Ben sadece fotoğraf çekmeyi, fotoğrafa bakmayı... Yani aslında hayatı çok seviyorum. Dışarıda akıp giden bir hayat var. Ve siz istediğiniz anını, üstelik de kendi gördüğünüz gibi, kendi anladığınız şekliyle ölümsüzleştirebiliyorsunuz, bu harika birşey. Beni gerçekten çok mutlu ediyor. Aynı şekilde kendim çekmesem de, güzel bir fotoğrafa bakınca da aynı duygular uyanıyor.

Bizler(en azından kendim için konuşayım), iş yaşamı, "güya" sosyal yaşam , şu bu derken gerçek hayatı, asıl olanı ıskalıyoruz aslında. Kaplumbağa gibi kendi güvenli kabuklarımızda yaşıyoruz. Hep aynı yerlere gidiyoruz, gittiğimizde bile aynı masada oturuyoruz. Hep bildiğimiz sığ sularda yüzüyoruz.

Büyüdükçe korkuları, çekinceleri, üşenceleri, "amaaan boşver"leri öğreniyoruz. Fotoğraf makinesi büyüteç gibi sanki, çekilecek ne var diye etrafına bakarken, hayatı görüyorsun. Ve çekersen eğer, gördüğünü de görüyorsun..

( Bu yazılanlar, birine tanıdık gelmiş olabilir (: yeri gelmişken copy paste yapayım dedim )