Alıntı Telemacro Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Canon 7D den beklentim giderek yükseliyor, çünkü mekanizması yeterli ama yazılımı konusunda artık eskisi gibi düşünmüyorum.

fotoğraf çekerken artık buton basmak istemiyorum. multi-touch ekrandan görüntüye dokunarak işlem yapmak istiyorum. bunu cep telefonları bile yapabiliyor.

tilt-shift ekrandan yapmak, blur alanı şeklini ve yerleşimini, renk ayarını ve vignet oranını belirlemek istiyorum. bunu free yazılımlar bile yapabiliyor.

video çekimi sırasında objektifi nereye doğrultursam kristal net kayıt istiyorum. continuous auto focus çekim yapmak istiyorum. bunu "profesyonel değil ama" dediğimiz nex5 yada nikon 3000, 5000, 7000 bile (YouTube) yapıyor...

diyeceksiniz "e profesyonelite her yeni şeyi yapmak mı demek?" evet profesyonelite her yeni oluşan kavrama adapte olabilmek demek. yoksa süreğenlikten bahsedilemez.

bir de; bizim burada ucuz müteahhitler vardır. tüm rakiplerinin uzun uğraşılarla hazırladıkları projeleri duyunca "e ben de aynısının bir fazlasını veririm. n'olacak ki?" derler. mesele adaptasyondan öte bu özelliklerin bu kadar harika bir gövdede güzel bir yazılımla gerçekten bir araya geldiğini görmek istiyorum. çünkü canon 7D bunu hakediyor!
Eee hocam, sen de pek çok şey bekliyorsun! Hem de bunları uluslararası bir firmadan.. Sence bu firma bu özelliklerde bir ürünü piyasaya 7D update firmware olarak mı sunar yoksa 6d ya da 7d miii olarak mı?

Zaten saydığın bir çok talebini yardımcı programlarla halledebiliyorsan, bu bence en iyisi. Kullandığım elektronik cihazların hiçbirinde (telefon, dvd player, vs.) resmi yazılımlara bakmıyorum bile. Çünkü birçoğunun resmi olmayan, kişilerce üretilmiş yazılımları çok daha başarılı oluyor.

Bir ara 7d için de magic lantern bir yazılım hazırlığı içindeydi, ama daha henüz sonuçlanmadığını söylüyorlar. Ama bu resmi olmayan yazılım daha çok ses kaydı üzerine odaklanmıştı. Bu yazılımı beklemek yerine, örneğin zoom H4N gibi harici bir ses kayıt cihazıyla bu sorunu çok daha köklü halledebiliyorsun zaten.

Tek bir düğmeyle bir seferde çözümler üretmek yerine yadımcı çevre ögelerle sorunların üzerine gittiğinde daha yaratıcı durumlarla karşılaşıyorsun bence. Hatta hiç aklına gelmeyecek güzel karşılaşmalarla... Picasso "Ben aramıyorum, buluyorum!" demiş. Yani bazı olaylar 'yolda' gerçekleşiyor. Hatta ana yollar yerine tali yollar bizim yapmaya çalıştığımız işte, yani yeni imajlar yaratmak işinde çok daha etkili sonuçlar doğuruyor.

Şu anda Gölbaşında bekleyen Büyük Anadolu Yürüyüşçülerine, tuvalet ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için Çankaya Belediyesi seyyar tuvalet göndermiş. Polisler de buna engel olmuşlar. Bunun üzerine onlar da çevreden buldukları tahta parçalarıyla kendi seyyar tuvaletlerini yapmışlar. İşte burada üretilen çözüm, benim yukarıda bahsettiğim tarzda. Bundan sonra böyle, kendi çözümlerimizi kendimiz üreteceğiz.

Herhalde sana gündelik hayatımıza düşen 'teknolojiler'in savaş ve uzay sanayinde üretilenlerin artıkları olduğunu uzun uzun anlatmama gerek yoktur. Bundan dolayı ellerimize aldığımız şu oyuncaklarla yapabileceğimiz en onurlu üretim/emek, seyyar tuvaletlerin direniş alanına girmesini engelleyen iktidarın asıl niyetlerini görünür kılacak imajlar üretmek, bu uğurda emek sarfetmektir. Bu da oldukça zorlu bir yol.

Çünkü gündelik hayatımız 'kamusal' ve 'özel' olmak üzere ikiye ayrılmış durumda. Bu iki alan arasında hareket edebileceğimiz bir yer neredeyse hiç kalmadı. Kamusal alanlar eski tanımıyla kamuya (halka) ait alanlardı. Şimdiki yeni tanımıyla "izininiz var mı beyler!"le başlayan alanlar. Özel alanlar ise yüksek duvarları, gelişmiş 'teknolojilerle' donatılmış güvenlik bariyerleriyle very important person'ların alanları. Hastanelerde, Hapishanelerde, Genelevlerde, Okullarda, Bankalarda vb. yapacağınız fotografik ya da videografik çalışmalar neredeyse imkansız hale geldi. Sözkonusu kamusal ve özel alanlarla ilgili iktidarların sakat bilgilerini de herhalde muhteşem medyamızdan takip edebiliyorsunuzdur. Kendi karınızla yattığınızda özel, başka bir kadınla kamusal! Dünyanın en özerk alanları olduğunu umduğumuz üniversite koridorları da kameralara bulanmış durumda. Sorduğunuzda "Güvenliğiniz için." diyorlar. Güvenliğimiz söz konusu olduğunda da "Kayıtlar yanlışlıkla silinmiş" deniyor.

7d'den ya da 1d miv'den çok daha yüksek teknolojilerin kimlerin elinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Uluslararası sermaye ve onlara güdümlü iktidarları sizi 'itibarsızlaştırmak' istemeye görsün, bu teknolojiler hiç beklemediğiniz bir anda karşınıza lank diye çıkar.

Bizlerin herşeyi halledebilen tek bir butondan çok, kendi hareket alanımızı genişletebileceğimiz yüzlerce butona ihtiyacımız var şu vakit.