Eğer fotoğraf çekiyorsanız ve fotoğrafçılık bir hobinizse az çok ilgili kavramları da biliyorsunuzdur. Eğer yeni başlıyorsanız, fotoğraf makinenizin neresinde ne var, hangi terim ne anlama geliyor, bu rehberde öğrenebilirsiniz.
Temeller
Öncelikle sürekli olarak kullandığımız bileşenlere bakalım. Ne tür olursa olsun, üzerine basıp fotoğraf çekmemize yarayan bir düğme vardır. Bu parçanın adı deklanşördür. Bu düğmeye yarım basmak ve tam basmak gibi iki konum vardır.
Düğmeye yarım basıldığında, eğer otomatik netleme yapan bir makineniz varsa çekmeye çalıştığınız sahneyi mesafeye göre net hale getirir. Bu konumdayken basmaya devam ettiğinizde ise fotoğrafı çeker. Fotoğraf makinesinin önünde ister elle idare ettiğiniz isterseniz de gövdeye bağlı otomatik olarak çalışan bir lens vardır. Bu lens sistemi kullanıcılara istedikleri nesneye, kendileri hareket etmeden yakınlaşma veya ondan uzaklaşma imkanı verebilir. Lense aynı zamanda objektif adı da verilir.
Makine ve Fotoğraf Çekimi
Algılayıcı/Sensör: Dijital fotoğraf makinelerinde çekim yaptığınız anda görüntüyü dijital resme çeviren ilk aygıttır. Eski makinelerdeki filmin yerine geçmiştir. Filmlerdeki ISO değerleri makaradan makaraya değişse de dijital algılayıcılar farklı ISO seviyeleri için benzetim yapabilir.
ISO değeri: Zamanında fotoğraf filmi için kullanılan şimdi ise algılayıcılarda karşımıza çıkan ISO kavramı, ışığa duyarlılığı simgelemektedir. ISO 100, 200, 400 şeklinde ilerleyen değerlerin yanı sıra gelişmiş sistemlerde ara değerler de görmek mümkün. ISO değerindeki artış aynı ışık miktarına sahip ortamda pozlama süresini düşürür. ISO değeri arttıkça fotoğraftaki kumlanma belirginleşit ve genellikle ISO 800 seviyesinden sonra kaçınılmaz bir hal alır.
Makinelerdeki ekrankar size her türlü bilgiyi tek noktadan veriyor.
Ekran: Çektiğini ve çekeceğiniz fotoğrafları izlemenize yarayan, size her türlü bilgiyi veren kısımdır. Birçok dijital SLR makinede bu ekrandan bakarak fotoğraf çekemezsiniz.
SLR: Açılım olarak "single lens reflex" anlamına gelen SLR, objektiften gelen görüntünün bakaç/vizör üzerinden lens, prizma ve ayna sistemi yardımı görüntülenmesini ve deklanşöre basıldığı anda ne görüyorsanız onun kaydedilmesine dayanan bir sistemi kullanan makinelerin genel adıdır. Son yıllarda bu kavram biraz esneyerek kullanıcılara ekrandan çekilecek sahneyi izletebilen SLR makineler de sunulmaya başlamıştır.
Vizör/Bakaç: Kullanıcıların fotoğraf çekerken sahneyi izleyecekleri yer. SLR makinelerde "buradan ne görüyorsanız onu çekersiniz". Cep makinelerinde ise artık bir bakaç bulmak oldukça zor; çünkü dev ekranlar bu işi gayet iyi yerine getiriyor.
Objektif ve Ayarlar
Fotoğrafın algılayıcıda oluşması için kullanılan optik sisteme genel olarak objektif veya lens denir. her ne kadar lens sadece tek bir optik elemanı çağıştırsa da genellikle objektif ve lens kavramlarının birbirinin yerine kullanıldığını görürsünüz. Objektif, fotoğrafçılığın en pahalı ve incelemndiğinde en derinlikli kısmıdır. Fotoğraf çekerken gövdeden çok kullandığınız optik önemlidir.
Değiştirilebilir lense sahip bir makineniz yoksa koleksiyon yapıp
her an için bir optik kullanmanıza gerek yok.
Objektif, fotoğrafa görüntü kalitesi, alan derinliği, görüş açısı ve pozlama süresi gibi noktalarda tesir eder. Diyafram değeri ve pozlama süresi arasındaki bağıntı, en temel fotoğraf bilgileri arasında yer alır.
Diyafram: İngilizce kaynaklarda Aperture olarak görebileceğiniz diyafram, fotoğrafın alan derinliği ve pozlama süresiyle doğrudan ilintilidir.
Diyafram değeri sabit lenslerde f/3,5 şeklinde ifade edilir. f/x yazımında x değeri ne kadar düşük olursa, diyafram açıklığı o kadar yüksektir. Yüksek diyafram açıklığı, daha düşük alan derinliği, daha fazla ışığın içeri girmesi ve dolayısıyla aynı ortamda, dar diyaframlı bir objektife göre daha düşük bir pozlama süresi demektir.
Geniş diyafram alan derinliğini ve pozlama süresini düşürür
Diyafram değeri verilirken en yüksek açıklık değerinden bahsedilir. Çekim esnasında bu değer yükseltilerek diyafram daha da kısılabilir ve alan derinliğine müdahale edilebilir.
Alan derinliği: Alan derinliği, fotoğrafta netleme yapılan noktanın, önünde ve arkasında net olarak görülen alanın miktarıdır. Geniş diyafram (yani f/x yazımında küçük x değeri), daha düşük alan derinliği verir. Siz diyaframı kıstıkça aynı mesafeden yapılan çekimlerde alan derinliği de artar.
Alan derinliğinin ayarı çok karmaşık olsa da fotoğrafa göre düşük veya yüksek olmasını isteyebilirsiniz.
Pozlama süresi: Belirli bir miktar ortam ışığı, diyafram değeri ve duyarlılık (ISO) seviyesinde, fotoğrafın oluşması için gereken süreyi belirtir. Genelde bir saniyenin kesri (1/60, 1/320 gibi) olarak ifade edilir; elbette birçok makinede 30 saniyeye kadar uzun pozlama da yapılabilir.
(ISO değeri x Işık)/Diyafram = 1/Pozlama Süresi
Otomatik netleme: Güncel fotoğraf makineleri, elle veya otomatik netleme yapma işini sizin tercihinize bırakıyor. Otomatik netleme, sizin elle ayar yapma ihtiyacınızı ortadan kaldırıyor ve sahnedeki kontrast farkını kullanarak netleme yapmanızı sağlıyor. Yani düz bir duvarda eğer makinenin algılayabileceği bir desen yoksa, otomatik netleme gerçekleşmeyecektir.
Kayıt Ortamı
Dijital fotoğraf makineleri, çekilen görüntüleri sayısallaştırarak bir ortamda saklarlar. Analog filmlerin taranmasından farklı olarak, bu işlem doğrudan makine içinde gerçekleştirilir. Üreticilerin yıllardır benimsediği yöntem ise makinelerde çıkartılabilir depolama ortamları kullanmak ve gerektikçe yeni bellek kartları takarak kullanıcıların fotoğraf çekmeye devam etmesini sağlamak.
Modası yıllardır geçmeyen, profesyonel fotoğrafçılığın kalbi: CF
Sürat Rahatlıktır
Depolama alanının hızlı şekilde çalışması kullanıcılara fotoğrafları hem çekerken hem de düzenlerken rahatlık sağlar. Öncelikle birçok fotoğraf makinesinin hızı, özellikle profesyonel veya profesyonele yakın seviyedeki dijital SLR makinelerde bellek kartının performansıyla sınırlıdır. Bu makinelerde bulunan önbellek sistemleri sürekli çekim sırasında bellek kartıyla makine arasında tampon görevi görür. Bu şekilde tampon, karta yazılan verinin ardından boşaldıkça sonraki çekimler için size alan sağlar. Dolayısıyla tamponun hızlı boşaltılabilmesi kayıt yapılan ortama verilerin hemen aktarılması gerekir.
Çekimden sonra resimleri işleyecek bilgisayara aktarmak da yavaş bellek kartlarında işkenceye dönmektedir. Hızlı bir bellek kartı ve sağlam bir kart okuyucu, bu noktada hayatınızı kurtaracaktır.
SD/SDHC (Secure Digital/High Capacity): En yaygın kullanılan bellek kartı biçimidir. Birçok dizüstü bilgisayarda bu kartı doğrudan bağlayabileceğiniz bir okuyucu bulunmaktadır. Son yıllarda SDHC adı verilen yeni bir standart ortaya çıkmıştır. 2 GB'ın üzerinde depolama alanı sağlayan SD kartlar bu standarta uymaktadır. miniSD gibi çok fazla kullanılmayan ve microSD gibi neredeyse telefonların standart kart biçimi olan türevleri de vardır. Bu kartlar temelde aynı olmakla birlikte biçim olarak farklıdır.
CF (Compact Flash): Yılların eskitemediği bellek kartı standardı olan Compact Flash, genellikle profesyonel fotoğrafçıların kullandığı ileri düzey dijital SLR makinelerde tercih ediliyor. Son kullanıcıya sunulan ürünlerde bazı markalar CF yerine boyutları daha makul olan SD kart kullanımına başlamış olsa da bazı üreticiler bu durumdan vazgeçmemiş durumda.
Minik ebatları ve enerji verimliliğiyle öne çıkan xD Picture Card çok fazla kullanılmıyor.
xD Picture Card: xD olarak anıan kart biçimi her ne kadar diğer biçimler kadar popüler olmasa da üreticileri olan Fujifilm ve Olympus tarafında hâlâ kullanılıyor.
Memory Stick: Kısaca MS olarak bilinen ve Sony tarafından Sony ürünlerinde kullanılan bu bellek kartı, şu an piyasada üç farklı popüler biçimde bulunabiliyor. Fotoğraf makinelerinde biraz daha büyük olan Memory Stick Duo ve Memory Stick PRO Duo tercih edilirken cep telefonlarında M2 olarak kısaltılan Memory Stick Micro tercih ediliyor.
Fotoğraf çekildiğinde bellek kartlarına çeşitli dosya biçimlerinde yazılırlar. Bu dosya biçimlerini tanımlayan birçok standart olsa da JPEG ve TIFF gibi biçimler haricinde RAW olarak anılan ve her üreticinin kendisine göre şekillendirdii bir ham dosya biçimi de bulunur. Neyse ki RAW işleme yazılımları sayesinde, bu dosya biçimleri, makinenin getirilerinden faydalanarak gelişmiş ayarlara (beyaz dengesi ve ton ayarları) tabi tutulduktan sonra işlenmek üzere diğer biçimlerde kaydedilebilir.
Gömülü Fotoğraf Bilgisi
JPEG, TIFF ve makinelerin kendilerine özgü ham fotoğraf biçimleri, fotoğrafın çekilmesiyle ilgili tüm teknik ayrıntıları üzerlerinde barındırırlar. Bu teknikle fotoğraf üzerinde, temel çekim bilgilerinden tutun da dünya üzerindeki konumunuza kadar geniş bir bilgi yelpazesinde veri saklanabiliyor.
Dosya Biçimleri
JPEG/JPG: En çok kullanılan resim dosyası biçimidir. Genellikle düşük bir sıkıştırma oranı kullanılarak kaydedilir ki en son ortaya çıkan fotoğraf doğru ve kayıpsız görünsün. Bu dosya biçiminde EXIF verisi bulunur. IrfanView gibi yazılımlar veya Widnows Gezgini altında bu verileri okuyabilirsiniz
TIFF: Tagged Image File Format açılımına sahip olan TIFF, birçok farklı özelliği bünyesinde barındıran bir biçimdir. Fotoğraf makinelerinde bazen kullanıldığını görebilirsiniz. Özelliği hem EXIF verisini barındırması hem de gerektiğinde kayıpsız şekilde fotoğrafları kaydetmesidir.
DNG: Adobe tarafından sunulan ve açılımı Digital Negative (dijital negatif) olan bu dosya biçimi, firmaları tek bir RAW (Ham resim) dosya biçiminde birleştirmek için atılan bir adımdı. Elbette bu mümkün olmadı ama bu biçimi kullanan profesyonel fotoğraf makinelerini görmek mümkün.
RAW/Ham Dosya: Her üreticinin kendisine özel olarak tanımladığı ve dosya uzantısı farklı olan ham dosya biçimi, her türlü bilgiyi içinde barındırıyor. Canon için CRW, Fujifilm için RAF, Nikon için NEF, Sony için ARW gibi uzantılar görmek mümkün.
shiftdelete.net'ten alıntıdır.