1) Hafıza ve bellek yaratmak için.
- Çektiğim her (hadi abartmayalım, çoğunun) fotoğrafın deklanşöre bastığım sırada ne halde olduğumu ne yaptığımı ne yapacağımı çok iyi hatırlıyorum. O fotoğrafa baktıkça da bu hafıza iyice güçleniyor. Gittiğim yeni bir yer olsun, gezdiğim bir yer olsun, her zaman yaşadığım bir yer olsun fark etmez. Sanat eseri olmasına da gerek yok ama belli bir takım estetik kurallarına uygun olmalı ve göze güzel gelmeli. O kadar.

Günlük tutamıyorum ama belli bir sene içinde çektiğim fotoğraflara bakmak tutacağım günlükle eş değerdir özetle.

2) İnsanların bazı olayları, önemli günleri, seyehatleri vb... ileride benim gözümden hatırlayacak olması veyahut şimdiki zamanda benim gözümle tanık olması da bariz bir şekilde egomu besliyor. Hoşuma gidiyor. Yapacak bişey yok... Zaaf. Hele ki insanlar beğenilerini azıcık övgüyle taçlandırsın... Mutlu olurum çok.

3) Fotoğrafı metalaştırırsak ben onu da seviyorum. Makinemi bebek gibi alır kucağıma koyarım. Elime almayı elimde döndürmeyi boynuma asmayı falan... Hiç bişey çekmeyecek olsam bile yanımda tutmayı seviyorum. Sapıklık gibi bişey bu aslında

Bu da sanırım burdaki herkeste olan deklanşör sesiyle, kameranın aksamlarının bünyede yarattığı hazla şunla bunla ilgisi vardır. Mantıkla açıklamaya çalışırsak zorlanırız...


4) Bu da tunapala'nın dediği gibi... Sanırım başka bir sanat dalını beceremediğimden.

Fotoğrafı ne kadar beceriyosun diye biri çıksa sorsa gerçi... Yettiği kadar... Kendimi tatmin ediyorum bir şekilde diyelim..