Bu soruyu mutlaka soruyoruzdur kendimize. Eğer amaç bu işten para kazanmak değilse neden fotoğraf çekiyoruz? Neden bunca yatırım yapıyoruz, lensler diziyoruz, flashlar alıyoruz? Sadece hobiyse bu kadar emeğe değer mi?
Neden?
Yazdırılabilir Görünüm
Bu soruyu mutlaka soruyoruzdur kendimize. Eğer amaç bu işten para kazanmak değilse neden fotoğraf çekiyoruz? Neden bunca yatırım yapıyoruz, lensler diziyoruz, flashlar alıyoruz? Sadece hobiyse bu kadar emeğe değer mi?
Neden?
Fotoğraf benim hobim olmaktan çıktı artık sapkınlık halini aldı. Devamlı yeni şeyler denemek hep daha iyisini çekmek için uğraşır didinir oldum. 1 yıl içinde öğrendiğim ve çektiğim fotoğrafların nitelikleri kadraj olsun ışık olsun bunlar hep gelişti.Fotoğrafım şuanda hobi kategorisine fazla geliyor çünkü ben bir konuyla ilgilenirsem o konunun üstüne çok yoğunlaşırım ve peşini bırakmam.. Ben bu işten mutluluk duyuyorum. Özellikle güzel bir fotoğraf sonrası arkadaşlarımın güzel yorumları gelince demeyin keyfime.. İlerde bir gün şans olurda iş teklifide gelirse onuda değerlendiririm tabiki.. =)
neden mi çekiyorum , başlarda hobi dedim , güzel vakit geçirmek için bir meşgale dedim ama zaman geçtikçe farkettim ki bu hobiyi geçmiş artık ve benim vazgeçilmez bir parçam olmaya başladı.En ufak bir boşluk bulduğumda elimde makinam birşeyler çekmek yeni bişeyle rortaya çıkarmak için çalışıyorum.
Hatta yemiyip içmiyip paraları lenslere , ekipmanlara yatırı olduk.Bu bir tutku benim için .
babam oyuncu, her dalını icra etti.. çocukluğum fotoğraf makineleri, video kameraler setler arasında geçti.. çocukluğumda evde zenit vb. bir makine vardı onunla oynadığım günleri hatırlıyorum.. sonra çeşitli makineler geldi geçti oyuncak koleksiyonumdan :D
bir ara casus fotoğraf makinesi gibi ufacık makine bilr vardı filmli, ne oldu, nerde, adı neydi hiç bir şey hatırlamıyorum ama şu anda bende olmadığına en çok üzüldüğüm makine o :D
sonra uzun zaman maddi yetersizlikten dolayı bu işlerle ilgilenemedim.. üniversite 1. sınıfta ftv 141 dersini seçtim, dersin hocası İlker Canikligil'di.. tabi beceremedim dersi veremedim ama o dönem aldığım manuel makinayla uzun süre oynadım :D
sonra makineyi elimden bırakamaz oldum, hatta şimdi çoğu zaman gece uzanıp tv seyrederken bir yandan da makineyi falan kurcalıyorum, makine elimde uyuduğum çok olmuştur :D
3 yıl öncesinde ilk dslr makinem olympus e400 geldi.. 1 yılını makineyi tanımak, dslr ile çekim yapmak konularında kendimi geliştirdim ve 2. yıl içinde para kazanmaya başladım makinemle..
halen bir derginin fotoğrafçısıyım, kısmet olur da çekimleri başlarsa bir sinema filminin set fotoğrafçısıyım :D bu işten keyif alıyorum ama keyfin yanında para kazanmak hiç fena olmaz diyerek başladım bir süredir makinem üzerinden para kazanabiliyorum.. işlerim çok mu iyi, bence değil ama işi isteyenler çektiklerimi beğendiği için bende bozuntuya vermiyorum :D :D :D
bu dünya ve içindekiler yaratıcımızın bir eseri ve sanatıdır.herhalde biz bunları yaratıcının sanatı görmeyi seviyoruz.ayrıcana bu sanatı başkalarına farklı lenslerle ve makinanın ayarlarıyla istediğimiz türde gösterme imkanı oluyor.yani herkesin gözünden kaçan, vay ben bunu nasıl farkedemedim.adam nasıl çekmiş bak.ayrıntıyı olduğu gibi göstermiş.evet biz bazen yaşam hızından iş güçten yaşamın içindeki ayrıntıları göremiyoruz.bizim amacımız herkesin gözünden kaçan püf noktaları ve güzellikleri,ayrıntıları ortaya çıkarmak galiba biz bunu seviyoruz.
hayatı anlamak, anlamndırmak ve andan birşey öğrenmek için.
Bayanlarin yapamayacagi tek is budur dediler.
Fotoğraf çekmeyi bazı yazarlar avcılıkla örtüştürürler...El tetikte (deklanşörde), hedef (konu) orada doğru zamanda bas tetiğe (deklanşöre)... O artık senin... At (as) omuzuna götür... Bir de duvarına as şöminenin üstüne... :)
Bilinçaltının modern dışavurumu...
Aman Allahım bilinçaltıma kaçırdım galiba... :)
Güzel soru :)
Benim bu hastalığım kuzenimden geçti 3 yıl önce antalyadan bize geldi o sıralar fotograf adına sadece elimde bulunan olympos marka sp370 zoom isimli bir makinam vardı onuda askerde Kıbrıs'ta iken almıştım o zamanlar sadece anı olsun diye fotograf cekiyordum taki bir 30D görene kadar. Tabi bu canon aşkım muhtemelen o zaman başlamıştı profosyonel makinalar hakkında birşey bilmezdim o gün 30d yi gördüm ve ciddi anlamda o zaman fotograf serüvenim başlamış oldu.
Beraberinde sanırım 6-8 ay kadar araştırma sürecim oldu pentax-canon-nikon bu üç marka arasında baya araştırma yaptım ve son olarak herzaman gönlümde yatan canonuma kavuştum. İlk başlarda herkes gibi hoby olarak başladı bende de şu anda durum ne diye sorarsanız daha öncede yazmış olduğum bir forumda da belirttiğim gibi internet gün içerisinde internette geçen zamanımın %80 fotograf ile. Her ne kadar işim gereği makinamı alıp fotoğraf çekemiyor olsamda ilk fırsatta bununla meşgul oluyorum genelde makinam her zaman çantamda ve çantam yanımda. Yani aramızda bir bağ olduğunu düşünüyorum :)
Şu anda bir canon 40d kullanıcısıyım ilerleyen zamanlarda 7d gibi bir makinaya geçmeyi düşünüyorum. Dilerim kimsenin içindeki bu fotograf aşkı bitmez.
çünkü fotoğraf bende bir tutku oldu :)
:cek
Çekiyorum çünkü boş zamanlarımda yapacak daha güzel bişi bulamıyorum.Hobi olarak başladığım bu macerada iliklerime kadar işlemiş olan fotoğraf sevdasının tanımını nasıl yapabilirim bilemiyorum. :cek
Fotoğraf demek anı dondurmak demek,ölümsizleştirmek demek. Allah'ın yaratmış olduğu milyonlarca güzelliği tüm ayrıntılarıyla sergilemek demek. Benim gibi anılara önem veren birinin fotoğraf çekmekteki ilk amacı; ailemi, arkadaşlarımı ölümsüzlestirmek. İkinci planda kalıyor manzara,makro,panorama vs vs.. O kadar korkuyorum ki fotograflarımın bir gün elimin altından kayıp gitmesine, 4 farklı şekilde muhafaza ediyorum FARKLI FARKLI yerlerde. olaki deprem yangın hırsızlık falan olursa calınmasın,hepsi gitmesin :) Laptopta,harıcı harddıscte,flashdiscte ve dvd'lerde. Heray düzenli olarak yenileyip kopyalarım :tamam
1 FOTOĞRAF 1000 KELİMEYE BEDELDİR!
fotoğraf çekiyorum çünkü sadece deklanşöre bastığımda kendimi kaybedebiliyorum
İlgi alanlarım hayatım boyunca yanımdaki arkadaslarımdan farklı oldu hep sebebini bilmiyorum, Onlar futbol oynamayı, izlemeyi seçerken ben basketbol'a yönelmiştim. Arkadaşlarım arabalardan hoşlanırken ben motorsiklete ilgi duydum. Onlar pop dinlerken ben Rock dinledim, arkadaşlarım gitar çalıp, vokal yaparken ben onları bir karede ölümsüzleştirmeyi seçtim.
Bunların hiç birini farklı olmak için değil içimden geldiği için yaptım, yaparken mutlu oldum. Mutlu olduğum için yaptım.
burda motor kullanmayı bilen arkadaşların olması güzel belki ilerde motorla gezme imkanı olabilir belgesel niteliğnde kareler çekmek için.naturel lıfe tv de nasuh mahrukiyi seyrettim.yeni delhiye uçakla inip ordan 3 arkadaş motor kiralayıp hindistan macerası yapıyordular.içlerinden biri ünlü bir türk kalp cerrahı idi.çok beğendim belki dedim ilerde bende bi kaç arkadaşla bu olayı gerçekleştirmeyeyim dedim içimden.biz fotoğraf çekerken belkide yaşamı belgelemeyi anı ölümsüzleştirmeyi istiyoruzdur.
bazen karşılaşılan bazı görüntüleri dondurup saklamak güzel bir şey çünkü.
beyin bedava ama mega bir hafızamız yok maalesef:)
Fotograf "an" demek bence ve anı yansıtmanın, ona sahip olmanın tek yolu. Yıllar önce çalıştığım tatil köyünün fotografçısı kullandığı tüm AF'li SLr makinelerle günde 50-55 makara film harcardı ama izin günlerimizde Canon AE-1'i ile keyif için çekime giderdi. Birlikte gittiğimiz çekimlerde ben sıradan Kodak Cameo'mla hiçbirşey yapamazken o Canon'un çektiği manzralara hayran olurdum. Sanırım virüsü o zaman kaptım :)
Sonra enduro motosiklet tutkum sebebiyle dernekteki arakdaşlarla kamplara, gezilere, normalde görmediğimiz yerlere gitmeye başlayınca hastalığım iyice depreşti. Zevk aldığım tutkumu, en az onun kadar zevk aldığım diğer tutkumla karelere hapsetmek ve o anlara sahip olabilmek için çekiyorum sanırım.
Yıllar geçer de Çelebi gibi gezilerimizi kitap haline getirebilirsek de fena olmaz tabi...
Neden yaptığımı bilmeden hiç sıkılmadan yapabildiğim tek şey olduğu için.Bide hiç doymadan ve sıkılmadan çilek yiyebiliyorum.O zaman fotoğraf çilektir.
Resim yapamiyorum, muzikten toplum sagligi icin vazgectim. Sinema ceksen ortam kalabalik. Napalim kizlar hem fotografcilara bayiliyor... ;D
Ciddiyetele yaklasirsak fotograf artik herkezin diline sakiz olmus olsa bile benim icin bellektir. Benim hafizamdir fotograflarim.
ben devlet memuruyum (anlayan anladı), çalıştığım birim değişti, odamda bir üstad var birde onun çırağı, aşağı yukarı 6 ay çırak yüzünden kafam ütülendi, hatta beynimin ırzına geçildi, yok fazla pozlamış, yok ters ışıkmış, asaymış cartmış curtmuş, ne sövmeden anlıyorlar ne dövmeden.
bir gün yine bilgisayarın başına çökmüşler ama normal olmayan bir sessizlik var, doğruya doğru ulan dedim hangi .... (bayana ;D) bakıyorsunuz, bende bakacam.
sonrası buradayım.
o gün o resim ne resmiydi hatırlamıyorum ama bayağı bir resme bakmıştık beraber (bayan resmi yoktu ;D)
haftasonlarımı artık fotograf gezileri yaparak geçiriyorum, günde 2 saat fotograf sitelerini dolaşıyorum falan. 100 kareden 5-6 tanesini beğeniyorum, yuh be diyorum ama o 5-6 kare var ya...