bu söze asla katılmıyorum diyebilirim. Çünkü zıttı söylenebiliyorsa o söz sadece sözdür. Üstün bir anlam ifade etmez.
En iyi makineyle de en kötü makineylede iyi fotoğraf da çekersiniz kötü fotoğraf da. Ama en kötü makine en iyi imaj kalitesini vermez, ergonomikliği vermez.
En iyi daktilo en iyi romanı yazmıyorsa en kötü daktilonun da en kötü romanı yazması beklenemez.
Tabi espri olsun diye söylenmiştir laf arasında gülelim eğlenirken düşündürelim diye o yüzden üzerinde fazla durmayacağım.
Bir makine ve lens önerisi yapılıyorsa burada en iyi imaj kalitesini yakalamaya yönelik tavsiyelerdir. Yoksa kimse yani hiçbir makine size kadraj bilgisini şöyle çek şöyle poz verdir demez. Deseydi komik olurdu. En fazla ipuçları verir. Güneşi karşına alıp çekme yoksa böyle karanlık poz çekerim demek gibi.![]()
Manuel lensler vs önermek kişiye göre anlamsız kalabilir. Tam bir yavaşlık işaretidir. Benim gözüm miyop. Elimdeki küçük vizörlü bir makineyse ve livewiev yok ise o makinede ben şimdi nasıl netleyeceğim. Çekim süresi 1 saatti. Ben bir saatte kaç poz alacağım. 15-20-40 ..... İşe sizlerin baktığı yönden bakarsak ben samsung reklamındaki gibi kocaman bir body alır içine kompakt makineyi sokar onla da çekerim. Manuel lenslere o kadar para dökmeye de gerek yok yani.
İnsanların algısını büyük makine iyi çeker ya da küçük makine kötüdür imajından sıyırmak lazım. Bunu da ancak çektiğiniz fotoğraflarla yapabilirsiniz. Fotoğrafı da belirli koşullar içerisinde rahatça çekebilirsiniz.
Aytaç bey:
Eğer öneri isteyen arkadaşa yönelik bir tavsiye yaptıysanız eyvallah. Ama düğün fotoğrafı sadece mekan, yer yani dış mekanda çekilmiyor. Stüdyoya girdiğim zaman da iyi pozlar çıkaramayacağım diye bir şey yok.
Müşteri önce yüze sonra vücuda sonra poza en son mekana ve çevresine bakar. Dış mekanı da stüdyo gibi kullanıp çekebiliriz tabi o ayrı dava
İşin özü şu. Ne kadar ekmek o kadar köfte.![]()