Konu: hikaye tamam ama işin felsefe boyutu nedir..?

Bence aramak değilde insanın bunları görmesi gerekir bir yetenektir öğrenilecek bişey gibi gelmiyor bana. Yani pratik düşünce vardır ya hani bi anda karar verir ve doğru olanı yaparsın. Buda onun gibi o dediğin sahneyi bi anda görürsün ve o anda deklanşöre basar o anı donrursun. Malzemeyi aramaz öylesine gezerken bulursun. Benim düşüncem bu yönde.

Kimi insan iyi gözlemcidir etrafındaki o an dan bir hikaye çıkarmayı bilir, kimi insan tekniğe önem verir stüdyo çalışmaları yapar daha artistik şeyler, kimisi doğa fotoğrafcısıdır manzara çeker, kimisi national geo fotoğrafcısı gibi maceracıdır hayvan ve sualtı çekimleri yapar. Hepsini bi arada yapanı görmedim yani şu ana kadar herkesin sevdiği ve yetenekli olduğu ayrı bir dal var.

Yazılımcı Online Nickli Üyeden Alıntı

Bence aramak değilde insanın bunları görmesi gerekir bir yetenektir öğrenilecek bişey gibi gelmiyor bana. Yani pratik düşünce vardır ya hani bi anda karar verir ve doğru olanı yaparsın. Buda onun gibi o dediğin sahneyi bi anda görürsün ve o anda deklanşöre basar o anı donrursun. Malzemeyi aramaz öylesine gezerken bulursun. Benim düşüncem bu yönde.

Kimi insan iyi gözlemcidir etrafındaki o an dan bir hikaye çıkarmayı bilir, kimi insan tekniğe önem verir stüdyo çalışmaları yapar daha artistik şeyler, kimisi doğa fotoğrafcısıdır manzara çeker, kimisi national geo fotoğrafcısı gibi maceracıdır hayvan ve sualtı çekimleri yapar. Hepsini bi arada yapanı görmedim yani şu ana kadar herkesin sevdiği ve yetenekli olduğu ayrı bir dal var.

Sana katılıyorum, kısaca görmek ve hissetmek.....bunları yaptın mı zaten en iyiler arasında gösteriliyorsun...:melek

bebberpixel Nickli Üyeden Alıntı

Her karede yeni bir macera başlar, kısa sürsede yeni karelere yeni ve daha güzel maceralara zemin hazırlar. Anılarla bütünleşir.

Bu yüzden ;

Kurgu Hayallerde kurulmalı ve uygun koşullar yaratılmaya zorlanmalı....
işte mükemmel sonucun temel iksiri !

Güzel bir yaklaşım hemen aklıma şöyle bir söz geldi..."hayal gücü bilgiden daha önemli"....teknik bir yere kadar sonra dediğiniz gibi hayal gücü, kurgulama başlar....:melek

82armis Nickli Üyeden Alıntı

Güzel bir yaklaşım hemen aklıma şöyle bir söz geldi..."hayal gücü bilgiden daha önemli"....teknik bir yere kadar sonra dediğiniz gibi hayal gücü, kurgulama başlar....:melek

"Hayalgücünüzün netliği bozuksa gözlerinize güvenemezsiniz..." geldi benim de aklıma

sacalli Nickli Üyeden Alıntı

"Hayalgücünüzün netliği bozuksa gözlerinize güvenemezsiniz..." geldi benim de aklıma

Ara Gülerin bir sözü vardır,,,"fotoğrafı göz çeker" diye...
ama hayalgücünü oluşturan unsurlardan bir taneside bilgidir...
size katılıyorum hayalgücünün netliği bozuk fotoğraf, diğerlerinden her hangi bir farkı olmayan sıradan fotoğraflar oluyor...

Ben soyle dusunuyorum.

-Her fotografin bir hikayesi olmalimi? Hayir degil. Manzara fotograflari veya abstrakt fotogralar bir hikaye anlatmaz genelde. Ama Simgesel bir dille bir duygu veya dusunce olusturabilir.

-Her fotograf simgesel nalatima sahip olmali mi? Biz istemesekde bizim uretimimizin bittigi yerde bakan kisinin bizim fotografimizdaki objeyi degerlendirmesi ile simgesel anlatim ortaya cikar.

-Biz bu simgeleri yonlendirebilirmiyiz? Semiyolojiyi bilmek onemlidir ancak her zaman yonlendiremeyiz. En basit anlatimi ile bir cenazenin rengi siyahtir bati toplumlarinda ancak bu tonlar kullanilarak olusturulmus bir matem fotografi Japonya'da ayni etkiyi gostermiyecektir. Matemin rengi orada Beyazdir.

-Hayal Gucu her zaman onemli mi? Bence degil. Haberci fotografi cekerken hayallere degil gerceklere sarilmali onal olayi saglam bir sekilde irdeleme yetisine sahip olmali. Bir reklamci ise daha farkli olarak pazar kosullarini gercekci degerlendirirken uretiminde hayal gucunu zorlamali.

-Teknik ne kadar onemli? Teknik her zaman cok onemli. Ister kurgusal alanda, Ister gerceklik alaninda calisin, Ister bir akimi takip edin isterseniz bir akimi yikmaya calisin once temellerini bilmek durumundasiniz. Yoksa neye karsi durdugunuzu bile aciklayamayan Don Kisot gibi bir yanilgi icerisinde yel degirmenlerine kosarsiniz. En unlu ressamlar bile once cizgiye hakim olup ardindan onu farklilastirmistir.
Ayrica cok ucuk ve gerceklesebilecek bir cok yaratici iyi fikrin teknik yetersizlik veya bilgi eksikliginden ucup gittigini cok gordum yasamimda. En muhtesem hayal gucunun urettigi en iyi fikir bile yanlis uygulandiginda basarisiz olur yada sans eseri basarili olur.

Bunlari neden yazdim? Aslina bakarsaniz yukarida diger arkadaslarin yazdiklarininda hepsi dogrudur.

Bahsettigim teknik temellerin bir adim otesine gectiginde fotografci alanina gore (ki yazilimci online'in bahsettigi uzere her fotografci her seyi cekmeyi sevmez) uretmeye, uretimi uzerinde dusunmeye ve calismaya baslar.

Burada bir cok araci kullanabilir. Bu araclar hayalgucu, gercek veya ikisinin karisimi olabilir. Bunlar fotografcinin dilini olusturur.

Dolayisi ile son soz olarak Teknik baslangicta ve sonrasinda hep onemlidir istedigimizi yapabilmemiz. icin. Bilgi ve tecrube her zaman sonuc almak icin anahtar olacaktir. Ancak hangi kapiyi ne sekilde acacagimiz dusuncelerimize, ideolojilerimize, hayallerimize, ortamin gercekligine, sosyal durumumuza yani bizi biz yapan butun etkenlere baglidir.

Peki bu etkenler ile "Fotografci"nin urettigi urunler neden onemlidir. Hos bu urunleri uretenin fotografci olmasi bile sart degildir. Belki fotograf ceken demek daha dogrudur.

Fotograflar onemlidir cunku cekildigi andan itibaren bir kac durum ortaya cikartir.
Birincisi gozle goremiyecegimiz yada ulasamiyacagimiz, takip edemiyecegimiz gerceklere ulasmamizi saglar. Dziga Vertov'un sinemada gercklik kuaminda dedigi gibi kamera bizim goremiyeceklerimizi gosterir.

Ikinci olarak cekildigi andan itibaren ceken kisiden, cekildigi objelerden ve cekildigi mekan ve sartlarin gercekliginden/kurgusundan bagimsizlasarak bir iletisim baslatir. Bu iletisim artik kare icerisinde olanlar ile bakan kisinin algilama yontemleri ile bicimlenir.

Ucuncu olarak butun sanat dallarindan farkli bir uretim surecine sahiptir. Dolayisi ile bu uretim sureci sonunda ortaya cikacak urun anlatim olarak butun sanat dallarindan farkli bir icerige sahiptir. Bahsettigim farkli uretim sureci tum on hazirlik ve calismlarin sonucunda gercek eserin ortaya cikisindaki cok kisa olabilen zaman dilimidir. Bunun disindaki tum sanat dallarinda hazirlik sonrasi asamada uretime baslandiktan sonra uretimi degistirebilecek, yonlendirebilecek modifiye edebilecek zamanin tanindigi bitisine kadar gecen bir sure vardir.

Fotograf ayni zamanda bir belge olma ozelligini tasir. Evdeki hatira fotograflarindan studyoda cekilen still lifa fotograflara kadar uretilen tum fotograflar yarina tasinacak, bugunun sanat anlayisi, gercekleri, ekonomik ve sosyal durumu hakkinda bir belgedir

Sanirim gecenin bu saatinde biraz uzun yazdim. Aslinda fotografin sumum cesitlerine gore yukarida yazdigim ozellikleri ve misyonlari ayrimlamak mumkun ancak bunu daha sonraya birakiyorum

Saygiyla

"Fotograf ayni zamanda bir belge olma ozelligini tasir. Evdeki hatira fotograflarindan studyoda cekilen still lifa fotograflara kadar uretilen tum fotograflar yarina tasinacak, bugunun sanat anlayisi, gercekleri, ekonomik ve sosyal durumu hakkinda bir belgedir"

Son kullandığınız bu cümle gerçekten konuyu özetledi diyebilirim...

felsefe; 1 . varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması:
felsefe diliyle söylersek her ozan bir fenomendir, yani olgudur.- n. cumalı.
2 . bir bilimin veya bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü:
tarih felsefesi. hukuk felsefesi.-
3 . bir filozofun, bir felsefe okulunun, bir çağın öğretisi:
sokrates felsefesi.-
4 . dünya görüşü:
yargılarınızı, felsefenizi kendinize saklayıp oyununuza tek özdeyiş katmayacaksınız.- h. taner.
5 . bir konuda soyut düşünüş:
uzun felsefelerden sonra mediha'yı benden çok sevdiğini anlatıyor.- h. e. adıvar.
atasözü, deyim ve birleşik fiiller
Sevgili Aydın ikinci maddedeki tanıma uygun oldukça detaylı bilgilendirme yapmış. Eline sağlık.
Ama Arman'ın sorusu tam olarak bu amacı mı taşıyordu, bilemedim. Burada kulllanılan "felsefe" yukarıdaki anlamların dördüncüsünü ifade ediyor gibi geldi bana. E, ister istemez oluyor da...

Tunapala;
Manzaranın bir hikayesi olması gerektiğini yazan çok oldu bu işe başladığımda, ben de hep; "hayır, hikayesinin olması gerekmez, olduğu gibi kabul et baktığına, güzelliğini gör, varlığı yeter manzara fotoğrafının" şeklinde düşündüm hep, şimdi bu düşüncemi senin yazmış olduğun ilk paragrafta okuyunca memnuniyetimi belirtmek istedim, şaşırdım...Demek ki "fotokritik çakallarının" ( k....larım.)sataşmak için yazdıkları patates baskıları bir yere kadarmış...Aklın yolu bir. Teşekkür ederim.
Felsefe?
Elbette olacak, ben bu olayı biraz araba sürmeye benzetiyorum. İlk kullanmak istediğinizde size öğretirler, birinci vitese tak, yavaşça gaza basarken debriyajı yavaşça bırak...Bu standart kalkış şekli. Kullanmayı öğrenince ise bir palio multijetin 9 saniyede 100 km. hıza ulaşmasını sağlayan 2500 devir kalkışla arabanın tekerleklerinin ciyak ciyak ötmesini seviyorum ben...Felsefe burada devreye giriyor, bu araba hızlı da gider, normal de gider, stop da eder...Senin nasıl kullandığınla alakalı...Öğrenilmiş hareket, zamanla reflekse dönüşür, otomatikleşir...Dur 1. vitese takıp gidelim demez, canın hız isterse motoru bağırta bağırta aracı uçurur götürürsün. Hız burada amaçtır, heyecandır,sadece bir yerden bir yere hareket etmiş olmak değil...
Fotoğrafın felsefesi senin istediğindir, başkalarının değil...

Görsel bir sanattır. Her fotoğrafın altında birşey aramak bence gereksiz, çoğu zaman sadece renklerden ibarettir.