Herkese selamlar arkadaşlar. Yakın çevrem bilir 1.5 ay önce varı yoğu satıp bir gazla Olympus E-P1 alıp m4/3 sistemine giriş yaptım. Bir gazla dediğime bakmayın önceden gereken araştırmaları yapıp karar verdim, Manuel Fokus'tan Ayhan abi'nin tavsiyesi ile kendisinden E-P1'imi aldım. Deri kılıfı ve askısıyla retro tasarımını birleştirmiş çok yakışıklı bir makine E-P1. Gönlümün yarısını böyle çaldı zaten .

Nasıl anlatsam nerden başlasam. Fotoğrafa başladığımdan beridir SLR'den gayrı makinem olmamıştı. İlk makinem Canon Eos 300x, sonrası 20d ,30d ,40d hatta Eos 3 ile türlü kaçamaklar yaşamış biri olarak vizörsüz, iri gövdesiz ve 2x çarpanlı bir makine beni başta korkutmuştu. Ama makineyi boynuma asıp Cihangir'de 3-5 tur atıp ardından Taksim yapınca herşey değişti, fikirlerim tersine döndü.

Olympus gerçekten kült bir marka. Sahip olduğu fotoğraf tecrübesi, marka imajı ve teknolojisini E-P1 üzerinde konuşturmuş. E-P1 menüsüyle, kontrolleriyle, şık tasarımı ve kompaktlığıyla herkesin gönlünü çalacak cinsten. Küçük gövdesinde giriş seviyesi SLR'lerde bile olmayan çift tekerleğe sahip. Ama esas olay sahip olduğu MOS sensörle başlıyor. 2x çarpanlı olympus sensörü renkleri inanılmaz canlı ve sıcak veriyor. Gökyüzü başka mavi, kırmızı çiçekler başka kırmızı oluyor. Siyah-Beyaz moduyla da performansının zirvesine çıkıyor E-P1. İnanılmaz kontrastlı, capcanlı dokulu ve çok çok hoş film tadında greniyle fotoğraflarda size bambaşka sonuçlar sunuyor. ART moduyla türlü instagram tipi fotoğraflar çekebiliyorsunuz. 720p video cabası.

Peki E-P1 gece ve az ışıkta ne yapıyor ? Açık konuşmak gerekirse iso 800-1000 üzerini az ışıkta pek zorlayamıyorsunuz. ISO 800'de grenler u-100 cropta göze çarpıyor. Gece performansı günü kurtarır vaziyette. Yani göze batan ağır bir olumsuzluk yok. 1600 ve sonrasını denemedim, denemek de istemem. Burada tam şu noktaya parmak basmak istiyorum. Makinenin verdiği gren bildiğimiz CMOS sensör greni gibi rahatsız edici ve iğrenç değil. Bayat film veya yüksek ISO'lu filmlerin verdiği gren tadında gren veriyor E-P1. Kimi zaman sırf gren versin diye iso 1250'ye yapıştırdığım oluyor.

Üzerinde gelen kit lens Olympus 14-42mm 3.5-56 ED. Bildiğiniz kit lensleri unutun. Gerçekten kalitesi yüksek, kullanışlı, jilet gibi bir kit lens 14-42. Başlangıç için çok yeterli ve günlük kullanım için harika. Aşağıda paylaştığım tüm fotoğrafların sahibi 14-42. Olympus E-P1 m4/3 denen mount'a sahip. Yani tüm manuel lensleri uygun adaptörle flanş mesafesi, sonsuza netleme gibi sorunlar olmaksızın cayır cayır kullanabiliyorsunuz. Doğru netlemede de ekrandan netleme bilgisi veriyor makine. Bu özellik MF'ciler için bulunmaz velinimet. Birsürü de aksesuarı var cihazın. Vizörler, kılıflar, çantalar, kaplamalar falan..

Özet geç İlbey derseniz E-P1, yanında kolay kullanım için ikinci bir body taşımak isteyenlere, DSLR ağırlığını taşımaktan bıkanlara, manuel focus'culara, günlük kullanım için kompakt gövdeli kaliteli bir makine arayanlara hitap ediyor. Ben çok beğendim, yanımda rahatlıkla taşıyabildiğim, fotoğrafı benim için kolaylaştıran bir makine E-P1. Sokak için gerçekten inanılmaz. Olympus ve Panasonic m4/3 lens çeşitleri de çok başarılı. Pen serisini mutlaka araştırın derim. Şimdilik bu kadar. her türlü soruyu sorabilirsiniz, fotoğraflarımla sizleri başbaşa bırakıyorum, iyi seyirler CT.




1)


2)


3)


4)


5)


6)


7)


8)


9)


10)


11)


12)


13)

14)


15)


16)


17)


18)


19)


20)


21)



22)