Dikkatten kacmış Kumeden super lige yukselen 2 takım:
1)Kayseri
2)Rize
Cumhurbaşkanı Abdullah Gul - Kayserili
Başbakan Recep Tayyip Erdogan - Rizeli
Uyu Turkiyem uyu!
GT-I9300 cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi
Dikkatten kacmış Kumeden super lige yukselen 2 takım:
1)Kayseri
2)Rize
Cumhurbaşkanı Abdullah Gul - Kayserili
Başbakan Recep Tayyip Erdogan - Rizeli
Uyu Turkiyem uyu!
GT-I9300 cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi
ses tonu mimik gibi tepkileri ya da etkileri alamadığım için soru cümlesi gibi görünen ama içinde ne tarz bir anlam barındırdığını anlamadığım sonunda soru işareti olamyan ve bey kelimesi ile sen kelimesinin yanyana kullanıldığı bu cümleye cevabım ancak bu olabilirdi.
Sizce eleştirilecek şey sadece sebepsiz mutluluk mu olmalıymış?
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Aslında benimkisi tam bir örnek teşkil etmeli diğer yazanlara. Küçük bir yanlış sıralama mimik eksikliği ses tonu olmayışı ve internet ortamı yazışmaları. ortamı az da olsa gerebiliyormuş. O yüzden bu başlık altında eğlendirmeyen mutluluk ifadesi olmayan her mesaj ortamı germekten başka bir şeye yaramıyor malesef.
Kusura bakmayın yanlış anladım sizi, Enes bey.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Konu Sinanaktas tarafından (06.May.2013 Saat 16:28 ) değiştirilmiştir.
Nikon D90(Satıldı) Canon 5D MARK 2(Satıldı)Canon 60d, Canon 100-400mm f4,5-5.6 L USM IS(Satıldı) ,Canon 24-70mm f2.8 L(Satıldı) USM ,Canon 18-135mm f3.5-5.6 USM IS.
çok yeni bir şey söylemeyeceğim fakat biz millet olarak asla muasır medeniyetler seviyesine çıkmayacağız...
"Kıt’aları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan.
Bir biz vardık cihanda, bir de küffar…
Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. ihtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu.
Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, “Ben Avrupalıyım” demeye başladı, “Asya bir cüzzamlılar diyarıdır.”
Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara, ve kulağına:
“Hayır delikanlı”, diye fısıldadılar, “sen bir az-gelimişsin.”
Ve Hristiyan Batı’nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını,
bir “nişân-ı zîşân” gibi gururla benimsedi aydınlarımız" / 'cemil meriç - bu ülke'
eğer bir takım kutlamalar tamamen siyasi kimliğe bürünmüşse artık orada mesaj aranmaz.
şahsen böyle düşünüyorum.
1 Mayıs'ın M'sinden anlamayan kalabalıkları bir araya toplarsanız, ortalık savaş yerine döner.
"burada çekim yapamazsın" denilen bir fotoğrafçının ısrarla bu yasağı çiğnemek isteyişi, bu sebepten hakkında yapılacak herhangi bir işlem sonucu özgürlük naraları atması kadar saçma bir tutumdur bu...
1 mayıs bir anma gösterisidir. teorik olarak en azından böyle olmalı.
fakat tarihe baktığınız zaman türkiye'de hiç bir zaman için 1 mayıs bir anma gösterisi olarak kutlanmadı...
bununla birlikte; futbol fanatizminin en az 1 mayıs kalabalığında toplanan kalabalık kadar tehlikeli olduğunu düşünürüm
tabii ki her ikisine de izin verilmemesi taraftarıyım.
bir akşam metro ile eve giderken futbol karşılaşmasından çıkan bir grup fanatik metro'ya bindi...
sonucu tahmin edersiniz, kavgalar, küfürler almış başını gidiyor.
eğer yanlışlıkla biriyle göz göze gelseniz muhakkak kavga çıkacak. bu yüzden bir köşeye sinip başınızı önününüze eğmeniz gerekiyor.
ve nerede elinde futbol takımı bayraklarıyla bir grup görsem, yolun karşısındaki kaldırımdan yürümeyi tercih ederim.
mümkünse ne göz göze geleyim, ne yanlarından geçeyim!
bu kadar anitpatik bir durumdur benim için futbol
demokratik ülkelerde hak arayışı bellidir.
hak aramanın yüzlerce demokratik yolu vardır.
bu yollar arasında, "devletin kolluk güçlerine" sopayla saldırmak, taş atmak,
gösteri yapılmasına izin verilmeyen bir yer için bunda ısrar eden ve bunun için:
kaldırım taşlarını sökmek
işyerlerinin camını indirmek
trafik ışıklarını yerinden sökmek gibi eylemler yoktur.
bunun adı sosyal terör'dür. bunun da şahsen savunulacak bir tarafını görmüyorum.
eğer sistemi kabul etmiyorsan, derdin sistemleyse:
yapılacak şey çok basittir. "hiç bir partiye oy vermezsin" ve böylelikle hiç bir sistemi desteklememiş olursun.
eğer varsa bir sorun, bunu da var olan diğer halkların hakkına saygı duyacak bir biçimde anlatmanın yollarını ararsın, bulursun sonuçta...
8 senem gazetede geçti...
eğer bir yerde bir eylem varsa ve o eylemler içerisinde "kesk" gibi örgütsel oluşum içerisinde olan kurumlar varsa muhakkak ama muhakkak hem kamera hem fotoğraf makinası hem de birkaç muhabir giderdi.
çünkü bellidir. orada olay çıkacaktır. bunun gibi daha bir çok örgüt vardır... bir şeyleri okumak çok zor değil türkiye'de hele hele bir emniyet mensubu için okumak hiç zor değildir... çünkü onlar benden daha profesyonel'dir bu konuda ve bir çok yöntemleri vardır.
kabul edilse de edilmese de,
biz bir üçüncü dünya ülkesiyiz ve her şeyi tersten okuyoruz, dolayısıyla eylemlerimiz de hep ters yönde.