Konu: Çözemediğim olaylar silsilesi Vol.1 (piyasa)

Tahminim şu yönde;

Alacak herkes senin gibi önceden araştırıp da almak yerine, alayım nasılsa öğrenirim mantığı ile iş yapıyor, Bu yüzden de böyle bodyler hakettiği değeri bulamıyor, Bundan başka, 20Dnin eski bir gövde olması alacak insanlarda "Acaba 8K doğru mu? Kaç senelik alet imkanı yok!" şeklinde olduğu için korku da var, giriş seviyeleri için durum bu, Gelelim orta seviye kullanıcılara;

Bunlar da diyor ki 500D ve öncesi için şöyle bir düşünce mevcut olabilir; "Benim makinemde video yoktu şurda lazım oldu videolu alayım, ekranı iyi olsun, yeni bi gövde olsun ki beni daha uzun süre götürsün"

500Dve sonrası içinse; "Alacağım makinede elimdeki makinenin özellikleri + yeni özellikler olmalı ki yeni gövdeye geçeyim"

Üst segment için bunların hiç birinin önemi yok bence, "bu makine benim ne kadar işimi görür?" gören alıyor görmeyen başkasına yöneliyor

Diye düşünüyorum kendi çapımda

Ağırlığı, hızı, sağlamlığı, ikinci ekranı, ikinci tekerleği, sesi yeter diyorum ve keşke şu olaya Canon'un zorla yaratmaya çalıştığı xxxxD(1000D) serisinden değil de direk xxD(20D-30D) serisinden başlasaymışım diyorum.

piksel yoğunluğu,hızları...vs olabilirmi insanların beklentisi.şahsen ben 60d isterim bu saatten sonra paramda olursa

Bu sadece Canon ya da x bir fotoğraf makinası için geçerli bir döngü değil ki, araba için de benzer durum söz konusu, uçak içinde Model yükseldikçe, altta kalanın canı çıkar. Çoğu kişi özelliklere bakmaz, çünkü maalesef yeni çıkan her zaman daha üstündür mantalitesi var.

Ahh İlbey'ciğim ahh....
Sana bir olay anlatayım:

Malum M.Kemal'in akşam masası meşhur...
O devrin devlet ve ekonomisinin tüm ileri gelenleri o masada toplanır Paşa ile istişarede bulunurlarmış..
O masanın çok enteresan özellikleri var ancak başka bir sohbette yazarım...
Bir akşam masanın önemli isimlerinden biri Paşa'ya bir sual yöneltmiş:
"Paşam, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için birçok inkılap ve düzenlemeler getirdiniz.. Ve devamını da getireceğinizi ifade ediyorsunuz... Peki, bu seviyeye ulaştık mı..? Yada ne zaman ulaşacağız..."
Bu soru üzerine Paşa işaret ve orta parmağını havada bir sallamış...
Yaveri hemen uşağa işaret etmiş:
"Paşa'nın sigarasını getir..." diye...
Paşa bakışları ile ret etmiş...
Daha sonra daha net bir ifade ile 2 rakamını işaret etmiş... Herkes "Hımmm..." diyerek anladığını belirtince, Paşa:
"Ne anladınız bakalım..." demiş..
Kimi 2 sene, kimisi 20 sene, kimisi ise 2 asır gibi ifadeler kullanmış...
Paşa "2 asır...." demiş...
Bakmış ki masadakilerde fikirler hala bulanık:
"Peki 2 asırdan ne aldınız...?" diye sormuş...
Hepsi ağız birliği ile, birazda mutsuz bir şekilde, 2 asır sonra muasır medeniyetleri yakalayacaklarını ifade edince, Paşa:
"Hayır efendiler... 2 asır sonra onların bugün ki seviyelerini yakalayacağız.. Ancak onlar yine ilerlemiş olacaklar...." demiş..
Bir ülkenin ekonomisi, sanayisi yada ordusu birkaç yılda devrimler ile çağları atlayabilir... Ancak maalesef sosyal meselelerde bu o kadar kolay olmamaktadır...
Freud'un dediği gibi:
"Bir insanı eğitmeye, anneannesinden başlamak gerekir...... Sosyal pislikler ancak iki kuşakta temizlenmeye başlar..."

Bu kısa fakat sıkıcı hikayeden sonra senin soruna gelelim... Hep tartıştık, hep tartışıyoruz ve hep tartışacağız... Fotoğraf çekmeyi bilmeyen, ekipman zenginleri olduğumuz sürece, sen ben ve bizim gibiler bu soruyu hep soracaklar...
Ne günahı vardı 20D nin diye....
Ve hep aynı cevabı alacağız, sanki oto pazarındaymış gibi:
Kaç yılının modeli bu..?
Kilometresi kaçta...?
Bunun bir yenisi çıkacakmış, şimdi bunu almak mantıklı mı...?

Bana diyorlar ki..
"Yauww 5D MK II alınır mı..?"
Ben de diyorum ki:
"Neden alınmasın....!!"
Diyorlar ki:
"Yauww 5D MK III çıkacakmışşş...."
Ben de diyorum ki:
"5D MK III çıkınca, alacak mısın ki seni kaşındırıyor... Yada alsan da çektiklerin daha mı iyi olacak zannediyorsun...?"
Ama işte daha önce bir tartışmada ifade etmiştim:
Bizden fotoğraf sanatı milli bir sanat yada kültür seviyesinde değil.. Ülkemizde fotoğraf, vesikalıktan öteye dijital makinelerin çıkışı ve cep telefonları ile hayatımıza girdi..Batıda ve uzak doğuda bu süre misli misli daha eski... Biz daha bunu özümseyeceğiz.. Birçok kişi makinesini satacak yada atacak... Taa ki, bazıları uyanışa geçip bunun ciddi bir konu olduğunu fark edip bu olaya daha ciddi, eğitimi ile yaklaşmaya başlayıncaya kadar...
Pek tabii ki bu da zaman alacak...
Ama olacak merak etme...
2 asır olmayacak tabii...
Ancak maalesef 3-5 senede de olmayacak...

Bu kadar karamsar olmayın Vefa Bey, benim gerçekten içim karardı çünkü.

Abiler kardeşler ; sorun ''yenisi'' değil yani neden 20D değil de 550D 600D demiyorum kendisinden 9 ay sonra çıkmış 350D ile kıyaslıyorum

Dediğiniz gibi araştırmadan karıştırmadan hazırlıksız bir şekilde başlanılıyor bu işe.. 350D'ler auuvv oluyor, 20D'ler pöööhhh..

Vefa abi güzel örneğiniz için teşekkürler, bu sürenin kısalması için ne yapılması gerekir bilmem, ama ister istemez piyasa faktörü insanı yenisine zorluyor.

Ama buna karşı çıkıp doğru yolu bulmak da insana bağlı yine..

Ben yenilemeyi araştırmıyorum, bakınız 20D'mi ben de yeniledim, sınırlarını zorladım, eşek arabası gibi kullandım ve 40D aldım. Ben başlangıçtan söz ediyorum. İnsan nasıl da bir makineye çöp külüstür diyebiliyor, esnafı anlarım ama yaşıtım biri karşıma geçip bunu diyorsa içim cız ediyor.

Külüstür makinenin modelini yaz bakalım flickr'a adam neler çekmiş onunla..

Hayır konu bütçe de değil.. 20D hepsinden daha da ucuz haliyle sanırım şu da var, yav bu 500 kağıt diğeri 750, vardır bi alengir, diyip de alınabilir. Malum bayılırız pahalıya biz

Fotoğraf makinalarından anlamayan insanların model ve pahalılık konusundaki yaklaşımlarını eleştirmek yanlış olur ancak anlamadıkları halde sizin de lanse ettiğiniz gibi ''çöp külüstür'' ''bu para etmez'' vb. yaklaşım içerisine girenleri çok gördüm, 2 asır beklemektense, he deyip geçmeyi tercih ediyorum. :P

20D'ye çöp diyenin alnını karışlarım :P

Zamanında senelerce hayalini kurdum onun ben be!

Öyle diyenlere fotoğraflarını gösterirsin, "bak ben daha kötü makineyle senden daha iyi iş çıkarmışım, hakkını ver makinenin hakkını" diyerekten CMYLMZ'dan alıntı yaparak dalga geçersin, oh mis

Ben sırf elimdeki nikon diye laf diyenlere öyle yapıyorum, bir de 50mm lens ile küçük diye dalga geçmezler mi...

Yerinde olsaydım eğer acil nakite ihtiyacım yoksa fotoğrafçılıktan anlayan birisinin talip olmasını beklerdim satmak için

aslında sorun, üst model çok makinanın çıkmış olması...
başka bir sorun yok.

üst segment ekipmanlar haliyle, daha çok işlevsel boyutta olduğu için ve özellikle "yeni model" olduğu için haliyle tercih sebebi... maddi ihtiyaç yoksa, bu tip makinaların çok ucuza satılmasından ziyade vitrine koyulması taraftarıyım. hiç olmazsa içim yanmaz

teknik olarak compact, dslr, üst seviye kameralar; hepsi aşağı yukarı gün ışığında yaklaşık aynı kareyi çeker... bunu zaten aşağı yukarı hepimiz biliyoruz ne kadar çok model, o kadar çok karmaşa....

Sevgili İlbey,
Bir keresinde bir araştırma okumuştum.. Sakın dalga geçtiğimi sanmayın ciddi bir araştırma... Bu araştırmaya göre; "Cinsel organları küçük olan erkekler, daha büyük arabaları, daha gösterişli ürün ve yaşam tarzını tercih ediyorlarmış...."
Bundan yola çıkarak;
Fotoğraf konusunda küçük olan bizler, kimi zaman saygı görmek, kimi zaman dikkat çekmek, kimi zaman ise eksikliklerimizi daha başarılı ekipmanlar ile kapatabileceğimize inanıp ekipmanları yenileme yada en iyisine sahip olma yarışına giriyoruz...
Hal böyle olunca kimse ekipmanın ve kullanıcısının kapasitesine bakmıyor...
Hatta olay şöyle gerçekleşiyor...
Adamda para var.. Yoksa bile kart var taksit var.. En azından gaz var...
Diyor ki: "Ulan şu fotoğraf işine biz de girelim..."
Bakınıyor piyasaya, okuyor forumları...
Soruyor etrafına "kardeş bunun son modeli bu mu...??" diye...
Alıyor gazı, alıyor gazı.... Sonra gidiyor kendisinin durumuna göre üst seviye bir cihaz ile başlıyor işe...
Gidiyor arabaları çekiyor, cami çekiyor, çocuk çekiyor, çiçek çekiyor...
Ama kimse ona "Vaauuwwww... Bunu sen mi çektin...??" demiyor...
Hırslanıyor hırslanıyor... Diyor ki buna NOSS takmak lazım..
Takıyor ama maalesef....
Şoför işe vakıf olmadıktan sonra yanından 1300 VW Kaplumbağalar tur bindirmeye başlıyor...
O zaman arkadaş diyor ki bu iş bana göre değil satıyor ekipmanı, model arabaya geçiyor..
İşte o zaman onların ekipmanları ucuzdan bizlere geçiyor...
This is MATRIX....

20D alacaktım zamanında spot metering yok diye almayıp bekleyip 30D almıştım, 30D hala duruyor ve çok ta memnunum, 20D alsaydım problem yaşayacaktım 20D ile çünkü spot metering çok kullanırım. Özellikle de o makinada lazım bir özellik.

Ancak spot metering nedir bilmeyen adam da 20D'ye b.. atmasın çünkü başka eksiği yok 30D'den kağıt üstünde.

350D ise bildiğin oyuncak makinadır, al benden de bir bomba

İlbey sen takılma bunlara. Zamanında 1000F vardı bende 500 almak için çok takla atmıştım aylarca para biriktirmiştim, çektiğim fotoğraflarda hiçbir fark olmadığını görünce de üzülmüştüm, böyle şeyler tecrübe ile oluyor. Zamana ve oluruna bırak. Bırak herkes kendi aklını satın alsın.

En güzelini Vefa anlatmış. Eline sağlık

Bir bayan arkadaşım fotoğrafla ilgilendiğimi bildiğinden dolayı benden ısrarla makine tavsiyesi istedi. bende 40D al onla başlangıç yaparsın dedim ve temiz 40D aldık.
belli bir zaman sonra beni arıyarak ağırlığından yakındı ve video çekmek ihtiyacıda hissettiğini söyledi.ve gittik 550D aldık.
bu birazda fotoğrafı ne kadar sevdiğinizlede alakalı galiba. sırtınıza 20 kiloluk çantayı lensleri tripodu alıp dağ bayır sokak sokak fotoğraf çekmek her yiğidin harcı değil galiba. biraz daha sevmek ve ince düşünmek lazım bence...

boyabadanaci Nickli Üyeden Alıntı

Şoför işe vakıf olmadıktan sonra yanından 1300 VW Kaplumbağalar tur bindirmeye başlıyor...

Bu güzeldi
anladın sen onu

Bu konuda yeni başlayan biri olarak makine seçimimi paylaşmak istedim. İlk olarak arkadaşımın filmli Canon 300X'ini kullandım bi süre sonra dedim ki yeter bir dijital makine alayım artık ama çok da para vermeyeyim yeni öğrenecez.
Canon ve Nikon'un modellerine çok tanımıyordum, Pentax kullanan arkadaşımdan da duyduğum K10D'yi araştırmaya başladım, neredeyse efsane bir makine gibi yorumlar gördüm, fiyatı da çok yüksek değil dedim alayım bundan. Ara ara temizi yok denecek kadar az, istediğim gibi bulup alamadımi ya bulamadım, ya alamadım. Sonra dedim sıfır bir makine bakınayım derken Canon'un modellerini araştır, öğren derken gittim 550D aldım, hani Vefa Bey'in dediği gibi "Para var para yoksa taksit var" mantığıyla taksitle aldım işte Ama pek tabi taksit imkanım olsaydı xxD serisinden almak isterdim, sonuçta bu 550D bende baki mi, değil illa ki değişecek ama ben bu işi öğrendikten sonra, bu makine bana yetmiyor dedikten sonra...
Neyse işte insanlar gerçekten garip, 550D neymiş diyor şimdi bana çoğu kimse, niye diyorum eline oturmuyormuş, tek sebep buymuş. Yani milletin derdi sadece fotoğraf değil, armut piş ağzıma düş istiyorlar bu işte...

Şimdi paraya sıkışsam 40d mı satar 500 liraya 20d alırım. Alırım abicim neden almayayım ki mis gibi makine.

Vefa abi sabah sabah çok güldüm ornegine

Sanıyorum bu durum değişmeyecek, birkaç sene sonra 40d me 500 liraya alıcı bulamayacağım ve sinirlerim zorlanacak, ama yorumlarınızı okuduktan sonra çok takılmam bunlara artık

Kaderimde bu var madem, 40d nin degeri yüksekken satayım 20d me geri doneyim

Bu arada Güçlü abi dediğin benim de basıma geldi sanırım 20d ile 40d arasında hiçbir fotograf farkı yok benim adıma

Araştırmayan herkes için ne yazık ki durum bu şekilde.
Şimdi ben "Makine bakıyorum kendime." dediğimde ;
"Aaaa, bizim fotoğrafçı bir abi var. O 5D Mark II kullanıyor. Süper kamera, sen de ondan al." gibi yorumlar çıkıyor.

E iyi güzel de ben ticari iş yapmıyorum. Hoby olacak bu. O kadar parayı ne diye vereyim? Aynı performansı alabileceğim tonla cihaz var.

Kaldı ki en basitinden flickr üzerindeki üyelere bakmak gerek. 40D kullanıp profesyonel işler yapan para kazanan nice insan var. Kaç yıl reklam sektöründe çalıştım. Bu güne kadar hiç bir müşterinin "Bu fotoğraflar neden XX makinesi ile değil de YY makinesi ile çekildi?" diye laf ettiğini duymadım.

Herkes ortaya çıkan ürüne bakıyor. Arka plana ne yazık ki bizler çok fazla kafayı takıyoruz.