Dijital Çağın Baskısı
14/09/2010 Geliştirici: ferdidemircan | Düzenle
Hızlı teknolojik değişimin en çok etkilediği sektörlerden birisi de fotoğraf oldu. Geçtiğimiz beş altı yıl içinde, dijital fotoğraf makinelerinin algılayıcı kalitesi ve çözünürlüğü hızla arttı. Bunun sonucunda, özellikle amatör fotoğrafçılar için fotoğraf filme çekilmez oldu. Geleneksel fotoğraf pratik kullanımının sonuna beklenilenden çok daha kısa bir sürede geldi. Şu dönemde bile birçok kişi dijital fotoğraf makinesi kullanıyor; satın alınan makinelerin büyük çoğunluğuysa dijital. Ne var ki hem kişisel gözlemlerimiz hem de araştırmalar bu büyük kullanıcı sayısının sadece küçük bir kısmı dijital fotoğraf makinesinin doğru kullanımını bildiğini gösteriyor. Daha da önemlisi, büyük bir çoğunluk bu fotoğrafların nasıl basılacağı hakkında yeterli bilgiye sahip değil.
Fotoğrafın hayatımızdaki en önemli rolü anılarımızı kaydetme ve bize bunları anımsatarak, kim olduğumuza dair bir bellek oluşturmaktır. Hem sanatsal hem de amatör açıdan, fotoğrafın en temel fonksiyonu budur. Dijital çağda karşımıza çıkan en önemli tehlike bu anıların bir kâğıda kaydedilmemesinden doğacak bellek kaybıdır. Çektiklerimizi CD’lere, bilgisayarımıza veya başka bir medyaya kaydetsek de basılmayan her belge gibi fotoğraf da kaybolma tehlikesi yaşar. Çünkü dijital fotoğraf, basılmadığı sürece, sadece sayısal bir veridir.
Bir medyada arka arkaya oluşturulmuş dijital albümün herhangi bir noktasındaki veri bozulması veya kaybı, tüm fotoğrafları yok edebilir. Sonuç, sanki o anın hiç yaşanmamasıdır. Oysa karta basılı bir fotoğrafın herhangi bir yeri yırtılsa da yaşanan an hâlâ oradadır. Dijital görüntülerimizi basmanın birkaç yolu var. Bunlardan en önemli ve profesyonel olanı, lazer ile pozlandırma yöntemidir. Genelde 127 cm en ve sınırsız boyda baskı yapabilen Durst Lambda sistemlerinde; kırmızı, yeşil ve mavi lazerler, kaydedilmiş olan görüntüleri filtreleyerek, kontrol altında bir pozlandırma ışınına çevirirler. Rulo şeklinde sürekli akan kâğıdın üzerine pozlanan görüntüler daha sonra geleneksel olarak karanlık ortamlarda fotoğraf kimyasalından geçerek basılırlar.
Şu anda yapılan testlerde, renkli Fujicolor Cyrtal Archive kâğıdının, normal ortamda 65 yıla kadar dayandığı tespit edilmiştir. Aynı şekilde basılan siyah beyaz kâğıtların ise çok daha uzun bir süre dayandığı bilinmektedir. Baskıda görüntülerin negatif, dia veya dijital çekilmesi fark etmez. Hangi yöntemle çekilirse çekilsin, fotoğraflar bilgisayar ortamında işlenir ve baskıya hazır hale getirilir. Bu görüntüler geçmişe göre çok daha zahmetsiz ve çok daha kaliteli basılabilmektedir.
Fotoğrafın çözünürlük ölçüsü ‘dpi (dot per inch)’, inç (her inç yaklaşık 2.5 cm) başına düşen nokta sayısını ifade eder. İnkjet baskısının kalitesini ve bir anlamda baskı sisteminin işleyişini bu ölçü özetler. İnkjet baskı sistemleri, nozzle denen enjektörlerden boyanın noktalar halinde püskürtmesiyle baskı yaparlar. O yüzden görüntüyü bu noktacıklar oluşturur. Ancak inkjet homojen bir baskı yöntemi değildir; çünkü noktalar birbiri ile her alanda aynı şekilde kaynaşamaz
Diğer bir baskı yapma yöntemi, INKJet adı verilen, mürekkebin püskürtülmesiyle yapılan işlemdir. Özellikle evlerde kullanılan masaüstü yazıcılar bu yöntemle çalışılar. Daha önemlisi, dış mekânda gördüğümüz tüm billboard ve benzeri açık hava reklamları, bu metotla basılır. INKJet sistemlerini su bazlı, solvent ve UV olarak üç ana gruba ayırabiliriz. Su bazlı baskılar, daha çok ev yazıcılarından alınır. Son yıllarda fotoğraf baskısı için de geliştirilen bu yazıcılarda, pigment elementleri katılarak kalıcılık yükseltilmeye çalışılmıştır. O yüzden ev yazıcınızdan baskı almak isterseniz, mutlaka pigment mürekkep olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Bu yöntemde maliyet haliyle daha yüksektir. Diğer yandan dijital mini laboratuvara sahip olan bir fotoğraf dükkânına hafıza kartınızı, CD’nizi ve hatta cep telefonunuzda olan görüntüyü verdiğiniz zaman, aynen yukarıda bahsettiğim yöntem kullanılır: Lazer pozlandırmanın başka ve daha küçük ölçekli bir sistemi ile bildiğimiz fotoğraf kâğıdına, fotoğraf kimyasından geçirerek baskı alınır.
Amatör olarak bastıracağımız 10×15, 13×18 ebadındaki fotoğraflar için bu yöntem, hem daha kalıcı hem de daha ekonomiktir. INKJet baskı çeşitlerinden bir diğeri solvent yönteminde dış mekâna uygun materyale direkt baskı yapılır. Bu sistem dönemsel tanıtım ve reklam çözümleri sunabilmektedir. Son yöntem UV baskı sistemi, solvente yakındır; ancak boyanın akrilik içeriği ve UV ışınlarıyla kurutulması sayesinde her türlü yüzeye direkt baskı yapılabilmektedir. Özetlersek, fotoğraf baskısı, dijital çağ ile beraber çok geniş kapsamlı bir hale gelmiştir. İyi ve kaliteli baskı almak istiyorsak unutmamız gereken tek şey, dijital teknoloji iyi izleyen, klasik fotoğraf kâğıdını ve kimyasını dijital teknolijiler ile birlikte kullanan bir laboratuvar seçmemiz. Evde alacağımız baskılarda ise öncelikle amacımıza, ihtiyacımıza ve iş hacmimize uygun bir baskı ürünü ve yöntemi seçmeliyiz.
Kaynak: Foto Atlas
HER ŞEYDEN BİRAZ