Geçmiş, Gölgeler ve Modern Hayat
Fotoğraf, başka dallarda olduğu gibi, yaşanan anda, hem soruyu, hem de cevabı kendi içinde barındırır. Fotoğrafta beni hayran bırakan, yolumu aydınlatan şey ise, mimik ve jestlerle ruhun karşılaşmasıdır. O anın ne bir kuralı vardır, ne de benzerlikler oluşturur."

Modern dünya bize hızlı, aynı zamanda parçalanmış ve küçülmüş yaşamlar armağan etti. İçinde devindiğimiz hız, her an istediğimiz insanlara ulaşabilme olanağını bize sunarken bir yandan da birbirimizden kopuk ve iletişimsiz bireyler haline gelmemize neden oldu. “Küresel”leşen dünya her birimizin yaşamını basitleştirdi. Dünyaya, yaşadığımız şehirlere, gördüklerimize ve duyduklarımıza yabancılaştık.

Hırvat Stanko Abadzic siyah-beyaz fotoğraflarında, bu yabancılaşmaya meydan okur gibi geçmişin insancıl atmosferini, geride kaldığını düşündüğümüz dingin yaşamları, ufak ayrıntıları bizlere sunuyor. Her bir fotoğraf geçmişin imgeleriyle yüklü; pikaplar, bisikletler, yırtık afişler, yıkık dökük duvarlar… Yalnız ve sakin insanlar, şehrin kalabalığının hiç olmadığı bir dünyadan gibiler. Abadzic tüm bu imgelerle bir yandan geçmişle bağ kurmamızı sağlarken diğer yandan da kullandığı geometrik formlarla “şimdi”yi hatırlatıyor bizlere. Ama onun “şimdi”si yine sakin, yine insanın iç dünyasına dönük.

Işık ve gölge onun fotoğraflarının ana atmosferini oluşturuyor. Gölgeler Abadzic için çektiği nesnelerin ruhunun –diğer bir deyişle içsel dünyasının- bize görünen şekli olduğundan olsa gerek, nesneler kadar gölgelerin varlığıyla da ilgileniyor. Kimi fotoğrafları ne kadar gerçekçi ve doğalsa kimi fotoğrafları da o kadar kurgusal bir atmosferde. “Bacaklar”ında (Legs) gerçek üstü, düşsel ve biraz da muzipçe bakıyor hayata. Ellerinde ekmeklerle koşan “Kardeşler”inde (Brothers) ise bir o kadar gerçekçi. Bazen olduğu gibi alıyor yaşamı, bazen de kendi düş dünyasında var olan imgelerle örtüştürüyor. Asıl olan ise fotoğraflarında eğreti duran, zorlama duran hiç bir şeyin olmadığı.

Abadzic foto muhabiri olarak başlamış fotoğraf çekmeye. Daha sonraları fotoğraf hayatının en önemli parçası haline gelmiş. Muhabirlik döneminde pek çok ülkeyi gezmiş ve fotoğraflamış. Pek çok ödülün de sahibi olmuş. Haziran 2007’de ULİSfotoFEST kapsamındaki “Prag” sergisiyle Pg Art Gallery’de Türk fotoğraf severlerle ilk kez buluşan Abadzic’in Türkiye’deki ikinci sergisi 18 Ekim’de yine Pg Art Gallery’de açıldı. 23 Kasıma kadar sürecek olan sergide bu kez sadece “Prag” fotoğrafları değil sanatçının kendi ülkesinde, Paris’te ve Berlin’de çektiği fotoğrafları da yer alıyor.

Uluslararası şirketlerin egemenliğindeki şehirlerin maddi ve manevi tekdüzeliğine karşı olduğunu söyleyen Abadzic, tüm bunların yaratıcılığımızı yok ettiğini, kendi benliğimizi, yani mutluluğumuzu yitirmemize neden olduğunu düşünüyor. Ve yaşanan tüm savaşlara, çekilen tüm acılara rağmen kendi dünyasında ve tüm dünya insanlarının içinde barındırdığı umudu yansıtmaya devam ediyor…

(ALINTIDIR Öznur Güzel Karasu: Stanko Abadzic: Geçmiş, Gölgeler ve Modern Hayat)

Stanko Abadzic:Photography