DOSTUM celallenmeye gerek yok, bunların hepsini biz çok yi biliyoruz. en azından ben iyi biliyorum şahsım adına konuşmam gerekirse.

Vaka–i Laklakiye Vakfı isimli bir vakıf vardı hatırlar mısın bilmem diyeceğim ama kuruluşunu ben de hatırlamıyorum zira 1891 yılında sultan abdülhamid tarafından kurulmuştu. Göç mevsimini şeşkaza kaçıran ya da yaralı olduğu için göçemeyen leylekler için bakımlarını üstlenen bir dernekti...

dernekçilik ve bakım kültürü bizim kültürümüze has bir özelliktir.

ITO'ya bir katalog yapmıştım. Seyyahların gözünden istanbulu anlatıyordu. Katalogda geçen bazı cümleler ilginçti.

türk mahallesi ile yahudi mahallesini birbirinden ayıran kalın bir çizgi varmış. O da, türk mahallesindeki kedi ve köpeklerin besili olması, yahudi mahallesindeki kedi ve köpeklerin ise cılız ve yardıma muhtaç olmasıymış... yine fî tarihlerinde; bildiğimiz sakadatları, ciğer ve benzeri şeyleri satan insanlar olumuş sokakta. insanlar bunu parasıyla satın alarak; sokaktaki kedi ve köpekleri doyururmuş... bundan övgüyle söz eder seyyahlar mesela...