f/1.8'in portre için biçilmiş kaftan olduğuna çok katılmıyorum. f/1.8'de çekim yaparken bazen net alan derinliği o kadar sığ kalıyor ki yüzün kimi kısımları net, kimi kısımları flu çıkabiliyor. Mesela makinaya çapraz duran bir baş portresinde her iki gözü de net yakalamak çok zor. Zaten çoğu profesyonel 1.4-1.8 değerlere çok çıkmaz, çünkü modelin kaşı gözü her yeri net çıksın ister. Ama biz bokeh aşkıyla allah ne verdiyse açıyoruz diyaframı, o ayrı. Bunu önlemek için diyaframı biraz kısınca da zaten 2.8'e çıkmış oluyorsunuz. O zaman da 50mm'nin 5 bıçaklı dandik diyaframı devreye girmiş oluyor ve bokehin yumuşaklığına tuz biber ekiyor. Testlere göre 40mm F/2.8'in bokeh kalitesi 50mm 1.8'e göre daha iyi (iyi derken daha fazla bokehi kastetmiyorum, daha kaliteli ve daha yumuşak bir bokehi kastediyorum). Hatta 50mm'nin 2.8'e kısıldığı zamanki halinden fersah fersah üstün. Bu sebeble eğer tek bir lensiniz olacaksa 4 nedenden ötürü 40mm'yi daha çok tavsiye ederim.
1) Çok daha üstün keskinlik.
2) Sokak fotoğrafçılığı için daha uygun görüş açısı (crop gövdede). Ayrıca küçük boyuttan ötürü daha az dikkat çekicilik.
3) Portre için yeter miktarda alan derinliği/bokeh kombinasyonu.
4) Daha kaliteli yapı.
Ayrıca Serdar Bey'in 40mm'de manuel netleme halkasının yumuşak çalıştığını söylemesi de dikkate alınmalı. 50mm'ye netleme halkasını sadece zorunluluktan koymuşlar diyebilirim. Yoksa manuel netleme yapmak imkansız gibi birşey.
50mm'nin üstün yanı ise yaklaşık 1,3 stopluk fazladan hızı. Düşük ışıkta daha hızlı enstantaneye izin verecektir. Yani 1/15 gereken yerde 1/40 gibi bir shutter bazen fotoğrafı kurtaran faktör olabilir.