Alıntı UgurUgurlu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
http://www.tfsf.org.tr/indir/haklarimiz.pdf
Derken şunu buldum.

Kamuya açık alanda kişiler sürekli izlemeye konu olacak biçimde fotoğraflanamaz.
• Kamuya açık alanda kişinin izni alınmadan yapılacak fotoğraf çekimleri ilgilinin şikayet ve tazminat talebine konu olacaktır.
• Fotoğraflanacak kişinin buna izin verdiğini yazılı içimde düzenlenecek model sözleşmesiyle veya çekilen fotoğraftan da anlaşılabilecek olan rızası olduğu anlaşılacak görüntüsüyle belirtmesi gerekir.

• Ticari bir maksat taşımayan sergi ve gösterilerde, insan görüntülerinin kullanımı,görüntülenen kişileri küçük düşürecek nitelikte değilse, o kişinin özel yaşamına ait görüntüler içemiyorsa fotoğraflanan açısından hak doğurmaz.
• Yarışmalarda fotoğrafçının ödül alması, fotoğrafı çekilen tarafından ne tür haklar doğurur? Fotoğraflanan kişinin talep edebileceği haklar fotoğrafın ödül alıp almamasına bağlı olarak değişiklik göstermez. Burada da ölçüt fotoğrafın özel yaşamı yansıtıp yansıtmamasıdır.
• Sokakta yürüyen bir insan, dağdaki bir çoban, parkta oturan yaşlı bir kadın model midir? Bu kişilerin kimliği belirli olmayacak biçimde bir kompozisyon ya da mesafeyle görüntülenmesi halinde model olsalar da herhangi bir hakları doğmayacaktır.
• Kişinin özel ya da sır yaşamında içinde bulunabileceği sıkıntılı, kendisini küçük düşürücü veya utandıracak halleri fotoğraflanamaz. Bunun istisnası bu hallerinin aynı zamanda suç oluşturmasıdır.
Federasyonun yazdıkları oldukça açıklayıcı ama yine de açık kapılar kalıyor. Özel yaşam, küçük düşürücü hal gibi ifadeler hep muallakta. Ya da muallakta demeyelim de kararlar genel geçer ahlaki kriterlere göre veriliyor. Mesala bu yarışmanın şartnamesinde amaç kısmı şöyle; "toplumda dezavantajlı gruplara ilişkin farkındalık düzeyini yükseltmek;bu gruplara mensup bireylerin sosyal ve ekonomik yaşama katılım durumlarına dikkat çekmek;konuyla ilgili yaklaşımları fotoğraf yoluyla ifade eden bir platform oluşturmak ve Türkiye Belediyeler Birliği’nin (TBB) görünürlüğünü artırmaktır." Şimdi örneğin engelli bir vatandaşın rızasının alınarak fotoğraflanması o vatandaşın sıkıntılı, küçük düşürücü veya utandıracak bir halde fotoğraflanmadığı anlamına gelmiyor. Yani hukuk, fotoğraflanan hak iddia ederse devreye girecek ama rızası varsa bunların gerçekleşmediğini varsayıyoruz. Kaldı ki fotoğraflanan kişi kendisinin bu durumlardan birine düştüğünü anlamaması da olası. Kısacası bence bu çözümü olmayan ancak üzerine konuşulacak bir konu. Biz fotoğrafçılar yukarıda yarışmanın amacında yazdığı gibi insani amaçlarla yola çıkıyoruz ama bundan kendimize faydalar da sağlıyoruz. Sadece ödül ya da para değil, şöhret, beğenilme, başarı hissi, tatmim vs... James Nachtwey; "Ben başkalarının acılarından mı geçiniyorum? Onların acıları ve sefaletleri benim için başarıya giden yol mu? İnsanları istismar mı ediyorum? Ben kamerası olan bir kan emici miyim?" diyor ve bu düşüncelerden kendisini kurtaran tek şeyin, o insanların hallerini dünyaya aktarmak ve seslerini duyurarak acılarının giderilmesine katkıda bulunmak olduğunu söylüyordu. Tam kelimeler değil ama yaklaşık böyle şeylerdi. Yani uzattım ama kısacası bu insan gruplarını fotoğraflarken sadece hukuki açıdan değil başka açılardan da bakmak gerekiyor diye düşünüyorum.