YAZIM KURALLARI
BÜYÜK HARFLERİN KULLANILIŞI
Cümlelerin ilk sözcüğünün başında kullanılır:
Bu kitabı okudun mu?
Dizelerin ilk sözcüğü büyük harfle başlar:
Bitirip şu kuru kara ekmeği
Göç etsem diyorum yâr ellerine (Akif İnan)
Özel adların başında kullanılır:
Osman Ayyıldız, (ad ve soyad)
Türk, Arap, İngiliz (ulus adı)
Pakistan, Fransa (ülke adı)
Japonca, Farsça (dil adı)
Bursa, Gemlik, Uludağ (yer adı)
Hat Caddesi (mahalle, sokak, cadde adı)
Bursa Sağlık Müdürlüğü, Uludağ Üniversitesi (kurum, kuruluş adı)
İslâmiyet, Katolik (din, mezhep adı)
Van Gölü, Kızılırmak (coğrafi adlar)
Özel adla kullanılan lâkap ve unvanlar:
Müdür Yardımcısı Orkun Bey, Doktor Ayşe Hanım…
Tarih belirtirken kullanılan ay, gün adları:
Aday memur eğitimimiz, 7 Kasım 2005 Pazartesi günü başladı.
Bayram, kutlanan gün adlarında:
Kurban Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Hemşireler Günü, Tıp Bayramı…
Terim olan “Güneş, Dünya, Ay” sözcükleri:
Dünya ve Ay, Güneş’in etrafında döner.
Gazete, dergi, kitap adlarının ve yazı başlıklarının her kelimesi büyük harfle başlar:
Resmî Gazete, SB Diyalog, Yedi İklim, Bursa’da Zaman, Huzur…
Yazışmalarda, mektuplarda ilk sözcük:
Sevgili ablacığım,
Aziz dostum,
Değerli arkadaşım,
Yer adlarında kullanılan yön bildiren sözcükler:
Yazın Güney Marmara’da yağış azdı.
Yön bildiren sözcükler, özel isimden sonra kullanılırsa küçük harfle başlatılır:
Marmara’nın güney bölümü yağışlı.
Özel adlardan türetilen bütün isim ve sıfatlar büyük harfle başlar:
Türkçe, Avrupalı, Atatürkçü, Bursalı…
Özel isimlerle kurulan tamlamalarda yalnızca özel isim büyük harfle başlatılır:
Denizli horozu, Bursa şeftalisi, Van kedisi, İngiliz anahtarı…
Tarihi olay ve yapı adlarında:
Kurtuluş Savaşı, Yeşil Türbe…
ÖZEL ADLARA GETİRİLEN EKLER
Türkçe özel adlar büyük harfle başlar ve çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılarak yazılır:
Bursa’yı, Tophane’den seyretmenin zevkine doyulmaz.
Özel adlara getirilen yapım ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz:
Gemlikliler, İzniklilerden, Türkçenin, İngilizceyi…
Eklendiği sözcüğe ulus veya aile anlamı katan “-ler” eki, kesme işaretiyle ayrılmaz:
İngilizler, I. Dünya Savaşı’nda gerçek yüzlerini gösterdiler.
Leylâlar yarın dönecek mi?
Kişi adlarıyla kullanılan unvanlara ve makam adlarına getirilen çekim eki de ayrılmaz:
Ayşe Hanımın, Sağlık Müdürlüğüne…
YABANCI SÖZCÜKLERİN YAZILIŞI
Başında iki ünsüz bulunan veya sonunda iki ünsüz bulunan yabancı sözcüklerin yazımında ünsüzlerin arasına ünlü konmaz:
fren, kristal, program, staj, lüks…
Yabancı kelimelerin ortasındaki çift ünsüzler, arasına ünlü olmadan yazılır:
alafranga, elektrik, telgraf, orkestra, gangster…
Yabancı kelimelerin iç sesindeki “g” ler yerine “ğ” ye çevrilmez:
biyografi, paragraf, program, magma
Yerleşmiş bazı sözcüklerde g’lerin ğ’ye dönüştüğü görülür:
coğrafya, fotoğraf
Yabancı sözcüklerin sonunda bulunan “g” ler de korunur:
arkeolog, biyolog, diyalog, Türkolog…
Yabancı dillerden alınan sözcüklerdeki “io, ia, ua” ünlüleri arasına “v, y” harfi konur:
biyoloji, diyaliz, biyografi, konservatuvar, kruvazör, laboratuvar
AYRI YAZILAN KELİMELER
İkilemeler ayrı yazılır:
el ele, iç içe, art arda,yüz yüze…
Ev, ocak, yurt kelimeleriyle kurulan birleşik isimler ayrı yazılır:
ordu evi, radyo evi, doğum evi, öğrenci yurdu, sağlık ocağı…
İsim soylu bir kelimeyle yardımcı fiillerden yapılmış birleşik fiiller, isim soylu kelimede değişiklik olmamışsa ayrı yazılır:
yardım etmek, arz etmek, fark etmek, yok olmak…
Atasözleri ve deyimler ayrı yazılır:
çantada keklik, eli sıkı, gözü açık, bir taşla iki kuş vurmak…
BİTİŞİK YAZILAN KELİMELER
Benzetme yoluyla nesnelere ad olmuş birleşik kelimeler bitişik yazılır:
danaburnu (bir bitki), hanımeli (bir çiçek), devetabanı (bir bitki)…
Pekiştirmeli sıfatlar bitişik yazılır:
apak, sapsarı, sımsıcak, güpegündüz, sırılsıklam, paramparça…
Ses türemesi veya düşmesi görülen birleşik fiiller bitişik yazılır:
reddetmek, zannetmek, nakletmek, sabretmek…
Fiil+yardımcı fiil biçiminde kurulmuş birleşik fiiller bitişik yazılır:
uyuyakalmak, düşünebilmek, düşeyazmak, alıvermek, bakakalmak, olagelmek…
Bazı belgisiz sıfat ve zamirler bitişik yazılır:
birkaç, birçok, biraz, hiçbir, herhangi, birtakım…
UYARI: “Şey” sözcüğü her zaman ayrı yazılır:
her şey, bir şey…
SAYILARIN YAZILIŞI
İki veya daha çok rakamlı sayılar yazıyla gösterildiklerinde birbirinden ayrı yazılır:
Yemeğe on beş kişi katıldı.
Bilimsel yazılarda, kesinlik aranan konularda sayılar rakamla yazılır:
Eğitim Şubesinin yürüttüğü , Avrupa Birliği Bilgilendirme Toplantılarında sağlık çalışanlarının %99’una ulaşıldı.
Rakamlarla yazılan sayılardan sonra gelen ekler, kesme işaretiyle ayrılır ve son sese uyar:
Bursa’ya 1983’te geldi.
Nöbeti 15.45’te bitecekmiş.
Bilimsel olmayan, kesinlik aranmayan yazılarda sayılar yazıyla gösterilir:
Aynı sağlık ocağında iki yıl çalıştık.
Parayla ilgili işlemlerde -araya ekleme yapılmasını önlemek amacıyla- sayıların bütün basamaklarının bitişik yazılması yaygın bir kuraldır:
beşyüzbin, üçyüzellimilyon
Üleştirme eki rakama getirilmez:
6’şar (yanlış), altışar (doğru)
KISALTMALARIN YAZIMI
Kurum ve kuruluş adları, her sözcüğün ilk harfi alınarak ve büyük yazılarak noktasız kısaltılır:
Türk Dil Kurumu - TDK
Devlet Su İşleri - DSİ
Kısaltmaya getirilen ek, kısaltmanın son sesine uyumludur ve kesme işaretiyle ayrılır:
Sağlık çalışanlarının maaşlarının artırılmasıyla ilgili yasa tasarısı TBMM’ye sunuldu.
Elementlerin ilk harfi büyük, diğer harfleri küçük olarak noktasız yazılır:
Pb, Ag
Makam ve unvan bildiren sözcüklerin kısaltmaları büyük harfle başlar, noktayla biter:
Dr. Osman Ayyıldız
Md.Yard. Ahmet Altıner
Ölçü ve birimler küçük harfle ve noktasız kısaltılır: g, l, km
Küçük harfli kısaltmalara ek getirilirken sözcüğün okunuşuna uyulur:
mm’si (milimetresi), g’ı (gramı)
Noktalı kısaltmalara ek getirilirken kesme işareti kullanılmaz: zf.tan
“De” BAĞLACININ VE “de” EKİNİN YAZIMI
Bağlaç olan “de”, ayrı yazılır; kendisinden önceki sözcüğün son ünlüsüne göre büyük ünlü uyumuna uyar:
Bunu öğretmen de söyledi.
Oku da adam ol.
Bağlaç olan ”de”, hiçbir zaman “ta, te” şeklinde yazılmaz:
Çiçek de çocuk gibidir.
Evde kibrit de çakmak da yoktu.
Ek olan “de”, sözcüğe bitişik yazılır; ünlü uyumuna uyar:
Ekimde hava değişiyor.
Sobada pişirilen güvecin tadına doyulmaz.
Sert ünsüzle biten sözcüklere eklenen “-de” eki “-te,-ta” şeklinde yazılabilir:
Bu saatte kimseyi bulamayız.
Dolapta biraz peynir vardı.
“Ki” BAĞLACININ VE “-ki” EKİNİN YAZIMI
Bağlaç olan “ki”, ayrı yazılır:
Sizler ki yarınlarımızın umudusunuz.
“ki” bağlacı bir kaç sözcükte kalıplaşmış olarak bitişik yazılır:
mademki, sanki, halbuki, belki, çünkü, oysaki…
”Ki” eki sözcüğe bitişik yazılır ve ünlü uyumlarına uymaz:
akşamki, yarınki, duvardaki, arkamdaki, gözümdeki...
İlgi zamiri olan -ki, bitişik yazılır. Tamlayan eki almış bir isme gelerek söylenmemiş tamlananın yerini tutar:
“Mehmet’in karnesinde olduğu gibi Ayşe’ninkinde de iki zayıf var.” cümlesinde, “Ayşe” sözcüğüne getirilen “-ki” “karne” adının yerini tuttuğu için ilgi zamiri olup bitişik yazılmıştır.
SORU EDATI “Mİ” NİN YAZIMI
Her zaman kendinden önceki sözcükten ayrı yazılan “mi”, ünlü uyumuna uyar:
Gazete aldın mı?
İlâçlarını içtin mi?
Söylediklerimi duydun mu?
Olayı anlattığında güldü mü?
Kişi ekleri, mi’den sonra gelirse mi’ye bitişik yazılır:
Toplantıya ben de katılacak mıyım?
Düğüne sen de davetli misin?
* ”Mi” cümleye soru anlamı katmadığında cümlenin sonuna soru işareti konmaz:
Bebek, annesini gördü mü gülüyor.
İnsan direndi mi her güçlüğü yener.
Uzun mu uzun bir öyküydü o.
SATIRA SIĞMAYAN SÖZCÜKLERİN YAZIMI
Satıra sığmayan sözcüğün devamı satır başına geçilerek yazılır ve kısa çizgi kullanılır.
Sözcük bölünürken hece bölünmez:
...................uyukluyo-
rdu (yanlış)
…………uyukluyor-
du (doğru)
Sözcük bölünürken ulamaya uyulur:
.....................ilk-
okul (yanlış)
……………..il-
kokul (doğru)
…………..baş-
öğretmen (yanlış)
………….ba-
şöğretmen (doğru)
Özel isim satıra sığar da çekim eki sığmazsa kısa çizgi kullanılmaz, yalnız kesme işareti kullanılır:
.....................Bursa’
dan
Ne üst ne de alt satırda tek harf bırakılır:
.........................a-
lışamadı (yanlış)
..........................müdafa-
a (yanlış)
SES OLAYLARIYLA İLGİLİ ÖZELLİKLER
Türkçede orta hece ünlüsünün düştüğü sıkça görülür.
“alın, burun, ağız, gönül” gibi kelimeler, “alnım, burnu, ağzı, gönlü” şeklinde söylenir ve yazılır.
Sert ünsüzlerle biten sözcüklere yumuşak ünsüzle başlayan ekler getirildiği zaman, bu eklerin başındaki ünsüzler de sertleşir. Buna ünsüz benzeşmesi denir:
defter-de, yaprak-ta,
ben-den, utanç-tan
Sert ünsüzlerle biten sözcüklerden sonra yumuşak ünsüzle başlayan ek getirilmesi yazım yanlışıdır:
ağaçda –- ağaçta
anlatdığı – anlattığı
dostca – dostça
Sonunda sert ünsüz bulunan bir sözcüğe, ünlü ile başlayan bir ek getirildiği zaman sert ünsüz yumuşar. Buna ünsüz yumuşaması denir.
çiçek-i – çiçeği
renk-i –- rengi
dolap-ım – dolabım
Bu kural, özel isimlerde geçerli değildir. Özel isimlerdeki sert ünsüzler yumuşatılırsa yazım yanlışı olur:
Zonguldak’ı, Gemlik’e, Ahmet’i, İznik’in…
”-yor” eki, eklendiği sözcüğün son hecesindeki geniş- düz olan “a,e” ünlülerini “ı, i, u, ü” dar ünlülerine dönüştürür. Buna ünlü daralması denir:
bekleme-yor – beklemiyor
görme –yor – görmüyor
Düz geniş ünlülerden sonra kaynaştırma ünsüzü “y” gelirse, söylenişte bir daralma olsa bile yazımda bu daralma gösterilmez.
bekliyecek (yanlış)
bekleyecek (doğru)
kanıtlıyamadı (yanlış)
kanıtlayamadı (doğru)
gelmiyecek (yanlış)
gelmeyecek (doğru)
“b” ünsüzü, kendinden önce gelen “n” ünsüzünü “m” ye dönüştürür.
yanlış doğru
penbe pembe
sünbül sümbül
çenber çember
tenbel tembel
Bu kural, özel isimlerde ve birleşik isimlerde geçerli değildir:
İstanbul, Safranbolu, binbaşı, onbaşı…
DÜZELTME İŞARETİ: ( ^ )
Yazılışları birbirine benzeyen, anlamları ayrı olan kelimeleri birbirinden ayırmak için bu işareti kullanırız:
hala (babanın kız kardeşi), hâlâ(henüz)
aşık (kemik), âşık (tutkun, vurgun)
varis (damar genişlemesi) ,vâris (mirasçı)
BAZI SÖZCÜKLERİN DOĞRU YAZILIŞI
YANLIŞ
Entellektüel Heykeltraş Sarmısak Döküman Bujiteri Ünvan Süeter Stajer orjinal insiyatif silahşör
DOĞRU
Entelektüel Heykeltıraş Sarımsak Doküman Bijuteri Unvan Süveter Stajyer orijinal inisiyatif silâhşor
NOKTALAMA İŞARETLERİ
. , : ; - - ?!
? / ( ) ! ‘ “ ……. ! , ; ., “””
Yanlış okumayı önlemek, okumayı ve anlamayı kolaylaştırmak, duraklama yerlerini belirlemek, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek için kullanılan işaretlere noktalama işaretleri denir.
NOKTA ( . )
Bitmiş bir cümlenin sonuna konur: Türkçe, eklemeli bir dildir.
Kısaltmaların sonuna konur: prof. (profesör), bk. (bakınız), cad. (cadde).
Bazı kısaltmalarda nokta kullanılmaz: TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi), TDK (Türk Dil Kurumu), kg (kilogram), cm (santimetre)…
Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı ayırmak için kullanılır: 23.05.2005
Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için kullanılır: Tren 09.15’te kalktı.
Arka arkaya sıralanan virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan sadece sonuncu rakama nokta konur: 1, 2 ve 3. maddeler; XII - XIV. yüzyıllar arasında…
Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur:
I. 1. A. a.
Sayılardan sonra sıra belirtmek amacıyla kullanılır:
7. (yedinci), IV. (dördüncü).
VİRGÜL ( , )
Eş görevli sözcükleri ayırmak için kullanılır: Çalışkan, saygılı, zeki, tutumlu bir öğrencidir.
Sıralı cümleleri ayırmada kullanılır:
Çalıştı, çabaladı, inat etti, amacına ulaştı.
Özne ile yüklem arasına çok sayıda sözcük girmişse özneyi diğer ögelerden ayırmak için kullanılır:
Kardeşim, uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra bu akşam geldi.
Anlam karışıklığı oluşturabilecek durumlarda kullanılır:
Genç, doktora gitti.
Hitaplardan sonra kullanılır:
Sayın Başkan, Kıymetli arkadaşım…
Yazışmalarda yer adlarını tarihlerden ayırmak için konur:
Bursa, 23 Mayıs 2005
Sayıların ondalık bölümlerini ayırmak için kullanılır:
25,3 (yirmi beş tam, onda üç)
Ara söz ve ara cümleleri ayırmada kullanılır:
Oraya, tabii ki istiyorsan, hemen gidebilirsin.
İşaret zamirlerini işaret sıfatlarından ayırt etmek için kullanılır:
O, adama bir şeyler söyledi.
UYARI: İkilemelerin arasına virgül konmaz: yavaş yavaş, mışıl mışıl, koşa koşa…
“Ve, veya, yahut” bağlaçlarından önce ve sonra virgül kullanılmaz.
NOKTALI VİRGÜL ( ; )
Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur:
At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
Cümle içinde tür ve grupları birbirinden ayırmak için kullanılır.
İzmir’de üzüm, incir, zeytin; Rize’de çay, mandalina yetişir.
Kendilerinden evvelki cümleyle ilgi kuran “ ancak, yalnız, fakat, lakin, çünkü, ama” gibi bağlaçlardan önce konur:
Güzel bir tablo; ancak çok pahalı.
“Ama” bağlacının pekiştirme göreviyle kullanıldığı cümlelerde noktalı virgül kullanılmaz.
Sözleri, çok ama çok ağrıma gitti.
Ögeleri arasında virgüller bulunan bir cümlede, özneden sonra konur:
Ali; Ahmet, Hasan ve Mahmut’tan borç almış.
İKİ NOKTA ( : )
Açıklama yapılacak cümlenin sonuna konur:
Ünlü harflerimiz şunlardır: a,e,ı,i,o,ö,u,ü.
Örnek verilecek cümlenin sonuna konur:
Sigaranın birçok zararı vardır:kalp çarpıntısı, baş ağrısı, uyku bozuklukları…
Başkasının sözü aktarılırken tırnak işaretinden önce konur:
Atatürk şöyle diyor: “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz.”
UYARI: İki noktadan sonraki bölüm cümleyse büyük harfle, cümle değilse küçük harfle başlanır.
Dükkânda çeşitli çiçekler vardı: güller, zambaklar, karanfiller...
ÜÇ NOKTA (...)
Tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur:
Bu iş öyle zor ki…
Ah, şu okul bir bitse…
Söylenmeyen veya söylenmek istenmeyen sözcüklerin yerine konur:
“Geçen yıl... kasabasında görev yaparken ilginç olaylara tanık oldum.”
“Kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz.”
Bir cümlede, örnekler sıralandıktan sonra örneklerin onlardan ibaret olmadığını belirtmek amacıyla kullanılır:
Çok yer dolaşmıştı: Almanya, İngiltere, İtalya...
SORU İŞARETİ ( ? )
Soru bildiren cümle veya sözlerin sonuna konur:
Dersine çalıştın mı?
Soru, vurguyla belirtildiği zaman da soru işareti kullanılır :
Memur sordu:
-Adınız ?
Verilen bilginin kesin olmadığını belirtmek için parantez içinde soru işareti kullanılır:
Karacaoğlan, 17.yüzyılda (?) yaşamış bir halk şairidir.
UYARI: “mı / mi” soru eki, -ınca / ince anlamında zarf fiil göreviyle kullanıldığı zaman soru işareti konmaz:
Hava karardı mı eve döneriz.
UYARI: Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti sona konur:
Yanındaki kardeşi mi yoksa arkadaşı mıydı?
ÜNLEM İŞARETİ ( ! )
Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerin sonuna konur:
Hava ne kadar da sıcak !
Eyvah, okula geç kaldım!
Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur:
Ey Türk gençliği !
Dikkat etsene be adam !
Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için parantez içinde ünlem işareti kullanılır:
O büyük yazar (!) son kitabıyla adından söz ettirecekmiş.
Sizin bilgi birikiminizden (!) hiç şüphem yok.
KISA ÇİZGİ ( - )
Satır sonuna sığmayan sözcükler bölünürken satır sonuna konur:
“...... Bursa’ya gide-
ceğim.”
Satır sonuna gelen özel adlardan sonra kesme işareti konulursa kısa çizgi kullanılmaz:
........ Bursa’
dan ...
Ara söz ve ara cümleleri ayırmada kullanılır:
“İstediğinizi -elbette işlemlerin tamamlanması kaydıyla- ilgili makama iletiriz.”
NOT: Ara sözlerde kısa çizgi yerine virgül kullanılabilir.
Sınavı, emin olun, siz de kazanacaksınız.
Kelimeler arasında “-den ... -a, ve, ile, ila, arasında” anlamlarını vermek üzere kullanılır:
Türkçe-İngilizce Sözlük,
Bursa-Yalova yolu,
Türk-Alman ilişkileri,
1914-1918 Birinci Dünya Savaşı…
TIRNAK İŞARETİ ( “....” )
Bir yazıda, yazara ait olmayan sözler, tırnak içine alınır:
Bir halk deyişidir, bilirsiniz: “Dilim seni dilim dilim dileyim / Başıma geleni senden bileyim.”
Özel olarak belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır:
Bir defada verilen ilâç miktarına “doz” denir.
Kitapların ve yazıların adları ve başlıkları tırnak içine alınır:
Dr. Hüsamettin Olgun’un “Bir Lodos Gibi” adlı şiir kitabını gördünüz mü?
PARANTEZ (AYRAÇ) ( ( ) )
Cümlenin yapısıyla doğrudan doğruya ilgili olmayan açıklamalar için kullanılır.
Hidroklorik asit, pepsin, pankreas enzimleri (pankreatin, pankrelipaz) dijestan ilâç grubunda yer alır.
Cümle içinde bir sözcüğün eş anlamlısı parantez içinde gösterilir.
Doktorlar, babama anemi (kansızlık) teşhisi koydular.
Bir bilginin şüpheyle karşılandığı veya kesin olmadığını göstermek için kullanılan soru işareti ve söze alay, küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem işareti parantez içine alınır.
Ne kadar cesur ( ! ) biri olduğunu gösterdin.
Parantez içine alınan bölüm içinde tekrar parantez açılması gerekiyorsa önce köşeli parantez açılır.
Topluma mal olmuş bu kişinin [ Yunus Emre (13.yy - 14.yy ) ] mezarının nerede olduğu bilinmiyor.
KESME İŞARETİ ( ‘ )
Özel isimlere gelen çekim eklerinin ayrılmasında kullanılır:
Türkiye’nin başkenti Ankara’dır.
UYARI: Kurum ve kuruluş adlarından sonra kesme işareti kullanılmaz.
Sağlık Müdürlüğüne, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanlığına…
Akım, çağ ve dönem adlarından sonra kesme işareti kullanılmaz.
Eski Çağın, Cilâlı Taş Devrinin…
Kişi adlarından sonra kullanılan unvanlara gelen ekler de kesme işareti ile ayrılmaz.
Ali Beyin, Ayşe Hanıma, Mustafa Kemâl Paşaya…
Deyimlerde geçen özel isimlere gelen ekler de kesme ile ayrılmaz.
Allahtan hayırlısı, Alinin külahını Veliye…
Özel adlar yerine kullanılan “o“ zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işareti ile ayrılmaz.
Bugün onu daha çok arıyoruz.
Özel isimlerden sonra gelen “de“ bağlacı kesme ile ayrılmaz. Ahmet de geldi.
Yabancı özel adlardan sonra getirilen çokluk ve yapım ekleri kesme işareti ile ayrılır.
Bordeaux’ lu, Freud’cu düşünce…
Yabancı özel adlar dışındaki özel adlara getirilen yapım ekleri ve çokluk eki kesme ile ayrılmaz.
Bursalı, Türkçenin, Ahmetler, Aydınlılardan…
Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmada kullanılır.
PTT’de, TBMM’nin…
Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu, büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır:
kg’dan, cm’yi, THY’de, TRT’den.
Sonunda nokta bulunan kısaltmalar kesme ile ayrılmaz. Bu tür kısaltmalarda ek, noktadan sonra, kelimenin okunuşuna uygun olarak yazılır.
vb.leri, mad.si, Alm.dan…
Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur.
2004’te, 8’inci madde, 7,65’lik…
Sıra sayıları ekle gösterildiği zaman rakamdan sonra sadece kesme işareti ve ek yazılır; ayrıca nokta konmaz.
8.’inci (yanlış) - 8’inci (doğru)
70’nci (yanlış) - 70’inci (doğru)
Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla gösterilir:
6’şar (yanlış) - altışar (doğru)
Kelimedeki ses düşmesini göstermek için kullanılır.
Karac’oğlan, var m’ola?
ANLATIM BOZUKLUKLARI
Duygu , düşünce ve eylemlerin güzel ve etkili anlatılması, insan ilişkilerinde ve kültürel gelişmede olumlu sonuçlara yol açar.
Ayrıntı diye göz ardı edilen bir anlatım kuralı, anlaşmada sorunlara sebep olabilir.
Bu sebeple kişilerin, hangi meslek alanına yönelirlerse yönelsinler, içinde yaşadıkları toplumun üyeleri olmaları bilinciyle dile önem vermeleri gerekir.
Gereksiz Sözcük Kullanımı
Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında daralma, anlatımında bozukluk meydana getirmeyen sözcük gereksizdir.
Enkaz yığınları altından cansız cesetler çıkarılıyor.
Bu sağlık ocağında onunla birlikte iki yıl çalıştık.
Hastanın bir ay dinlenip istirahat etmesi gerekiyor.
Özne Yanlışları
Bir cümlede özne bulunmaması veya özne olmaması gereken kelime veya kelime gruplarının özne gibi kullanılmasıdır.
Hastanın durumu gittikçe kötüleşiyor, (hasta) yerinden kalkamıyordu.
Ben ve o, dün sağlık ocağında yoktu. (yoktuk)
Son günlerde gözlerim iyi görmüyorlar. (görmüyor)
Tümleç Yanlışları
Bir cümlede tümleç (dolaylı tümleç, zarf tümleci, nesne) kullanılması gereken yerde kullanılmaması, tümleç gerekmeyen yerde de tümleç kullanılması durumudur.
Büyüklerimize saygılı davranmalı, güler yüz göstermeli ve (onları) üzmemeliyiz.
Hastaya ilâcını veriyor, (onu) uyutmaya çalışıyordu.
Evine arkadaşlarını davet etti ve (onlarla) çok ilgilendi.
Yüklem Yanlışları
Yüklemin “çatı, kişi, zaman ve yardımcı eylemler” gibi noktalarda cümleye uygunluk göstermemesi durumudur.
Sigarayı az (içerim), içkiyi hiç içmem.
Kardeşim hem derslerine yeterince çalışmak (istiyor), hem de arkadaşlarıyla basketbol oynamaktan vazgeçmek istemiyor.
Ne sen beni unut ne de ben seni. (unutayım)
Çelişen Sözler
Bir cümlede anlamca çelişki oluşturan kelimelerin bir arada kullanılması durumudur.
Bursa’ya geleli aşağı yukarı tam iki yıl oldu.
Eminim bizi de listeden silmiş olsa gerek.
Gereksiz Yardımcı Fiiller
Türkçede, doğrudan fiil olarak çekimlenebilecek bir kelimenin yardımcı fiil alarak çekimlenmesi yanlıştır.
umut etmek (ummak, umutlanmak),
kuşku etmek (kuşkulanmak),
yenilgi almak (yenilmek),
istek almak (istenmek),
başvuruda bulunmak (başvurmak),
Kelimelerin Yanlış Anlamda Kullanılması
Sözcüklerin anlatmak istediğimiz hususu karşılamaktan uzak olması; anlamları farklı, aralarında sadece söyleniş benzerliği olan iki kelimeden birini diğerinin yerine kullanma durumudur.
Ağır hastalıklarda uzun müddet yatmak, hastaya fayda yerine zarar sağlamaktadır.
Haşerelerin zararlarını engellemek için ilâçlama yapıldı.
20 Mayıs 2005 yılında ona bir mektup yazdım.
Yanlış Yerde Bulunan Sözcükler
Bir sözcüğün cümlenin akışına ve anlamına uygun bir yerde kullanılmaması durumudur.
Dünden beri çok başım ağrıyor.
Bir şoförün alkollü arabaya binmesi doğru değildir.
Babasının mesleği gereği bir doktor çocuğu olan Ali, yurdun birçok yerini görmüştü.
Deyim Yanlışlıkları
Deyimler, kalıplaşmış kelime gruplarıdır. Bu yüzden deyimlerdeki kelimeler kesinlikle değiştirilemez.
Yanlış Doğru
paçaları tutuşmak - etekleri tutuşmak
midesi zil çalmak - karnı zil çalmak
lâfını balla kesmek - sözünü balla kesmek
kibrit suyu ekmek - kibrit suyu dökmek
Mantık Yanlışlıkları
Bir cümlenin anlatılmak istenen düşünceyi vermekten uzak olması, asıl söylenmesi gerekenden farklı şeyler anlatılması durumudur.
Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir.
O zavallı insanların, ekmeği bir yana bırakın, yiyecek sıcak yemekleri bile yok.
Doktor ve hasta yakınları arasında çıkan kavga tartışmaya dönüştü.
Noktalama Yanlışlıkları
Yanlış yerde kullanıldığında veya hiç kullanılmadığında anlatım bozukluğuna yol açabilecek noktalama işaretleri, virgül ve noktalı virgüldür.
Öznenin kendisinden sonraki sözcüklerle tamlama oluşturabileceği veya öznenin karıştırılabileceği durumlarda bu işaretler mutlaka kullanılmalıdır.
Rahmetli karısını çok severdi.
Ali, Ahmet, Hasan ve Mehmet’i de çağıracaktı.
Sütçü doktorun sözlerinden bir şey anlamadı.
O köyde yaşamak istemiyordu.