CanonTURK Foruma Hoş Geldiniz.
Toplam 5 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 5 arasi kadar sonuc gösteriliyor
  1. #1
    Mert Gundogdu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Administrator

    Status
    Offline
    İsim
    Mert Gündoğdu
    Makina:
    5D Mark IV
    Üyelik tarihi
    15.July.2009
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    36
    Mesajlar
    8,190

    Standart Hareketli Konuların Fotoğraflanması


    Fotoğrafa yeni başlayanlar, hareketli bir konu ile karşılaştıklarında akıllarına ilk gelen şey yüksek enstantane kullanarak bu hareketi dondurmaya çalışmaktır. Hatta yalnızca yeni başlayanlar değil, pek çok ileri düzeydeki fotoğrafçı da hareketli konularla karşılaştıklarında aynı davranışı sergiler. Gerçekten de, hareketli konuların görüntülenmesinde en sık başvurulan yöntem, hareketi dondurmaktır. Bu yaklaşımın sıklıkla denenmesini anlamak zor değildir. İnsan gözünün algılayamayacağı kadar kısa süreli bir anı ölümsüzleştirmeye çalışmak, gerçekten heyecan vericidir. Oysa, ortaya çıkan fotoğraflar dikkatle incelendiğinde, bu fotoğrafların önemli bir bölümünde hareketi dondurmuş olmanın anlatıma özel bir katkısının olmadığı görülür. Hızla giden bir otomobili yüksek enstantane kullanarak dondurmaya çalışmak belki fotoğrafçı için ciddi bir çabadır, ama ortaya çıkan görüntünün etkisi yok denecek kadar azdır. Çünkü otomobil sanki duruyor gibidir. Duran bir otomobil ise daha kolay bir biçimde zaten çekilebilmektedir. O zaman fotoğrafçının çabası boşa mı gitmektedir?

    Evet, böyle bir konuyu yüksek enstantane ile çeken fotoğrafçının çabası boşa gitmektedir. Tabii ki yüksek enstantane kullanılarak çekilmesi gereken yığınla konu vardır ve bu şekilde çekilen çok başarılı fotoğraflar da bulunmaktadır. Ama ilerlemekte olan bir otomobili, bir bisikleti ya da bir at arabasını bu şekilde görüntülemenin hiç bir özel anlamı yoktur. Üstüne üstlük, arka plandaki bir sürü ıvır zıvır gereksiz ayrıntı da belirginleşerek konunun etkisini azaltır. Bu tür konuları görüntülerken özel bir anlatım tekniğinden yararlanmak, “panning” olarak bilinen “kaydırma tekniği”ni uygulamak çok daha doğru olur. Hangi fotoğrafın yüksek enstantane ile, hangisinin düşük enstantane ile çekilmesi gerektiğine karar vermek gerekir. Bunun için hareketi iyice gözlemlemeniz gerekir. Havadaki konuları dondurmak, yerdeki konuları ise kaydırma tekniği ile çekmek uygundur.

    Kaydırma tekniği dediğimiz anlatım yöntemi, bakış yönümüze dik olarak gerçekleşen hareketlerin görüntülenmesinde kullanılan etkili bir yöntemdir. Bakış yönümüze dik derken, önümüzden geçip giden (soldan sağa, sağdan sola, yukarıdan aşağıya ya da aşağıdan yukarıya) hareketli bir konuyu kastediyorum. Koşan bir atlet, hareket halinde bir otomobil, bisiklet ya da at arabası, hatta pencereden düşen bir saksı, kaydırma tekniğinin konusu olabilir. Yeter ki bütün bunlar üzerinize doğru geliyor olmasın; önünüzden geçip gitsinler. Onlar önünüzden geçerken, siz de boş durmayın ve fotoğraf makinenizle konuyu izleyin! İşte işin püf noktası burada: Hareketi izleyin! Hareketle aynı yönde fotoğraf makinenizi kaydırın.

    İşin Tekniği Nedir Peki

    Kaydırma denilen bu yöntemin en önemli özelliği hareket eden konuyu hareketsiz, aslında hareketsiz olan arka planı ise hareketliymiş gibi bulanık göstermesidir. Bu anlatım tekniği, hareket eden konunun fondan sıyrılarak öne çıkmasını sağlar. Bütün yapmanız gereken, hareketli konuyu fotoğraf makineniz ile izlemektir. Bu işlemi, kamerayı elde tutarak yapabileceğiniz gibi, bir tripod ya da monopod üzerine bağlıyken (ama istediğiniz yönde hareket edebilir şekilde) de yapabilirsiniz. Bunu yaparken, konuyu sürekli olarak kadrajınızın içinde aynı noktada tutmaya çalışmalısınız. Konunun net ve belirgin olabilmesi için bu gereklidir. Konuyu bir süre izledikten sonra ve kamerayı da aynı hızda kaydırırken deklanşöre basın. Ama deklanşöre bastıktan sonra kameranın hareketini sert bir şekilde kesmemek için fotoğraf çekim işleminin bitimine kadar kaydırma hareketini sürdürün. Bu tekniğin doğru olarak uygulanabilmesi için kameranın, deklanşöre basıldıktan sonra da konuyu düzgün bir biçimde izlemesi gerekir. Kaydırma yapılarak çekilecek olan fotoğrafların ışık ölçümünü yaparken kullanılması gereken yöntem, önce enstantane değerinin seçilmesi daha sonra da bu değere karşılık gelen diyafram değerinin belirlenmesidir.

    Kaç Enstantane?

    Kaydırma hareketine başlamadan önce, düşük bir enstantane seçmemiz gerekir. “Evet, ama kaç enstantane?” İşte 10 puanlık bir uzmanlık sorusu! Kaydırma tekniğinde kullanılması gereken düşük enstantane değeri bir kaç değişkene bağlı olarak değişir. Bunlardan bir tanesi hareketin hızıdır. Saatte 250 km ile giden bir yarış otomobili ile saatte 25 km hızla koşan bir atlet için aynı enstantane değerini kullanmak doğru olmaz. Yani, daha hızlı bir hareket söz konusuysa “görece” yüksek bir enstantane, düşük hızlı bir hareket söz konusuysa “çok düşük” bir enstantane kullanılmalıdır.
    Bir başka değişken, konunun bize yakınlığı ya da uzaklığıdır. Konu bize çok yakınsa, hareketin açısal hızı oldukça yüksek demektir. Yani “görece” yüksek bir enstantane değeri gerekir. Oysa konu bizden uzaklaştıkça açısal hız azalacağından, oldukça düşük değerler kullanmak gerekir.
    Objektifimizin odak uzunluğu da önemli bir değişkendir. Uzun odaklı bir tele objektif kullanmakla, kısa odaklı bir geniş açılı objektif aynı enstantane değerinde farklı etkiler yaratırlar. Tele objektif için düşük bir değer olan 1/8 saniye, geniş açı için o kadar düşük değildir. Geniş açı için 1/2 saniye istediğimiz etkiyi verebilirken, tele için bu değer çok düşük kalabilir. Ama genel olarak, uzun odaklı bir objektif kullanırken “görece” yüksek enstantane kullanmamız gerektiğini söyleyebiliriz.
    Elbette ortamdaki ışık düzeyi ve kullandığımız filmin ASA’sı da istediğimiz etkinin oluşmasında birer değişkendir. Yazın, havanın açık olduğu bir öğlen vakti, ortamdaki ışık o kadar yüksek olacaktır ki, istediğiniz etkiyi yaratacak olan 4, 8 gibi enstantaneleri kullanamazsınız. Diyaframı ne kadar kısarsanız kısın, istediğiniz enstantaneye düşemezsiniz. Ortamdaki ışık değerlerinin daha düşük olacağı mevsim, saat ve meteorolojik koşulları beklemek daha doğru olacaktır. Düşük ASA’lı film kullanmak da bir çözümdür. Işık yoğunluğunu azaltan filtreler (neutral density, polarize) de işe yarar. Hatta bunların tümünü birlikte kullanabilirsiniz.
    Sonuç olarak, kaydırma tekniği uygulamak istediğinizde düşük enstantane kullanmalısınız, ama bu değer koşulların gerektirdiği değer olmalıdır. 2, 4, 8 ve 15 enstantaneler, bu etki üzerine alıştırmalar yapabileceğiniz değerlerdir. En başarılı enstantanenin hangisi olacağını her fotoğrafçı kendisi deneyerek bulmalıdır. Ben kendi adıma 8 ve 15 değerlerinin uygun olduğunu düşünüyorum, ama 2, 4, 30 hatta 60 enstantanelerde çekilmiş çok başarılı “pan” fotoğrafları gördüğümü de hatırlıyorum. Öte yandan, konuyu dondurmak istediğinizde ise 1000, 2000, 4000 gibi yüksek enstantaneler kullanmanız gerekir. Kimi durumlarda konunun hızı daha düşük olabilir ve 500 enstantane bile yeterli olabilir. Bu değere karar verebilmek için konuyu çok iyi izlemeniz gerekir.

    Peki Ya Gece Çekimleri

    Işığın yetersiz olduğu ortamlarda hareketli konuları çekmek istediğinizde ise, uzun süreli pozlandırmalar yapmanız gerekir. Örneğin bir gece fotoğrafı çekmek istediğinizde, tripodun üzerine bağlayacağınız makinenizin enstantanesini 30 saniye gibi bir süreye (ya da B konumuna) ayarlamalısınız. Bu süre içinde çerçevenize girecek olan tüm araçların farları fotoğrafınızda ışık çizgileri oluşturacaktır. Bu tür fotoğrafları çekebilmek için havanın kararmış olması, makinenizin sabit durması ve uzun süreli bir enstantane değerinin seçilmiş olması gerekir. 4, 8, 15 ve 30 saniyeler, başlangıçta deneyebileceğiniz uygun değerlerdir. Öte yandan, şehirden uzaklaşarak dağlara ve yaylalara gittiğinizde, daha farklı gece fotoğrafları da çekebilirsiniz. Havanın kapalı olmaması şartıyla, çok uzun süreli pozlandırmalarla yıldızların fotoğraflarını çekmeye çalışmalısınız. Makineniz tripoda bağlı iken 15 dakika, yarım saat, bir saat gibi çok uzun süreli pozlandırmaları denemenizi öneririm. Bu süre içinde, dünyamız kendi çevresinde hareket ettiği için yıldızların film üzerinde uzadıklarını ve çizgi haline geldiklerini göreceksiniz. Çıplak gözle görülemeyecek bu etki, çok ilginç fotoğrafların oluşmasına neden olur. Bu konuda başarılı olabilmek için sabırlı olmanızı ve yanınızda taze piller bulundurmanızı öneririm!

    Photoshop’ta Hız Efekti

    İster yüksek enstantane ile çekim yapmış olun ister düşük. Herhangi bir hızda çektiğiniz bir fotoğrafı Photoshop’ta işleyerek düşük enstantane ile çekilmiş ve hızlı gidiyormuş havasını verebilirsiniz. Bu işlemi Photoshop’un çok eski sürümlerinden beri Filter menüsünün altında varlığını sürdüren Motion Blur ve Radial Blur

    1. Dijital fotoğraf makineniz ile çektiğiniz ya da tarayıcıda taradığınız herhangi bir fotoğrafı açarak işe başlayın. Özellikle gerçekten de hızla gidebilecek bir objenin fotoğrafı üzerinde çalışmak daha gerçekçi sonuçlar ortaya koyacaktır. Örneğin bu işlemi evinizdeki buzdolabınızın fotoğrafı üzerinde uyguladığınız zaman ne kadar hassas bir çalışma yaparsanız yapın elde edeceğiniz sonuçlar çok gerçekçi olmayacaktır.
    2. Resim üzerine hareket ediyormuş hissini verebilmek için Filter > Blur > Motion Blur penceresini açıyoruz. Motion Blur penceresinde değiştirmeniz gereken iki ayrı ayar bulunmaktadır. Bunlardan Angle değişkeni açıyı, Distance değeri ise hızın derecesini belirleyecektir. Distance değerini isteğinize göre belirleyebilirsiniz. Ancak açıyı mümkün olduğunca objenize paralel tutmakta fayda var. Buradaki örnekte bizim uyguladığımız açıyı incelemenizde fayda var.

    3. Eğer resminizin tamamının değil bir bölümünün bu işlemden etkilenmesini istiyorsanız seçim alanları ile çalışmalısınız. Bu işlem için Lasso aracını kullanarak serbest el ile seçimler yapmalısınız. Biz örnekte köpeğin arka kısımlarınıLasso aracı ile seçtik.

    4. Seçim işlemini yaptıktan sonra Select menüsünden Feather işlemini uygulayarak seçimi derecelendirmemiz (yumuşatmamız) gerekiyor.

    5. Bu işlemleri yaptıktan sonra 1. adımdaki gibi Motion Blur filtresini uyguladığınızda fotoğrafınızın belirli bölgelerinin hareket kazandığını göreceksiniz.

    Fotoğrafta Hareketin Farklı Amaçlarla Kullanımı

    1. Hareket, özneyi daha iyi vurgulamak ve ön plana çıkarmak için kullanılır. Bu durumda özne hareketlidir ve fotoğrafçı, ya özne ile aynı hızda giden bir taşıt içindedir, ya da sabit durur fakat makinesiyle hareketli nesneyi izler. Bu şekilde amaçlanan, aslında durağan olan fondaki görüntüyü hareketli, hareket içinde olan özneyi ise hareketsiz yakalamaktır. Bu sayede hareketli nesne flu olan fondan iyice ayrıştığı için vurgu yapmak olası hale gelir. Tavsiye edilen hızlar çekilmesi söz konusu olan öznenin hızına göre 1/4 ila 1/30 arasında değişebilir burada örnek olarak verilen fotoğraf Boğaz’da yapılan offshore tekne yarışında çekilmiştir ve hız 1/8 saniyedir.

    2. Hareket bu sefer tam tersine özneyi önemsizleştirmek için kullanılır. Önemli olan fotoğrafta içerilen mekan ise ve odağı başka bir yere çekecek herhangi bir hareketli özne varsa, hız iyice düşürülür ve bir hayalet-görüntü elde edilir. Burada amaç, örneğin bir insan figürünü tanımlanması zor bir siluet-şekil haline getirmek ve vurguyu fondaki genel mekan üzerine odaklamaktır. Örnek olarak verilen fotoğrafta hız 2 saniyedir.

    3. Hareket hız duygusunu vurgulamak için kullanılır. E-5 karayolunun Okmeydanı mevkiinde çekilen örnek fotoğrafta karayolu üzerinde araçların hızla ilerlediğini ifade edebilmek için düşük hız (1.5 saniye) ve hareketli görüntü tercih edilmiştir. Yalnız, bu süreçte seçilen hızın önemi vardır, çünkü çok düşük hızlarda (5-6 saniye veya daha fazla) araçların bıraktıkları izler fazlaca uzar ve hareketten çok belirsizlik / tanımlanamazlık devreye girer, ki burada amaç bu değildir.











    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.



    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.



    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.

  • #2
    burusli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CanonTURK Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    kemal
    Makina:
    500d
    Üyelik tarihi
    03.July.2010
    Nereden
    ankara
    Mesajlar
    169

    Standart

    Selamlar, bilgiler için çok teşekkür ederim, bilmiyorum tecrübeniz var mı, yakın zamanda bir süper lig maçına gidip fotograf çekmeyi düşünüyorum, makine ve lenslerim aşaıda siz yerimde olsanız nasıl kareler çekerdiniz, stadın neresinden veya nerelerinden birde lenslerim imzamdakiler acaba ne yapmalıyım?

    Daha önce çekim yaptım ama kapalı tribünde maç izlemek için iyi sayılabilecek bir yerdi ama çektiğim fotolar o zaman için beni tatmin etsede bugün baktığımda hareket hissi yok, bende pan tekniğini öğrendim (yani böyle bir şey olduğunu diyeyim) şimdide bunu bir süper lig maçında nasıl uygularım'ın peşindeyim.

    Teşekkürler










    (canon 500d + 18-55 + 55-250+50) + canon g10 + manfrotto 496rc + 055xprob tripod + muhtelif filtreler + toshiba 16gb c10 sdhc + RC1 + nike el çantası + yağmurlu havalarda güvenli çekim için dibi ısırılmak suretiyle delinmiş poşet + ekipmanı güvenli taşımak için Hama canberra 140 çanta
    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.



    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.

  • #3
    eKBS - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CT İstanbul Anadolu Yakası Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Emre Kabaşabanoğlu
    Makina:
    X
    Üyelik tarihi
    28.June.2010
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    35
    Mesajlar
    950

    Standart

    Alıntı burusli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Selamlar, bilgiler için çok teşekkür ederim, bilmiyorum tecrübeniz var mı, yakın zamanda bir süper lig maçına gidip fotograf çekmeyi düşünüyorum, makine ve lenslerim aşaıda siz yerimde olsanız nasıl kareler çekerdiniz, stadın neresinden veya nerelerinden birde lenslerim imzamdakiler acaba ne yapmalıyım?

    Daha önce çekim yaptım ama kapalı tribünde maç izlemek için iyi sayılabilecek bir yerdi ama çektiğim fotolar o zaman için beni tatmin etsede bugün baktığımda hareket hissi yok, bende pan tekniğini öğrendim (yani böyle bir şey olduğunu diyeyim) şimdide bunu bir süper lig maçında nasıl uygularım'ın peşindeyim.

    Teşekkürler
    Elinizdeki 1.6 çarpanlı makine ve sınıfında fiyat/performas'ı gayet iyi olan 55-250 ile gayet güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Basın kısmına yani saha zeminine inebilirseniz pan tekniği ile çok kaliteli fotoğraflar elde edebilirsinz. Tribünden aşağı doğru çapraz bir şekilde pan yapmak yerine yatayda yapmanız çok daha etkili olacaktır. ISO konusunda cömert davranmaya çalışın, eliniz korkak alışmasın stadyumların aydınlatması her ne kadar yeterli gibi gözükse de oyuncularımızın hepsi koşmakta. : ) Bulanık çıkmalarından iyidir.











  • #4
    R.
    Guest

    Standart

    Sağol Mert abi.Yine yapmışsın yapacağını Ellerine sağlık.Çok merak ediyordum öğrendim denemek istiyorum











  • #5
    iceveberg - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CT İstanbul Anadolu Yakası Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    SELİM EMANET
    Makina:
    CANON 5D + 6D
    Üyelik tarihi
    12.April.2010
    Nereden
    İSTANBUL-Beykoz
    Mesajlar
    2,395

    Standart

    teşekkürler mert çok yararlı bir paylaşım olmuş...
    hafta sonu yusuf kadri şirinkan abimiz gibi karting arabaları üzerinde bu pan teknigini denemek istiyorum...
    bakalım başarılı olacakmıyım...










    "Sadece kameranız ve siz varsınız. Fotoğrafınızdaki kısıtlamalar size bağlıdır; çünkü ne gördüğümüz kim olduğumuzdur." -Ernst Haas

  • Bu Konu için Etiketler

    Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •