thoureau sivil itaatsizlik isimli makalesini kaleme almıştı (sene 1849),
kölelik karşıtı aynı zamanda kelle vergisi ödemeyi reddettiği için hapse atılmıştı.
kendisini ziyarete gelen "valdo"ya, "sen neredesin valdo?" sözü meşhurdur.
evet valdo neredeydi, neden orada değildi?...
"Karayiplerde bir kelebek kanat çırpsa, Çin’de bir kasırgaya neden olur" sözü de meşhurdur.
ben bu konularda çok ılımlı düşünmüyorum şahsen, herşeyden vergi alınan bir ülkede hala iyi şeylerden bahsetmek de yanlış geliyor bana...
evet devlet bu mallara el koymuştur ve el koyduğu mallar aslında başkasının para ödediği mallardır.
1. ya o kişilerden vergi alacaksın, o malları hukuka uygun hale getireceksin,
2. ya da o mallara el koyduktan sonra hiç fiyatına - öldüm fiyatına satmayacaksın kendi cebine indirmeyeceksin.
devlet bu yapılan olayın adına kaçakçılık hırsızlık diyor,
lakin devletin yaptığının adı nedir?... mantıklı bir açıklama var mı acaba?
ikincisi bu sivil itaatsizlik çok kötü bir şey de değildir arkadaşlar,
sivil itaatsizlik isimli makale yayınlandığı tarihte (ki denemee bir makaledir aynı zamanda) o kadar ilgi gördü ki,
hindistan'ın bağmısızlığına bile vesile oldu diyebiliriz.
bugün türkiye en çok vergi ödenen ülkelerin başında geliyor...
ki iş yaptığım bazı ülkelerde değişik projelere başlayacaktım, türkiye gibi adaletsiz vergi sistemi olan bu ülkelerde ne yazık ki vergi kaynaklı bu işleri yapamamıştım.
vergi kaçırmayan firma da yok zannedersem, yoksa ayakta kalması çok mümkün değil...
"bir kalemde, sıfır vergi ödetirim diyen muhasebeciler tanıyorum"...
ki bunu yaparlar da...
bir kere eğer vergi mükellefi isen, daha kazanmadan kazanmış gibi farzederek senden peşin vergi alıyor devlet: )
böyle bir şey var mı yahu
kazandığınızın yüzde ellisine yakını (belki daha fazlası) nı bir kere vergi olarak ödüyorsunuz...
esnaf da haliyle iki ayda bir havadan yere stopaj ödememek için, mülk sahibi ile anlaşarak ödediği kirayı düşük gösteriyor...
bugün yurtdışında 30 bin liraya satılan lüks otomobili siz türkiyede 80 milyara alıyorsunuz.
bugün yurtdışında 3100 dolara satılan kamerayı siz türkiyede 11.000 liraya alıyorsunuz...
devletin bugün el koymuş olduğu kamera ve elektronik ekipmanlar aslında sizin bir iki ay sonra spottan alacağınız kameralardır (böyle bir de ilginç nokta var)
bastırdığım kitabın (beher fiyat maliyeti) 1.2 lira iken, kitabevlerindeki satış fiyatı 10-12 lira...
vergi üstüne vergi üstüne bir dah avergi onun üstüne birkaç kera daha vergi vs vs vs vs vs vs
bu devletin halen borcunun olması bana çok garip geliyor şahsen...
afetersiniz tuvaletimize bile vergi ödüyoruz...
daha nereye vergi ödeyelim?
yakında soluma vergisi çıkacak...