken ufak tefek tepkiyle karsılasırsınız ama (hoş ben hiç böyle bir tepki görmedim) istanbul gibi bi keşmekeş şehrinde, itin kopugun bol oldugu bi yerde hem makineden hem de canınızdan olabilirsiniz çok şanslıysanız bir iki sıyrıkla atlatırsınız olayı. sizin övdügünüz istanbul işte bu :) görmesek bilmesek turist olsak yeriz belki ama siz kime ne anlatıyorsunuz :) Ankara hem emniyet acısından hem de insanlık acısından 10 basar istanbula öyle abartıldıgı gibi kimse kimsenin de bogazını sıkmıyor, ankarayı karalamaktan vazgeçin artık. ha bir de ankaradaki insanların kültür seviyelerinden bahsediliyor ya İstanbul da o yaşanılması cok zor olan şehirde (metrekareye 10 insan düşüyor sanırım :)) ankara insanı istanbul insanından kültür olarak çok çok üstündür. eşittir demiyorum üstündür. nokkkta.
-
Kurtuluş'ta Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgileri Fakültesi ve Hukuk Fakültesi'nin üstünde yer alan 50. yıl parkından çok güzel bir Ankara manzarası görebilirsiniz. Güneş batışını yine oradan şehir manzarası eşliğinde çekebilirsiniz.
Ben DİYARBAKIR'da yaşıyorum.
Burada bile FOTOĞRAF ÇEKECEK BİRŞEY YOK diyenler var.
Ben ise hergün defalarca gittiğim yerlere tekrar gidiyorum, iyi ki buradayım diyorum.
ANKARA'ya her gittiğimde de güzel fotoğraflar çekiyorum. Fotoğraf denilince akla gecekondu mahalleleri, tarihi eserler, yöresel kıyafetler gelmemesi lazım. (Hepsi DİYARBAKIR'da bolca var bu arada :), tabi konu ANKARA, dağıtmamak lazım :) )
Fotoğraf açısından ANKARA birçok kişiye çekici gelmeyebilir. Ama buradan çokça fotoğraf çıkaran fotoğrafçılar da var.
Ben şahsen Ankara'da çekilmiş fotoğrafları incelerim, nerede ne çekilmiş diye. Zaten Ankara'da fotoğraf çekilmedik çok az yer kalmıştır.
Önemli olan nerede olduğunuz değil, ne gördüğünüzdür.
-
Merhaba Arkadaşlar,
Öncelikle bakış açıları arasında insandan insana fark var, hatta insanın o günkü ruhi haliyeti bil fotoğraflarına yansıyabiliyor.
Ankaralıyım ve Ankara'da fotoğraflanacak çok yer ve insan olduğunu düşünüyorum ama her şehrin olduğu gibi Ankara'nında gece 2 hatta 3 kişi gidilmeyecek yerleri var mutlaka, mesela gece Gülveren'e veya Çinçin Bağları tarafına gitseniz oradaki gece ortamı fotoğraflayım diye gözünüzü sabahleyin oradaki herhangi bir evde böbreklerinizin olduğu yerlerde dikişle açabilirsiniz :)
Şaka bir yana her şehirde çekilecek birşeyler ve insanlar vardır, en küçüğünden en büyüğüne yeterki insan görebilsin, ama her şehirde tek başına hatta arkadaşlarla beraber bile gidilmeyecek yerler vardır.
-
Ankara, Kayseri, Antalya, Adana, ya da Konya... farkında mısınız, şehirlerimiz son dönemde tıpatıp benzeşmeye başladılar. Aynı yollar, aynı kaldırım taşları, aynı toplu konutlar, aynı alt geçitler, aynı üst geçitler, aynı duraklar, aynı aydınlatmalar. Tıpa tıp aynı. En büyük endişem bir zamanlar dünyanın en güzel şehri denilen İstanbul'un Ankaralaşması, Kayserileşmesi, Antalyalaşması, Adanalaşması, ya da Konyalaşması. Bence herkes elini çabuk tutsun, İstanbul bitmeden..
-
Ankara'nın özelinde en büyük değişim yeşil alanlar konusunda oldu. izmir de dahil bir çok kentimizden daha yeşildi Ankara. Bahçelievler, Emek, Keçiören, Yenimahalle, hatta Kavaklıdere, birer banliyö görünümündeydiler. Bahçesi olmayan ev yok gibiydi. Kurtuluş-Topraklık ta, başta dut olmak üzere meyva ağacı olmayan ev yoktu. Bir arkadaşım, mevcut durumu açıklamak için, içinden akarsu geçmediği içindir demiş. Geçiyordu. Betonla kapattılar (ör:İncesu).
-
Fotoğraf çekmeye Ankara'da başladım.
Bir istanbul'lu olarak Ankarayı ilk başlarda sevdim. Çünkü özgürlük gibi geldi. İki sene sonra İstanbul'u özledim.
Düz geldi Ankara bana. Gri duvarlar ve bolca şehir ışıkları. Gölbaşında kaldım 5 sene. Sonra bir kaç ay da bestekar sokakta kaldım.
Ankara da gidilecek yer yok değil.
Fotoğrafın da gidilecek yerle çokça yakından ilgisi yok bence.
Türkiyenin neredeyse 50 den fazla şehrine ve önemli turizm merkezlerine gittim. Öyle gezme ile fotoğraf çekilmiyor.
Bahsedilenlerin tamamı kültür ile alakalı durumlar. Hindistana gittiğinizde çekeceğiniz şeyler bellidir. Ya da dünyanın başka şehrine gittiğinizde durum pek farklı değildir. Ankara'da bu oturmamış gibi. Ya da insanların kafasına oturmamış.
Ankaradan çok iyi sokak fotoğrafı çıkar mesela. Çarşı pazar gezin onlarca fotoğraf çıkarırsınız. Kışın ayrı bir havası vardır hele ki.
Tabi gezmeye avm lerden başlarsanız bir şey çıkmaz o fotoğraflardan.
Öyle parkları bahçeleri yok diye üzülmeyin derim. Seğmenler parkı çokça çekilmiştir ama hala on numara portre fotoğrafı çekebileceğiniz sakin bir yer bulamazsınız hafta içi ve sonbaharda. Gölbaşında kaldım demiştim. Onlarca kuş türünü başka bir yerde bulamazsınız. Heleki çokça çekilmiş olan bıyıklı baştankara fotoğrafları. Akkuyruksallayanlar ilkbaharın öyle bir coşar ki öyle 400mm civarı lense de pek gerek kalmaz. İki metre önünüzde duruverirler.
Kış manzarası eymirde on numaradır. Donmuş gölün üzerinde kahvesini yudumlayan fotoğrafı(Hamit Yalçın) unutmak mümkün değil.
Çiçek böcek yok demeyin zira etraf birçok bitki türünü ve canlı çeşitliliğini barındırıyor. Tek sorun bunları yaz aylarında(özellikle bitki türlerini) görememek.
Bunun nedeni de açık. KURAKLIK.
Ayrıca çevre illere de yakınlığı Ankarayı önemli bir konuma sokuyor. En basitinden demiryolunu kullanarak birçok ile ulaşabiliyorsunuz.
bir elinz adana civarında bir eliniz eskişehirde. İstanbula uzun sürse de trenle seyahat o trene binmek bile büyük bir keyif olabilir.
Arabayla istanbula gelecekseniz en güzel yanı 3 max 4 saat sürmesi yolun. Biz şu sıralar aynı süreleri avrupadan anadolu yakasına geçmek için kullanıyoruz neredeyse.
Trafik on numara engelliyor sizi. Biz kaçmak istiyoruz sırf bu trafik yüzünden siz de gelmek.
Tabiki istanbul daha zengin fotoğraf konusunda. Bunun da nedeni açık.
Burası binlerce yıllık ve tarihi en eski asırlara dayanan bir şehir. Ankara ise daha yakın bir tarihte kurulmaya başlanmış bir şehir. Yakın dediysek bunu 10 yıllar anlamayın tabi.
Ankaranın da tarihi eskidir ama istanbula göre değil. :)
İşin özü fotoğraf çekmek zor değil ankara'da. İlla elnizde leica olması şart değil. En iyi genişaçı ya da en iyi ornito objektiflerin olması şart değil.
Fotoğrafın temel kuralı biraz gözlemci olmaktır. Resimde hayalleriniz fotoğrafta gözleriniz konuşmalı.
Kör bir adam resim çizebilirken aynı adamdan aynı güzellikte fotoğraf çekmesini bekleyemezsiniz.
Gözlerinizi 4 açın. Fotoğraf çekmek insanın içinden taa derinlerden gelen bir ses ile tetiklenir.
-
Bir ara yazmıştım ama sistemden kaynaklı gönderememiştim sanırım. Yazmadan edemeyeceğim...
İstanbul...3 ay önce oradaydım,dört gün arabamla gezme fırsatı buldum:) Arabamla diyorum evet:)Kayınbiraderim özel şoförüm oldu. Tüm camilerini gezdim. Piyer lotiye çıktım, Galatanın keşlerini saat 02:00 da gördüm ve Galatayı da çektim...Kaleden, saraydan pozlar aldım.
İstanbul bu kadar. Bende bıraktığı izlenim şu oldu: İstanbul Ayasofya ve Süleymaniyeden ibaret, biraz da Galata? Kız kulesi? Milyon kere fotoğrafı çekilmiş-bana hiç cazip gelmiyor. Neresidir İstanbul? Anlatıldığı kadar var mı?
İnsan dersen var Ankarada da. İstanbulda da var. Fark ne?
Ankara da ne çekeceksiniz? Cumhuriyet dönemi Türk yapıları var, banka olarak kullanılıyor...Biraz dışarı çıktığınızda gölleri, altın sarısı başakları var. El değmemiş arazilerde el değmemiş buğdaylar. İstanbulda bu yok. Sanayileşmiş kentte insanlar buz gibi olur. Renkleri de buz rengi olur. 38 yaşımdayım ve hayatımda ilk defa İstanbul da ayakkabılarımı çaldırdım...İsteseydi hediye ederdim...Adam çaldı...Helal ettim.
Siz hangi İstanbul u anlatıyorsunuz bana?
Ankara da böyle, neresinden bakarsanız orasını görürsünüz, gidin Mavi Göl e bu akşam saat 20:00 da, orada göle karşı iftarını yapmış Ankara halkının odun kömüründe pişirmiş olduğu çayı keyifle nasıl yudumladığını görün...Fotoğraf önyargıyı barındırmaz, iyi gözleyecek ve ne çektiğinizi bileceksiniz.
İstanbul un büyüklüğü ve otoparklarına saydığım çuval dolusu park parasından başka bir yanı yok aklımda kalan...Ankara da ise yaşıyorum ve gereksiz isnatları kaldıramıyorum...
-