Fotoğraf paylaşmıyorum çünkü makine almıyorum direnişe giderken. Malum ne olacağı belli olmuyor, zaten oraya gidiş amacım da foto çekmekten daha değerli olduğunu düşündüğüm, direnmek, bir kişi daha fazla olmak.
Çektiğim fotoları da zaten cep telefonumla çekip o anda durumu kısaca açıklayarak paylaşıyorum orada olamayanlara bilgi aktarmak için o kadar. Amacım canlı olarak oradan az da olsa bilgi paylaşabilmek. İsteyen takip edebilir herhangi bir yerden. şimdi yine izninizle bugün gördüklerimi paylaşayım.
Bugün uluslararası medya(hatta belki yerel medya da görmeye karar vermiştir bilmiyorum) Kızılay'da olduğu için polis kimseye zarar vermeye çalışmadı. Biz halk da zaten zarar amacı gütmediğimizden sorunsuz şekilde kuğuludan Kızılay'a kadar yürüdük, bazı ana yollara alınmadıysak da Kızılay'a ulaştık, tam meydanda değildik ama Ziya Gökalp boyunca dolduk, sloganlar attık.
Polis de halinden memnun görünüyordu, belki onlara gelen saldırmama emri, onların da istediği bir şeydir.
Çünkü önceki günlerde (özellikle Pazar akşamı) gerçekleştirdikleri organize olunmuş cinayet teşebbüsünü isteyerek yaptıklarını düşünmek iğrenç, rezalet ve insanlık dışı.
Umarım ilerleyen günlerde de medya orada olur ve bu karşılıklı anlayış sürer de kimsenin canı yanmadan, canından olmadan direnişimizi sürdürebiliriz.
Ayrıca aklımda kalan bir kaç nokta:
İnsanlar hangi mekanın kendilerine destek olduğunu hangisinin olmadığını çok iyi hatırlıyor, ne niyetle olursa olsun kapılarını açanlara saygı sevgi, kapatanlara da çok yoğun bir tepki vardı yürüyüşümüz boyunca.
Yerel protestolar da fazla ön plana çıkmasa da bugün dönüşte Dikmen'de gördüklerim de bir hayli etkileyici idi. O Saatte inanın yaşlı-genç yüzlerce hatta çok muhtemelen binlerce kişi sokaktaydı.
Ve direnişten biber gazı değilde, yağmur kokusu ile eve dönmek değişik oldu.
Ek: bugün biz gittikten sonra orada olan arkadaşımdan aldığım bilgilerden de bahsetmek istiyorum. bir grup provakatör olay çıkarmak istemiş polise taş atmışlar. Ama o noktada halk, polis ile provakatörlerin arasına girmiş. Ve polis de halk da bunun farkında. Yani özetle bana göre bu olay artık polis-halk kavgası değil hükümet ve özgürlük, insan muamelesi görmek isteyenler arasındaki kavgasıdır.
Bu yazdıklarım da siyasi yorum olarak görülüp silinirse eyvallah çünkü biliyorum siyaset yapmak yasak. Ama madem burada yıllardır üyeyiz hem bilgi paylaşıyor hem bilgi ediniyoruz, dürüst olmak istedim, sadece bir kural yüzünden susacak, düşüncemi paylaşmayacak değilim, gerekirse cezam neyse çekerim
Konu kutaykosem tarafından (05.June.2013 Saat 00:32 ) değiştirilmiştir.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Dün ilk kez kendi başıma evde film banyosu yaptım ve taradım.
nikon fm2
50mm 1.4
ilford hp5 400asa
eline sağlık
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Ethem Sarısülük'ü anmak için gittik bugün Kızılay'a
Güvenpark Milli Müdafa metro çıkışını merkez alarak toplandık, gayet düzgün bir etkinlikti.
İlerleyen dakikalarda etrafta bolca bulunun polislerden bir uyarı geldi. "Sınavı olan gençlerimiz için trafiği zor durumda bırakmayalım" diye. "eyvallah" dedik daha sıkışık bir düzende Kızılay avm'nin olduğu köşede yoğunlaştık.
Ama polisin amacı trafiği açmak değilmiş. Amaçları saldırmak için daha uygun bir bölgeye geçebilmekmiş, biz yer değiştirip biraz dağınıklık olduğu anda suyu ve gazı yağdırmaya başladılar.Oraya çocuklarıyla gelmiş olanlar, yaşlılar, o an ne kadar zor anlar yaşamıştır tahmin edemiyorum, çünkü yine hedef gözetmeksizin bir saldırı mevcuttu.
Polisin bu atakları gün boyu devam etti, zaman zaman yoğun gaz bombası saldırıları, zaman zaman tomalarla su ve o kırmızı, insanları yakan sıvı, kimi zamanda ellerinde copları ile taaruza geçen çevik kuvvetler ile.
Bir kaç kez çeviklerin farklı yönleri kapatması ile sıkışsak da, dibimize düşen yada koşarken hemen yanımızdaki otobüs duraklarının camlarını patlatan gaz kapsülleri olsa da, tomalar üstümüze su ve gaz sıksa da her seferinde kaçabildik.
Çünkü sokaklar zaten bizim. Biliyoruz.
Hepsinden önemli olan şey Orada hayatını yitirmiş bir insanı anmak istiyorduk ve böyle çirkin şeyler yaşattı polis, bu Ethem'e ve ailesine büyük saygısızlıktır. Katil oldukları yetmedi, daha da zorluk çıkarıyor saygısızlık yapıyor "vicdan" kelimesinin anlamını bile bilmeyenler.
Eklemek istediğim diğer iki ayrıntı da tomaları "trolleyen" kahramanlar Bir arkadaş koşarak gelip tomanın üstüne yapıştırılmış bayrağı kapıp kaçtı ve bayrak olamsı gerektiği gibi rüzgarda dalgalandı. Bir başka arkadaş da Toma'nın önündeki buldozer gibi parçanın tepesine çıkmış, Toma oraya bir şey yapamadığı için ileri geri yaparak arkadaşı atmaya çalıştıysa da başaramamış. Sonra onuda önüne katarak Maltepeye doğru gitmiş, umarım o arkadaş atlayıp kaçabilmiştir.
Birde Sıhhıye tarafında canı pahasına Tomanın önüne tek başına dikilen abimiz vardı. Toma kendisine defalarca su sıktı, yere düşürdü, uyarı yaptı, tekrar su sıktı. Oradan en sonunda çektiler o vatandaşı ve o anda bile söylediği şey "benim canım önemli değil, ne kadar geciktirirsek bu itleri kardır" Helal olsun o adama.
Ha bir de bugün aramıza yeni katılan boyunlarında tüfekler asılı özel harekat birliği, özel harekat helikopteri ve Tarihin tozlu sayfalarından gelmiş panzere hoşgeldiniz demek istiyorum.
Direnişe devam.
Not: Bugün çektiğim fotoğrafların banyosunu yapacağım birazdan, kuruması taraması falan ancak yarın ekleyebileceğim.
************************************************
Konu HaDeS tarafından (16.June.2013 Saat 22:39 ) değiştirilmiştir.
Madem Ki Unuttunuz Kür Şad Adlı Çeriyi.. Hatırlatırız O Yağmur Kokan Geceyi..
Fotoğraflara gelirsek
fm2
50 1.4
ilford hp5
Banyo: ben (tarama dışarıda)
Bu akşam yerel chapulling'deydim
Dikmen'de yürüyen binlere katıldım.