En son gördüğümde gelinlikçilerde ki fotoğrafçı ilanlarını kaldırıyorlardı. Sanırım bu odanın içine hükümet kaçmış , her istediğini rahatlıkla yapabiliyor.
En son gördüğümde gelinlikçilerde ki fotoğrafçı ilanlarını kaldırıyorlardı. Sanırım bu odanın içine hükümet kaçmış , her istediğini rahatlıkla yapabiliyor.
Madem Ki Unuttunuz Kür Şad Adlı Çeriyi.. Hatırlatırız O Yağmur Kokan Geceyi..
FOTOĞRAFÇILARIN KORSAN MÜCADELESİ
Eskişehir’de yaklaşan düğün sezonu ile birlikte Eskişehirli fotoğrafçılar, parklarda dış çekim yapan korsan fotoğrafçılarla mücadele etmeye başladı.
Yasal olarak çalışma izni olmayan korsan fotoğrafçılar, yaklaşan düğün sezonunu fırsat bilerek gelin-damat fotoğrafları çekmek isteyen çiftlere düşük fiyatlarda dış çekim yapıyor. Vergiye tabi olmayan korsan fotoğrafçıların, ucuz fiyata çektikleri fotoğraflarla hem haksız kazanç elde ettiği, hem de çiftlerin mutlu günlerini kararttığı belirtiliyor. Eskişehir’de fotoğrafçılık sektöründe çalışan Suat Çapalı, korsan fotoğrafçılarla mücadele için meslektaşları arasında bir örgütlenme olmadığını söyledi. Çapalı, "Örgütlenme olursa aslında bunun çözümünü fotoğrafçılar yapar, ama bir örgütlenme yok. Normalde biz bunun her prosedürünü uyguluyoruz. Hem çalışan elemanların sigortası yönüyle hem de vergi mükellefi yönüyle. Ama bunun önlemini alacak Maliye ve Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) olmalı. Bence onların çalışmaları yetersiz" dedi.
Yine Eskişehir’de fotoğrafçılık yapan İmirzali Ünsal ise, bu konuda yerel yönetimlere önemli görevler düştüğünü belirtti. Ünsal, "Belediyeden denetimler yapılabilir, fotoğrafçılara kart dağıtılabilir. Vergiye tabi olan fotoğrafçılara kart dağıtılsın, o fotoğrafçılar yalnızca fotoğraf çekebilsin. Zabıtalar da bunu denetleyebilir. Zabıta her yere yetişemez ama fotoğraf çektirilen Eskişehir’de belirli başlı yerler vardır. Sazova parkı, Botanik parkı, Odunpazarı evleri, Kent Park gibi birkaç tane yer var. Buralarda birçok vergiye tabi fotoğrafçılar fotoğraflarını çekebiliyor. Zabıtalar hafta sonları özellikle buralarda denetim yaparsa korsan fotoğrafçıların sayısı azalır. Biz her yıl çeşitli yatırımlar yapıyoruz ve o yatırımların da karşılığını görmek istiyoruz. Bu işin bir maddi boyutu bir de sanatsal boyutu var. Mesela bir vatandaş fotoğrafını korsan fotoğrafçıya çektirip daha sonradan bize getiriyor. Burada yapmaya çalışıyoruz ama bizim çektiklerimiz ile aynı olmadığı için hem vatandaşın verdiği para boşa gidiyor, hem de o güzel gününü mahvediyor" diye belitti.
Öte yandan Eskişehir Ticaret Odası’nın başlattığı çalışma ile yasa dışı fotoğraf çeken korsan fotoğrafçıların önüne geçilmesinin hedeflendiği bildirildi.
İşlerini hakkıyla mı yapıyorlar harbiden mağdurlar mı diye merak ettim. Suat Çapalı'nın dükkanın ismini bulamadım ama İtalik yazılı demeci veren fotoğrafçı Burak Dijital olarak çıktı karşıma araştırınca. Abow dedim. ^^
ekşisözlük : dün akşam vitrininde gördüğüm fotoğraflardan biriyle beni hayli şaşırtan fotoğraf stüdyosu. fotoğraf bir gelin-damat fotoğrafı, ancak sınırlar zorlanmış. damat gelini duvara yaslamış da aralarında bir şeyler oluyor sanki; gelin de damat da objektife bakmıyor, kendi işlerine bakıyor sanki. baaazı sitelerdeki tıklandığında devamı gelecek videolar gibi, hatta kadrajda görünmeyen bir aksiyon aşağıda dönüyor gibi. öncelikle fotoğraf stüdyosunu öğrenciliğimden bilirim, muhafazakar bir sahibi vardı, pek anlaşamazdım, bir kez tartışmıştım hatta ama diğer personelle aram fena değildi, bu fotoğraftaki şehveti kullanarak para kazanma arzularını yakıştıramadım; ticari boyutta yaptıkları işlerde zerre sanat bulunmadığı da ortada, üstelik bunun toplumsal yönü de var, böyle bir kare tahrik eder insanı, müstehcenliğe girer, ulu orta çocuk çocuğun da gözüne soka soka asmanın amacı nedir düşünmekteyim.
Şikayetim var : https://www.sikayetvar.com/burak-dig...ra-ve-fotograf
bir diğer şikayet : https://fotoburak.wordpress.com/
foursquare : https://tr.foursquare.com/v/burak-di...b090d3f5ae70d8
Nikon D7100
Nikkor 24-70mm f/3.5-4.5
Nikkor 55-200mm f/4-5.6G AF-S IF-ED VR
Lowepro 170 AW
Canon Powershot SX 130 IS
4M Pinhole Camera
konuyu baştan sona okudum
öncelikle şunu belirtmek isterim bu işin daha en başındayım hobi olarak ilgileniyorum.
bu işi yapıp fotoğrafçıyım diye atıp tutanlar var ya;
piyasada kendilerine hiç bir yenilik katmadan dolaşıyorlar aldıkları işleride üç beş kuruşa öğrencilere yaptırıyorlar hangi fotoğrafçı bir düğüne kendi gidiyor. Dışarıdan 3-5 kuruşa adam gönderiyor ne sigorta var ne vergi.
hangi çektikleri fotoğrafın fişini faturasını veriyorlar.
Bıraksınlar bu işleri kim kime nasıl istiyorsa çektirir.
Hee düğünü, nişanı, mezuniyeti mahfolacakmış, olduğunda kime şikayet edecekmiş. Farzedelim bir fotoğrafçı ile anlaştım ve kötü bir iş çıkardı gidip kime şikayet edeceğim odaya mı oda ne yapacak düğünü yeniden mi yapacak
gider güvendiğim birine çektiririm kötü olursa da kendi suçum der ucuza bu kadar yaptırdım der otururum sonuçta risk her durumda var ve her durumda madur olan müşteri olur.
isteyen istediği gibi fotoğraf çekebilir kimse karışamaz (polis dahi)
Ne Mutlu Türküm Diyene
işin özü bu...
"Sadece kameranız ve siz varsınız. Fotoğrafınızdaki kısıtlamalar size bağlıdır; çünkü ne gördüğümüz kim olduğumuzdur." -Ernst Haas
A101 gelmiş vatandaşa peynir ekmek gibi dslr satmış Siz daha nereye engelliyorsunuz arkadaş serbest çekimcileri !!
Zenit-E + Helios -44-2- 2/58 + 250g Tuzlu Leblebi
Kayıt olmak, 506tl kayıt parası ve yıllık 284tl aidat ödemek zorunda bırakıldığımız İstanbul Profosyonel Foto Sanatkarları Esnaf Odası'nın resmi sayfasında bizi karşılayan fotoğrafa bir bakın hele!
Bir ara uğrayıp beyaz dengesi nasıl yapılır, sevabına öğreteceğim size!
İş bir tek beyaz dengesi ile bitse.. Öğretmeniz gereken çok şey var gibi gözüküyor da, hani öğrenmenin de bir yaşı var derler ya. Buradan bakınca bazı arkadaşlar cidden kemale ermiş, işiniz çok zor
Ben okudum ama yanlış anladım herhalde ))
sokakta çekim yapacak önceden izin alacak 150 tl vs verecek vs diyor.
birde belediye meclisten karar çıkmış.
nun dışında bu karar ile ilgili açıklama da ilginç
15123085_614285298743993_6313942814378484966_o.jpg
https://www.facebook.com/kuzguncukmu...type=3&theater
işin özü çok ilginç bir ülke ve zamanda yaşıyoruz. bana mı herşey çok garip geliyor. anlamıyorum. algı bozukluğu var bende herhalde.
Konu LatePhotographer tarafından (06.March.2017 Saat 09:43 ) değiştirilmiştir.
CANON FF 6D + 5D Mark III + 24-70F4(macro) +24-105F4 +50mm1.4 + 85mm1.8 + 70-200F4IS canon 600 ex-rt ve Godox AD600 Pro ve Ad200 - Godox X1 tetikleyici ve paraflaşlar MacbookPro2014
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
2008 de mezuniyet fotoğrafı için burak'a gitmiştik. İki kelime ile "REZALET ve PAHALI" olarak açıklayabilirim durumu siz düşünün artık Sanırım birden fazla foto burak yoktur diye tahmin ediyorum.
Eskişehirde fotoğrafçı deyince benim aklıma sadece kalite olarak ÖZGÜR geliyor vallahi.
Yakında elinde makine ile gezenlerin makinelerini falan da toplamaya başlayacaklar ama Eskişehir Belediyesi bu kadar vicdansız olmadığı için çok kasmıyor insanları. Elbette vergisiz çalışana tahammülümüz yok stüdyom olsa tonla para aktarmış olsam ben de sinirlenirim vergisiz kayıtsız 3 kuruşa foto çeken birine karşı ama böyle yorumlar da yapmam gazetelere.
Bunun önüne nasıl geçecekler acaba çok merak ediyorum. Benim kardeşim evlense fotoğraflarını çekmeyecek miyim parklarda ? Sana ne arkadaşım ? demeye hakkım vardır yani. Ya da benim düğünüm olsa bütün arkadaşlarım fotoğraf çekiyor hepsini çağırırım çekerler benim dükkana verecek param yoksa dükkanın yakarışı niye ? Hayır benim korkum parklarda falan dslr ile çekim yasağı getirtir bunlar sonra fotoğraf çekecek yer bulamayız. Can sıkıntısından çıkar fotoğraf çekerdim vallahi soğudum böyle aptal saptal işler yüzünden, biri denk gelecek kavga edecem diye sinir oluyorum.
Bazı şeyleri tekele alma çabası hızla sürüyor en önemlisi de hak hukuk ve özgürlük karmaşası nasıl çözülecek kimse bilmiyor. Yurt dışında durum nedir nasıldır çok merak ediyorum gerçekten.
Bir de parkları sıralayıp buralarda çekiyorlar demiş. Adam gider ormanda çektirir yine de sana o fahiş paraları vermez. Yahu her fotocu böyle mi bilmiyorum da dedim ya burak stüdyo ya gittim zamanında diye, işte mezuniyet zamanı 2 tane büyük boy fotoyu fahiş fiyata satmak için elinden geleni yaptı. Kabul etmedik falan ıvır zıvır paketler şeyler yapmışlar 4 adet foto ve 100 tane de vesikalık alırsan düz 2 adet fotodan daha ucuza geliyordu vs vs böyle saçma şeyler. Evet kepli halde 100 tane vesikalık fotoğrafım hala durur evde ne günlerdi ya az sövmedim. Artık her işimi özgür ile hallediyorum. Biometrik foto içinde en ucuz neresi çekerse oraya gidiyorum zaten standart olarak 8 tanesi 16 lira mı ne eskişehirde.
Canon 550D | EF-S 18-55mm f/3.5 - 5-.6 IS | EF-S 55-250mm f/4 - 5.6 IS | EF 50mm f/1.8 | Extension tube | Vanguard MK-4 Tripod
Ben bu konudan oldukça rahatsız oldum. Aslında rahatsız olduğum konu, işin ticaretini yapan, vergi ödeyen, bir şekilde iş yeri olan - çalıştıran insanların mesleklerindeki eksik kaldıkları noktaları bahane göstererek, korsan şekilde çekim yapılmasını savunmak beni üzdü.
Bu etik bir anlayıştır. Bir kitabı basıp dağıtan bir yayın evi, o kitabı kaliteli bir kağıda, kapağa veya ciltleyerek satmamış olabilir. Bu durum bize o kitabı daha iyi şartlarda basma, sonrasında satma hakkı vermez.
Evet, adında profesyonel olsa da, bende dinozorlaşmış bir çok fotoğrafçı görüyorum. Buradaki profesyonel, aslında ne yazık ki işini iyi yapan değil, bu iş üzerinden geçim sağlayan anlamına gelir. Terminolojik olarak İngilizce'de "What is your proffession?" cümlesi ile "What is your job?" aşağı yukarı aynı anlama gelir. (Birisi para kazanmak için ne yapıyorsun diğeri mesleğiniz nedir. Mesleği aşçı olabilir ama para kazanmak için fotoğrafçılık yapıyor olabilir)
Dolayısıyla, adının içerisinde bu var diyerek, bir de işi bilmiyorlar eleştirisi doğru bir yaklaşım tarzı değil. İşi bilip bilmediklerine gelince, onda hiç şüphe yok ki, piyasada fotoğraf stüdyosu adı altında çok "şip-şak"çı var veya DSLR alıp kendisini fotoğrafçı zanneden çok adam var.
Dönem dönem bende aynı hataları yapmıyor değilim. Hatta Türkiye'deki ticaret kanunu (dünya bu konuda nasıl detaylarını bilmiyorum) zaten sizin bir hafta sonu çıkıp, ücreti karşılığı çekim yapıp ardından bunu da vergilendirmenize olanak vermiyor. Ancak bu durumların hiç birisi, vergisini veren işini düzgün yapmasa da, bir şekilde iş yeri çalıştıranlara karşı haksızlık. İşlerini iyi yapmadıklarını eleştirmek başka bu yapılan, takınılan durum başka.
Bir de şöyle düşünün, bu işe yeni adım atmış, işini de çok iyi yapan firma/kişiler var. Bu iş kötü yapılıyor, ne olacak bir iki çekim yapmışsam diyerek bu kişilerin de pazarını elinden alıyor olabilirsiniz.
Her ne kadar fotoğrafçılığın ticari kısmı, hobi kısmının çok gerisinde kalmış olsa da, bu konuda artık odalar mı, hükümet-devlet mi, yoksa bir nevi buradaki forumun da kısmen dahil edilebileceği gibi sivil toplum örgütleri mi öncelik eder bilemiyorum; kesinlikle çeşitli düzenlemelerin yapılması gerektiği, bu işin ticaretini de nasıl avukat, doktorlardan diploma isteniyor, belirli bir mesleki yeterliliğe sahip kişiler tarafından yapılabiliyor olması sağlanmalı.
Özkan Bey söylediklerinize bir yere kadar katılmakla birlikte, katılmadığım bir çok husus var. Öncelikle ticaretini yapıp vergi ödeyen kısmı Türkiye gerçeğini hiç yansıtmıyor. 10 senesi denetimle geçmek üzere 27 sene finans sektöründe çalışıp, en son yönetici olarak emekli olan biri olarak çok net söyleyebilirim ki ülkemizde kurumsal bazı büyük firmalar ve ücretliler dışında kimse doğru dürüst vergi ödemiyor, ödememek içinde elinden geleni yapıyor. O sebepten dolayı ki bizler garip oranlarda ÖTV ve KDV ödemek durumunda kalıyoruz. Dürüst ve gelirini adam gibi beyan edenlere bir şey söylemiyorum ama o dükkan sahiplerine çekim yaptırıp fatura istediğinizde ne diyecekler bakalım. Böyle bir talebiniz olduğunda direk ödemeleri gereken vergiyi size yansıtmaya kalkacaklardır. Bu işin birinci kısmı.
Diğer bir husus ise sırf vergi levhaları ve dükkanları var diye ben 3 kuruşluk fotoğraf bilgileri ile çektikleri her türlü ışık, renk, kadraj ve kompozisyon bilgisinden uzak fotoğraflara para ödemek zorunda değilim. Ha bu işi yapacak kişilere mesleki eğitim verilmesi ve bunun sonucunda da yapılacak bir sınav ya da benzeri bir şey sonucu yeterlilik belgesi verilmesi konusunda hem fikiriz. Zaten tüm gelişmiş ülkelerde de durum böyledir. Yani kimse bir dükkan kiralayıp, odaya kayıt olup, bir de vergi levhası asarak hiçbir ama istisnasız hiçbir mesleği icra edemez.
Buradaki asıl sıkıntı "Bir kitabı basıp dağıtan bir yayın evinin, o kitabı kaliteli bir kağıda basıp basmaması, ya da ciltleyerek satmaması değil", kitabın bilgi ve içerik bakımından eksik olmasıdır. Eğer yayınevi bu eksikliğini giderecek gerekli önlemleri almazsa birileri ama yasal, ama yasal olmayan yollardan o eksikliği doldurur.
Fotoğraftan para kazanmayan, sadece hobi olarak bu işe gönül vermiş biri olarak birçok düğün salonunda ve hatta orduevlerinde ki düğün salonlarında da yalnızca eşimin, kızımın fotoğrafını çekmek istediğimde dahi o mekanda fotoğraf ihalesini almış fotoğraftan bir haber adamlarla sırf elimde makine var diye tartışmak zorunda kaldım. Birçok mekanda da böyle, adamlar resmen mafyatik tavırlar sergileyerek, o mekan içinde amatör de olsa kimsenin fotoğraf çekmesine izin vermek istemiyorlar.
Tekrar söylüyorum, eğer bu işle alakalı mesleki bir eğitim ve yeterlilik belgesi söz konusu değilse, mali mevzuat açısından fotoğrafı ha şu dükkan çekmiş, ha bu kişi çekmiş açıkçası benim için çok fark etmez (Nasıl olsa ikisi de vergi ödemiyor). Ben işin kalitesine ve o kalitenin cebime uygunluğuna bakarım, o kadar.
Saygılarımla.
Kutlukhan Bey,
Yazdıklarım temel yasalar ve ahlaki ilkelere göre doğru. Ancak düzenlemelerin vatandaşlar için tatmin edici olmamasından dolayı, ahlaki olsun, kamusal konularda olsun insanları farklı çözümler aramaya itiyor. Ben bu durumu doğal bir olay olarak görsem de meşru olduğu kanaatinde değilim. Türkiye'de düzenlemeler yani yasaların insan hayatını tatmin edici şekilde iyileştirmeyi henüz başaramadığı gibi mevcut yasalar da yeteri kadar uygulanmıyor.
Bursa'da Kent Meydanı ile Minibüslerin kalktığı cep arasında yayalara ışık kırmızı yansa da yayalar ışığa aldırış etmiyor. Çünkü alt geçit, üst geçit veya düzgün bir yapılanma yok. Nihayetinde yayalar kendilerince bir çözüm bulmuş ancak bunun ne trafik kurallarına ne de evrensel olarak doğru olduğunu hiç kimse söyleyemez. Değinmek istediğim konu buydu.
Kitap konusuna gelince, para vermez - satın almazsınız. George Orwel okuduysanız (örneğin 1984) bir başka kitabını alabilirsiniz. Bu size referans olabilir. Fotoğrafçılardan hizmet alırken de portofillosuna bakabilirsiniz. Sürekli iyi gibi gözüksün diye bokehe boğulmuş fotoğraflar mı var yoksa pozlama için çalışılmış mı bunu görebiliriz.
Vergi ödemiyor konusunda yine biz haklı değiliz. Norveç, İsveç gibi ülkelerde ev satıp-alırken vergisini ödememek için hile hurda yapmaz vatandaş. Hatta bilinçli vatandaş, ülkesini seven vatandaş faturasını, fişini isteyen ve vergisinin nerelere harcandığını takip edendir. Yoksa nasıl olsa vermiyorlar, nasıl olsa şu oluyor dersek, nihayetinde çocuklara enkaz bırakırız. Seçim nihayetinde toplum genelinin. Ancak etik değerlerin bu konuda tartışmaya pek açık açık olduğunu düşünmüyorum.
Bunları, Güney Afrika Cumhuriyeti, İspanya, Hollanda, Finlandiya, Ürdün gibi ülkeleri az-çok gezmiş kalmış birisi olarak söylüyorum.
İlave edeyim; basitçe özetlemek gerekirse, hatalı bir iş, hatalı başka bir işle çözülmez...
Vergi konusunda hepimiz hemfikiriz. Benim tartışmak istediğim odaya kayıt olma zorunluluğu ve istenen kayıt parası ve aidat. Neden odaya kayıt olmak zorundayız ve daha çok merak ettiğim bu verilen kayıt parası ve aidat ne için alınıyor ve bu paralar nereye gidiyor?
Hakan Bey,
Odaya kayıt konusu ciddi tartışılabilecek bir konu. Bu konuda enteresan uç örnekler var. Bursa Gazeteciler Cemiyeti, üyelerinin 80m2 üzerinden daire sahibi olabilmeleri için proje başlattı. SMMM ve Mimar Mühendisler Odası gibi bazı odalar (Bursa için konuşuyorum) çok başarılı iken ben Bursa'da Fotoğrafçıların bağlı bir odası var mı onu bile bilmiyorum. (ironi yapıyorum elbette, esameleri okunmuyor)
Buda oda yönetimleriyle alakalı bir konu. Eminim forumdan (çok uzaklardan) edindiğim izlenime göre böyle bir yapıyı pekala siz çok daha idare edersiniz. Neden yönetime katılmayı hatta bizzat yönetmeyi düşünmüyorsunuz? Elbette bu ciddi emek ve zaman isteyecektir. Üstelik dinozorlaşmış yapılarda bu tip mücadeleler kolay olmaz. Sadece paraların nereye gittiğini öğrenmek istiyorsanız bile 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince yazacağınız bir dilekçe ile size gerekli bilgileri vermekle yükümlü olduklarını hatırlatmak istiyorum.