"...kölelik fakat iş gücüne sahip çıkan ve işçinin haklarını gözetip güvene alarak yürüyen, Avrupa planı...

ASLINDA BU MODERN KÖLELİK SİSTEMİDİR

Düşünün para borçtan yaratıldı. İnsanlar borç içindeyken ne yaparlar? geri ödeyebilmek ve çalışabilmek için boyun eğerler fakat para sadece borçla yaratılıyorsa toplum nasıl borçlarından kurtulabilir?

Kurtulamaz ve olay da bu. Mal varlığını kaybetme korkusu ,elinde tutma çabası sistemin doğasında olan enflasyon ve kaçınılmaz borç para sisteminin kendisi tarafından yaratılmış piyasada karşılığı olmayan faizden kaynaklanan kaçınılmaz para kıtlığı hamster tekerleğinde koşan maaşlı köleleri hizada tutarak korkak kılar , milyonlarcası gibi piramidin tepesindeki elitlere kar sağlayan imparatorluğun güçlü etkisiyle Günün sonunda kimin için çalışıyorsunuz?
BANKALAR!

Bankada yaratılan para her zaman bankaya döner. Onlar destekledikleri şirketler ve hükümetlerle gerçek efendilerdir.
>Fiziki kölelik insanlara ev ve yemek vermeyi gerektirir.
>Ekonomik kölelik ise insanların kendi karınlarını doyurmalarını ve kendi evleri olmasını gerektirir.

Bugüne kadar toplumu kullanmak için yaratılmış en dahiyane yöntemdir ve özünde
insanlığa karşı yürütülen gizli bir savaştır. Borç toplumları feth etmek ve köleleştirmek için kullanılan bir silahtır ve faiz onun en iyi mermisidir.

Ve dışarda bu gerçekten bihaber yaşayan çoğunluk bankalar, şirketler ve hükümetlerle gizli anlaşma ve tezgahlar içindedir. ekonomik savaş taktiklerini genişletmek ve mükelleştirmeye devam etmek için yani üsler kurarlar ,Dünya Bankası gibi ve Uluslararası Para Fonu ( IMF ) ayrıca yeni bir asker icat ettiler
Ekonomik suikastçinin doğumu,

"Ulusu feth etmenin ve köleleştirmenin 2 yolu vardır. Birisi kılıçladır. Diğeri borçla."
- John Adams -


Biz ,ekonomik suikastçiler , küresel imparatorluğun yaratılmasında gerçekten sorumlu olanlarız ve birçok farklı şekilde çalışırız. Belkide en sık kullanılanı ,öncelikle şirketlerimize uygun kaynakları olan ülkeleri bulur ve gözümüzü üstlerine dikeriz ,petrol gibi ardından Dünya Bankası veya onun kardeşi başka bir organizasyondan o ülkeye büyük bir kredi ayarlarız, fakat para asla gerçekte o ülkeye gitmez.

Ülke yerine o ülkede projeler yapan şirketlerimize gider Enerji Santralleri ,Sanayi Alanları ,Limanlar....

O ülkedeki birkaç zengin insanın kar sağlayacağı şeyler bizim şirketlere ilaveten
fakat gerçekte toplumun çoğunluğuna yaramaz.

Yine de o insanlar yani bütün ülke bu borcun altına sokulur. Bu borç ödeyemeyecekleri kadar büyüktür ve buda planın bir parçasıdır...

Geri ödeyemezler ve bir nokta biz ekonomik suikastçiler gidip onlara deriz :

"dinleyin"

"Bize bir sürü borcunuz var.Borcu ödeyemiyorsunuz.O zaman petrolünüzü satın" petrol şirketlerimiz için oldukça ucuza..

"ülkenizde askeri üs kurmamıza izin verin"

"veya bizim askerlerimzi desteklemek için dünyanın bir yerine asker göndermelerini isteriz Irak gibi,veya bir dahaki UN seçiminde bize oy verin"

"elektrik şirketlerini özelleştiririz"

"sularını ve kanalizasyon sistemlerini özelleştiririz"

"ABD şirketleri veya diğer çok uluslu şirketlere satarız"

Mantar gibi biten bir şey ve çok tipik ,IMF ve Dünya Bankası bu şekilde çalışır. Ülkeyi borca sokarlar ve öyle büyük bir borçtur ki ödenemez ardından yeniden borç teklif edersiniz ve daha fazla faiz öderler ve talep edersiniz buna koşullara bağlı veya iyi yönetim dersiniz aslında bu onların kaynaklarını satmalarını sağlar buna sosyal hizmetleri,teknik şirketleri ,bazen eğitim sistemleri de dahildir adli sistemlerini sigorta sistemlerini yabancı şirketlere satarız.

Zeitgeist belgeselinden alıntıdır..