Fotoğraf çekmeye babamdan aşırdığım lupitel 2 ile başladım(hala saklarım tıkır tıkırda çalışıyor meret) derken bu işe gönül veren her genç gibi zenit'e geçtim üstüne praktica mtl5 ondan sonrada minolta.Minoltayla iyi anlaşmıştım uzun yıllar elimden düşmedi ama bir gün nasıl becerdiysem motorsikletin üzerinden yaklaşık 150 ile giderken düşürdüm. Fazla acı çekmeden ruhunu oracıkta teslim etti

Sonra iş yoğunluğu koşuşturma derken fotoğraftan uzak kaldım.
Ta ki emekli olana evde oturmaktan sıkılıp ev halkına eziyet etmeye başlayana kadar
Kendime bir uğraş bulmalıydım.Gençlik aşkım tekrarda depreşmişti.
Önce oturdum internetin başına başladım araştırıp okumaya sonrada teknoloji marketlerini gezerek makinaları mıncıklamaya.Menülerinin kolay ve anlaşılır oluşu ek ekipmanlarının NIKON'a göre daha ucuz ve rahat bulunuyor oluşu,elimde hala durmakta olan eski manuel lensleri kullanmama imkan sağlaması ilerledikçe elimdeki lensleri kullanabilmek ve ilk dijital SLR maceram olacağı için küçükten başlamak istiyor olmam ve onca okuyup araştırma bir okadar da dolaşıp mıncıklama sonucu CANON'a karar kıldım.
Yurtdışından kuzenime 600D getirtecektim ki azıcık daha sabır gösterip 650D getirttim.Memnunmuyum evet memnunum.
Eski analog makinelerin o muhteşem deklanşör sesini özlemiyormuyum evet özlüyorum hemde delicesine.