Evet, paylaşılan konu ilginç ve incelemeye değer bir konu.
Zamanında UV, CPL (Circular Polarizer) ve ND filtrelerin kullanımına dair birçok araştırma yaptım.
Daha sonrasında da zamanla parça parça temin ederken, kendim farklı koşullarda birtakım örnek fotoğraflar çekerek testler yaptım.
Bu denemeler, yaptığım araştırmalar ve kendi tecrübem doğrultusunda görüşlerim şu şekilde;
1. UV Filtreler: Öncelikle düzgün bir UV filtre demek 300-500 TL'lik bir UV filtre değildir.
Kenko'nun, Hoya'nın, Marumi'nin oldukça düzgün filtreleri var ve görüntüde hissedilir bir bozulmaya neden olmuyorlar
(*).
Dijital sensörlü makineler, güneş ışığına ve güneş ışığını yüksek oranda yansıtan açık renkli yüzeylerden kaynaklanan UV ışınları yayılımını günümüzde kendileri kompanse ediyorlar.
Bu nedenle UV filtre sadece lensi dış ortamdan koruyan bir eleman durumunda kalıyor.
Lensi nasıl koruyor: tabi ki çarpmaya, düşmeye karşı değil. Ancak ön merceğe kum, deniz suyu, veya başka istenmeyen bir madde geldiğinde bir 'koruyucu' oluyor.
Ayrıca ön merceğin çizilmesine neden olacak durumlarda da, kısmen bir koruyucu olarak yardımcı oluyor. Fakat UV filtreler, lens merceklerine göre çok ama çok daha kolay çiziliyor. Bu manada (satrançtan örnek verirsek) UV filtreler, filin - atın - vezirin önündeki piyonlar durumunda oluyor.
(*) Bu işaretli kısımdaki ifademi netleştirmek istiyorum: UV filtreyi gündüzleyin veya ortam aydınlıkken kullanıyorum. Gün batımından sonra, hava kararınca, loş ışıklı ortamlarda UV filtre
kesinlikle kullanmıyorum. Çünkü böyle durumlarda UV filtre ile lensin ön merceği arasında ekstra birkaç katmanlı yansıma oluşuyor. Özellikle de loş ışıklı ortamlarda, sokak lambalarından
vb. parlak ışık kaynaklarından oluşan izler ve görüntüdeki optik kirlenme hemen ortaya çıkıyor. Bu nedenle geceleri UV filtre kullanmayın.
2. CPL (Polarize) Filtreler:Bu filtreler yukarıda Tony Northrup amcamın sergilediği şekilde de kullanılıyor. Ancak başka kullanım alanları da mevcut.
Önce en çok bilinen kullanım alanlarına gelince, gök yüzünün renginin koyulaştırılması ve bulutların patlatılması, su veya parlak yüzeylerdeki yansımanın azaltılması veya kaldırılması amacıyla kullanılıyor.
Ancak CPL filtreler bu fonksiyonlarında bir miktar renk değişimine neden oluyorlar. CPL filtreler, lense doğru gelen ışık dalgaları normalde X ve Y eksenleri yönünde dalgalara sahipken, filtrenin ayarlanmasına göre X veya Y eksenindeki ışık dalgalarından birisini filtre ederek, ışığın lense bu şekilde ulaşmasını sağlıyorlar.
Bu nedenle hep "güneşe 90-derece açı ile polarize filtreleri kullanın" derler. Gökyüzünün ve çevredeki ışığın polarizasyon ile filtrelenmesi için en uygun açıdır.
Parlak yüzeylerin içini de CPL filtre ile görebilmek için, konumunuzu ve kadraj açınızı değiştirmeniz gerekiyor. Bu nedenle Tony amcamın yukarıda verdiği örnek %100 doğru değil maalesef.
Kaliteli CPL filtreleri nasıl anlayacağız; monitörler çok iyi ve düzgün polarize ışık kaynaklarıdır. Bir CPL filtreyi monitöre karşı koyun ve çevirin. İki filtre, polarize ışığı en yüksek kesme pozisyonunda filtrenin siyah olup, monitörü görememeniz gerekiyor. CPL filtrenin bu pozisyonunda monitörü ne kadar çok görüyorsanız, filtrenizin kalitesinin o kadar kötü olduğu anlamına geliyor.
Ayrıca youtube'dan Steve Perry'i aratın ve polarize filtreler ile çektiklerini görün. CPL filtre her yerde kullanılmamalı. Doğru. Ancak kullanıldığı çok güzel uygulamalar bulunuyor. Bu uygulama alanlarını bilerek CPL filtreler kullanmalı.
Ben kullanıyorum. Çok sık değil, ama memnunum.
3. ND Filtreler:Öncelikle fotoğrafta post-processing'in mümkün olduğunca az yapılmasını savunan birisiyim.
Eğer fotoğraf çekiliyorsa, çekildiği anda ve yerde fotoğrafı çekenin istediği şekilde pozlama sonucu alınmalıdır.
Bu nedenle ND filtreler faydalı araçlar haline geliyor.
Eğer ND filtreniz yoksa, makinenizin Multi-Exposure menüsüne girip, ayarını Average Exposure yaparak, kaç poz çekeceğinizi ayarlıyorsunuz ve "Voila!". İşte size uzun pozlamalı fotoğraf. Ancak 5-6-...-9 veya kaç sefer pozlama yaparak fotoğrafı çektiyseniz, ve kadrajda hızlı hareket eden nesneler bulunuyorsa, bunların fotoğraf üzerindeki izlerinde kopukluklar oluyor. Bu yöntemi birkaç farklı mekanda ve zamanda deneyin. Ne dediğimi anlayacaksınız mutlaka.
Tabi ND filtre konusunun abartılmaması gerekiyor. 30 saniyelik, 60 saniyelik, 500 saniyelik uzun pozlamalar "harika", "muhteşem" fotoğraflar diye birşey yok!
Birçok zaman 2-3-5 saniyelik uzun pozlamalar çok daha güzel sonuçlar veriyor. Bu nedenle ND1000 veya ND2000 gibi 10 - 11 stopluk filtreler yerine, ND8-ND12 gibi 3-4 stopluk filtreler de kullanmanız faydalı olacaktır. Bilginize.
Umarım paylaştıklarım, konu hakkında size bir miktar fikir verir.
Herkese selamlar ve iyi çekimler.