Eleştirinizi doğru buluyorum. Benim de sürekli kendimle tartıştığım bir konu bu tarz meselesi. burada 3-4 yılda çektiklerimden bir karma var. Bu karma olayı pek kimsenin hoşuna gitmiyor gördüğüm kadarıyla. Dönem dönem farklı tarzlarda fotoğraflar çektiğim oldu. Ama oturmuş bir tarzım yok. ben ...... fotoğrafçısıyım diyemiyorum. Güzel gördüğüm herşeyi çekmek istiyorum. Hatta bazı çektiklerim çok fazla bir şey ifade etmiyor.gayet sıradan bir manzara yada bir macro ama ben üşenmeyip oradaki ışık hoşuma gittiyse onu çekiyorum.
Fotoğraflarımı bir kaç usta fotoğrafçıya gösterme şansı buldum. Bazı benim çok hoşuma giden fotoğraflarıma "bu hiçbir şey ifade etmiyor" diyenler oldu.
Şu anda bazı hoşuma giden tarzlara yönelmeyi düşünüyorum. Siyah beyaz fotoğraflar hoşuma gidiyor. Mesela Özgür çakır'ın,Erdal kınacı nın fotoğrafları çok hoşuma gidiyor. Sizin tavsiye ettiğiniz isimlerden Ralph Gibson u bilmiyordum, onun fotoğraflarını da inceleyeceğim. henry cartier bresson u çok beğeniyorum. James Nachtwey in de belgeselini izlemiştim.Onuda çok beğeniyorum. Şu anki planım portre ve sokak fotoğrafı çekmek. İleride de bir geniş açı objektif ve nd filtre alıp uzun pozlama çekmek istiyorum.Bakınız yine dağıldı tarz
Neyse Eleştiri ve tavsiyeniz için teşekkür ederim..İyi akşamlar