CT İstanbul Avrupa Yakası Üyesi
Status
Offline 2012 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası
Bugün Ablamla birlikte Ataköy Atletizm Salonu'nda düzenlenen 2012 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası'ndaydık. Organizasyona dair gözlemlerimi aktarmak istiyorum. Öncelikle bilmenizi isterim ki, geçmişte ben ve ablam 6 yıl klüp düzeyinde bilfiil atletizm yaptık. O yüzden yazdıklarımın muhalif bir bakış açısının da ötesinde olduğunu söylemeliyim. Ataköy Atletizm Salonu, İstanbul'un merkezi denilebilecek bir konumunda. Ulaşımı Şirinevler metrobüs ve metro duraklarına sadece 10dk yürüme mesafesinde (Sinan Erdem Spor Salonu ile yan yana). Salona giriş birkaç kapıdan oluşuyor. Ön cepheye Basın, VIP, Sporcu kapılarını koymuşlar; İzleyici kapısı salonun görünmeyen arka kısmına verilmiş. Buraya ulaşmak için epey yol kat etmeniz gerekiyor. Zira güvenlik bariyerleri vs. yüzünden bulmam oldukça zor oldu.
İzleyici kapısına giderken polis barikatlarından oluşan bir koridordan geçiyorsunuz. Bu yolun hemen sağında Ayamama Deresi ve onun pis kokuları size eşlik ediyor. Maalesef bu girişi sadece biz Türk izleyiciler değil, dünyanın pek çok ülkesinden gelen ziyaretçiler de kullanıyor. Salona girişte sıra yoktu, biletimi turnikede duran görevliye verdim, okutup içeri girdim. Kapasitesi 7500 kişilik olan bu salonun yanlızca %70'i doluydu, ki dolduran izleyicilerin büyük bölümü sporcu kafileleriydi. %10'luk kesim ise benim ve ablam gibi spora gönül vermiş izleyiciler, diğer kalanlar da okullardan toplanıp getirilmiş öğrencilerdi.
Kapıdan girişte küçük bir üst aramasından geçiyorsunuz, üzerinizde bozuk para varsa kızılay'ın kumbarasına atmanız söyleniyor. Oldukça dar yapılmış koridorda gezinerek tribün kısmına ulaşıyorsunuz. Organizasyonun açılış konuşmasını ve sunumu milli sunucumuz Korhan ABAY'a verilmişti. Yıllardır bu işi yürütmesine rağmen bir lise öğrencisinden hiç farkı olmayan aksana sahip. Daha sonra sırasıyla Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet TERZİ(bizim zamanımızda maraton koşardı), IAAF Başkanı Lamine Diack, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve Başbakan önlerine konulmuş kağıtları hızlıca okudular. Yegane amaçları herşeyi dinselleştirmek olduğu için, konuşmaları arasına dinsel ve ayrımcı söylemleri sıkıştırmayı da ihmal etmediler.
Benim koştuğum yıllarda Cezmi Or yarışları ve Balkan Atletizm Şampiyonası gibi organizasyonlarda bizzat görev aldığım için şu an yapılan organizasyonla arasında bir mukayese yapabiliyorum. Bir yarışın başlamasıyla bitmesi bir oluyor, biri kuma atlıyor bitmeden diğeri gülleyi atıyor. Hatta bu yüzden diskalifiye olan, yani yarışmaya daha ilk gün veda etmek zorunda kalan sporcular oldu. Kuma atlayan hatalı atlayış yapsa ekranda neye bastığını 1-2 sn gösteriliyor. Fotoğrafa meraklı biri olduğum için gözlemlediğim güzel birşey ise salona istediğiniz fotoğraf makinesi ve video kamera ile girip çekim yapabiliyorsunuz. Benim gibi korkarak yanınıza compact makinayla yetinmeyin, varsa tüm dslr ekipmanınızı götürebilirsiniz. Hiçbir görevli de müdahalede bulunmuyor. Organizasyonun maskotları tic ve tac adlarını taşıyan biri sokak köpeği, diğer sokak kedisi. Onları bile ithal etmişiz, en azından isimleri minnoş ve karabaş olabilirdi. İzleyenlere hoş ve eğlenceli anlar yaşatmak için bir iki atraksiyon yapılmaya çalışıldıysa da başarılı ve dikkat çekici olmadı. Demem o ki, "yaptık oldu ey halk" demek ve muhalefete nispet yapıldığını anlamak için benim gibi atletizm içinden gelmeniz gerekmiyor. Ama bu heyecanı eksikleri olsa da bizlere yaşatan tüm yetkililere teşekkür ederim.
Konu JaCKiE_BrOwN tarafından (09.March.2012 Saat 22:55 ) değiştirilmiştir.
Sebep: Atletim - Atletizm imla hatası