SLR tasarımı ve bugün geldiği nokta neden bu kadar eleştirilmiş anlayamadım. Çünkü birçok ürün gibi SLR gövdeler de, tutacağından vizörüne kadar çeşitli parçaları dahil, kendisini kullanacak insan uzuvlarına uygun ölçülerde geliştirilmiştir. Örneğin prizması insan gözüyle orantılı bir şekilde boyutlandırılmıştır veya deklanşörü işaret parmağının basabileceği boyutlardadır. Hatta 35mm film formatının bile bu tür zorunluluklardan ortaya çıkmış gövde boyutlarına uygun olarak ortaya çıktığı bile ileri sürülebilir. Perde ve ayna gibi mekanik aksam ise bu ölçülere sığacak şekilde geliştirilmiştir ve sırf baştan yazdığım noktalardan ötürü kaldırıp kaldırmamanız gövdenin optimum boyutlarını değiştirmeyecektir. İşte, daha hafif ve daha küçük yapma imkanı varken SLR tasarımındaki ısrar bence bu nedenledir. Tabi bir de madalyonun diğer tarafı söz konusu, ben de bir karşı eleştiri getireyim; gövde için neden önceliğimiz hafiflik ve daha küçük boyutlar olmalı? Şahsen bir profesyonelin önceliğinin bunlar olduğunu hiç sanmıyorum. Demek ki bu talep öncelikle fotoğrafla hobi amaçlı ilgilenen amatör kesimden geliyor olmalı ki öyle. Elbette ki günümüzde insanlar artık aynı fotoğraf kalitesi için çok daha fazla ekipman ve ağırlık taşımaktansa ihtiyaçlarını çok daha kolay yoldan giderebilecekleri makineler talep etmekte. Sadece fotoğarf ekipmanı değil hemen her tür elektronik cihazda bu yönelim görülebilir. Evet, sonuçta ben de gezerken yanımda 7-8kg ağırlık taşımayı sevmiyorum ancak ne aynasızlar ne de giriş seviyesi küçük gövdeler bana gerçek bir DSLR gövdesini kullanırken aldığım keyfi veremiyor maalesef ve hobi olarak fotoğrafla ilgilenen bir amatör olarak çekim sonucunda ortaya çıkan fotoğraf kadar, çekim öncesi hazırlıklarda ve çekim esnasında alınan keyif de benim için son derece önemli. Ama şu da bir gerçek ki XXX ya da XXXX boyutlarında bir gövdeyi taşımaktansa bir aynasızla gezmeyi her türlü tercih ederim.