kendi açımdan konuşacağım. ben incelemeyi seven biriyimdir. bir ortama girdiğimde kamerayı çıkarıp çat çut fotoğraf çekmeyi pek sevmem (ha kamera hep highspeed continiousda o ayrı=)). daha çok yapmayı sevdiğim şey durup anın keyfini çıkarmak. hareketli, hareketsiz objeleri izlerim bir süre. ışığı nasıl kullanırım ona bakarım. eğer insanlarla çalışacaksam muhabbete girerim, hayvanlarla çalışacaksam onlarla oynar kendimi sevdiririm. teknik bilgi ve ekipmandan çok çekeceğin şeyi bilmenin ne olduğu da çok farkediyor. örnek olarak eğer ben paris'e eyfel kulesi çekmeye gidersem bir tepeye çıkıp kuleyi komple kadraja almadan önce (kesin onu da yaparım gerçi. gitmişim paris'e bir kere bırakır mıyım?=)) bir inşaat mühendisi olarak kulenin dibine girip yapısını incelerim ve oradaki detaylardan bir şeyler çıkar mı acaba diye bakarım. ondan sonrası zaten kendi kültürel birikiminize göre yavaş yavaş oturuyor bir tarzınız oluyor.
başka çalışmaları incelemek de çok önemli. buradan başkasının tarzını kopyalayın, çalın gibi bir çıkarım çıkmasın ama. kendi kendinize gördüğünüz her fotoğrafı eleştirin. hem teknik olarak hem kompozisyon olarak fotoğraf okumayı alışkanlık haline getirin. siz olsaydınız nasıl yapardınız bunu kendinize sorun mutlaka. bunu seslendirmenize gerek yok kendi kendinize yapın yeter. kendi zevkinize göre doğru/yanlış oluşacaktır bir yerden sonra.
paris'ten örnek vermişken mesela yine parise gidelim beraber =). ben gitmeden önce lensimi filtrelerimi kablolarımı pillerimi kontrol etmenin yanı sıra flickr, 500px gibi sitelerde paris diye aratıp daha önceden bahsettiğim göz aşinalığımı hızlandırırım. olası fotoğraf noktalarını tespit ederim hatta çok boş zamanıma denk gelirse google street viewdan gezerim =)
bundan sonrası o fotoğraflardaki beğendiğiniz olayları kendinize uygulamakta kalıyor. pratik pratik pratik =)