İsminin ya da soy isminin başına sayın diye hitap edilen insanlar her gün bir ev projesi başlatmış gibi yurdun dört bir tarafını beton yığınlarına boğuyor, Yaptıktan bir iki yıl sonra boyası sıvası dökülen bu evlerin biz nesine güvenebiliriz ki. Bir sonraki depremde yıkılmayacağını en azından diğer evlerden daha sağlam olacağını kim garanti ediyor.

deprem sigortası evin yıkıldıktan sonra sana verilen para ise bunu göçük altında kalan insan ne yapacak. Öbür tarafa götürdüğümüz para ile Cennetten yer mi satın alacağız ya da cehennemden şezlon mu kiralayacağız.
Ev sigortasını anlarsın, sıvası dökülür bir şeyi kırılır camın bile kırılsa karşılar da ev yıkıldıktan sonra ve aileden insanlar öldükten sonra bana verilecek parayı ben ne yapayım.

Eleştirecek çok şeyimiz var ama doğru söyledikleri tek bir şey var deprem konusunda. EVET Allah'a emanet yaşıyoruz. Her gün yıkılma tehlikesi ile evlerimizde oturuyoruz.
Gördüğümüz ormanı ilk başta kundaklayıp ya da bir aptalın sigara izmaritine bırakıp yanıyoruz sonra boş bulduğumuz o araziye 20 katlı evler dikiyoruz. İster şehrin dibinde isterse şehrin bir ucunda olsun. 20.bin liraya malolan evleri 80 bin liraya devlete borçlandırır gibi kiralıyoruz.

Allah bizim belamızı vermiş biz daha ne duruyoruz ki demek geçiyor içimden.

Biz ki seçim zamanından iki ay önce binalara kat çıkan milletin çocukları torunlarıyız. Bir de bu mantıktan bakmak lazım.

Allah hepimiz için hayırlı ölmeyi nasip etsin, ne diyeyim daha.